Pazar, Ocak 26, 2020

Militarist Emperyalist Türkiye


İki veri:
“KKTC’de 40.000 asker
Suriye’de 5.000 asker
Irak’ta 2.500 asker
Somali’de 2.000 asker
Afganistan’da 2.000 asker
Arnavutluk’ta 24 asker
Lübnan’da 100 asker
Katar’da 300 asker
Bosna-Hersek’te 250 asker
Kosova’da 400 asker
Azerbaycan’da 100 asker
Demokratik Kongo Cumhuriyetinde 17 asker”
+
“Euronews, 21 Kasım 2017,


Pew Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan bir raporda 2016'da yurtdışında en fazla asker konuşlandıran ülke ABD'den sonra Türkiye oldu.
Araştırmada ABD, toplam askeri gücünün yüzde 14,9'unu yurtdışında çeşitli ülkelere konuşlandırdı. Türkiye'nin yurtdışındaki operasyonel asker gücü yüzde 13,2 gibi son yılların rekor seviyesine yükseldi.”
+
Saptamalar:
Tüm bu olaylar, Haziran 2015 birinci genel seçim yenilgisinden sonra böyle oldu.
Asıl tartışma ise, Ocak 2020’de Libya’ya asker göndermemiz üzerinden açıldı.
Sayılar ortada:
Militaristleşiyoruz, emperyalistleşiyoruz. Ancak, bunun başlaması gereken tarih, Haziran 2015 değil, PKK’nin iç savaş başlattığı Ağustos 1984 idi. Aslında 36 yıllık bir süreç bu yani. Ancak, son 4,5 yılı göze batıyor.
Ekler:
“Bunun yanısıra, epeyi ülkede de polis eğitimi var.
Artı, silah ihracatımız giderek artıyor.
Bunu münferit geçmişi de var. 1970’lerde eski hava kuvvetleri komutanımız, Kongo’da genelkurmay başkanı olmuştu.”
Suriye ve Irak özsavunma sayılıyor ama Libya sayılmıyor, saldırganlık sayılıyor.
Tüm bunlar için yapılan harcacamalar, insanların gereksiz sivil israflarının % 1’i gibi. Yani aslında, barış savaştan daha pahalı.
En önemlisi:
Tüm bunlar, Erdoğan kalabilsin diye yapılıyor, AKP bile değil, Erdoğan.
Erdoğan’ın hem MHP’limsi, hem MSP’limsi geçmişi, ona iki tarafa da kayma olanağı verdi.
Bu gidişat, sivil veya askeri tek adamlığa doğru ama bunu herkes Putin gibi usturuplu yapamıyor.
Yine de, Erdoğan’ın sonunu bu savaşlar değil, ABD veya Akar-Ağar-Fidan üçlüsü getirebilir ancak.
(26 Ocak 2020)




Hiç yorum yok: