Çarşamba, Ocak 08, 2020

İran Savaşı: Global Yeni Paradigmalar Oluşurken


ABD, İran’ın en önemli komutanlarından birini öldürdü.
İran, uzun süre beklemedi, 2 ABD üssünü vurdu.
Bugüne dek, eski paradigmalar silinirken, yeni paradigmalar oluşmuyordu. Artık, yeni paradigmalar da oluşmaya başladı gibi.
Obama’nın yapmadığını Trump yaptı ve İran’ı parçalama yoluna girdi. Kısa vadede değil ama orta ve uzun vadede. 5 yıldan uzun sürede.
Böylelikle, sıraya Pakistan ve Suudi Arabistan da parçalanmak için girmiş oldu.
Böylelikle, Türkiye’nin parçalanma olasılığı daha da azaltılmış oldu.
Ara şerhler:
Bir:
Türkiye, 1945-2020 arasında, Ortadoğu satranç tahtasında,  Batı tarafından hep bir piyon olarak görüldü, Türkiye de kendini böyle görmeye alıştı. Son gelişmeler, bunun böyle olmadığını kanıtladı. Çünkü Türkiye-Araplar gerilimi, hep vardı ve Türkiye hep bugünkü konumundaydı, yani Batı Türkiye’yi çok daha verimli kullanabilirdi: Örneğin, onu 1980’de piyonluktan şahlığa değilse bile, atlığa veya filliğe taşısaydı, herkes çok daha fazla kazanmış olurdu. Çünkü, Türkiye, ister Tanzimat kafası, işter aşağılık kompleksi kafası, hep Batı’ya gönüllü kul oldu, son 200 küsur yıldır yani.
İki:
SSCB’nin Türkiye’yi Yalta’da fedası yanlış bir hamle olarak görünmeye başladı. SSCB, Doğu Avrupa’yı yitirdi ama Türkiye’yi alsaydı, yitirmeyebilirdi.
Üç:
İsrail ve Türkiye’nin çıkarları ayın olabilecekken, asla öyle olmadı. ABD, bunun böyle olmasını sağladıysa da hatalı, buna bilmeden izin verdiyse de hatalı.
İkinci 1980 dalgası, bu koşullarda artık kurulabilir görünmeye başladı.
Türkiye, petrol üzerinden, yılda 25 milyar dolar komisyon, 25 milyar dolar zam karı elde edebilir. O zaman da, 2020 = 1 trilyon dolar eksinin fazla anlamı kalmaz.
Türkiye’nin ekonomik durumu, çok çöktü. Yoksa, bu koşullarda ciddi bir bir global atak yapabilirdi. Artı ve ayrıca, Erdoğan gibilerin vizyonu, gerçek global güç Türkiye için çok yetersiz.
Yani Türkiye, yine her zamanki gibi arada kalacak. Unutmamak gerekir ki Türkiye’nin GSYİH’sı artık Dünya ortalamasının gerisinde.
Parçalanmış Libya, Suriye, Irak, İran, Pakistan, Suudi Arabistan panoraması, sürdürülebilir bir süreç değil.
Artan petrol fiyatlarıyla birlikte, altın ve buğday da yükseliyor. Döndük dolaştık, geldik yine reel sektöre.
Yalnız sorun şu:
Petrol fiyatları 10 dolardan 100 dolara çıkarsa, kimse ölmez ama buğday fiyatları 100 dolardan 1.000 dolara çıkarsa, milyonlar ölür. Savaşlardakinden daha çok insan ölür.
Bu politik-militarist-ekonomik gidişatın olası vektörlerinden biri de bu.
İran 1980’de 1 milyon kişi, Türkiye’den transit geçmişti. Bu kez 2 milyon kişi geçer. Ki bu da Türkiye’yi daha çok Lübnan’laştırır ve Beyrut’laştırır.
Dışarıdan bakınca, parçalanmayan Türkiye ile, çevresinde parçalanmış 15 ülke, Türkiye hegemon olamadıkça, daha büyük bir girdap yaratır. Parçalanma sırasında Ukrayna zaten var, Hindistan ve Kenya da işin içine girer, yıkımın girdabı genişler. Yani BOP, olur negatif-GOP (global ortadoğu projesi). ABD en az 500 milyon müşteri yiririr. Çin’in borç tuzağı projesi, bir yerlerde takılır kalır.
Yani, özetle:
Bu gidişat, varolan tüm politikacıların vizyonunu aştı.
Bu noktadan sonra çok büyümüş olan global politik kriz, diğer makro-makro global krizler (su, gıda, enerji, nüfus, ekonomi, çevre, salgın) ile eşdeğer noktalara taşınır. Faz kaymaları ve faz binmeleri raslantılara bağlı. Yani, rönesans ve engizisyon raslantılara bağlı.
+
Dönüp İran özeline ve mikrosuna bakarsak:
İran, bekleyip, orta vadede bir ABD uçak gemisi vuracağına, bunu yaptı. 2 askeri üs vurma, 20 füze kullanma, maksimum 80 ölü yaratma. Süleymani askeri açıdan, herhalde 80 erden daha değerliydi.
Arada İsrail, ironik bir açıklama yapıp, işin büyütülmemesini, İran’ın gücünün sınırlı olduğunu açıkladı. Yani, gidişat onların bile işine gelmedi. Onlar, rüşvetçi yolsuzlukçu Netanyahu’ları ile kavrulup gitmeye çoktan razılar yani.
Burada geçmişe bakarsak:
Anadolu’daki beylikler, parçalanma ve birleşme osilisayonunda oldukça mantıklı salınımlar izledi. BOP’taki parçalanan ve birleşen ülkeler ise, o denli mantıklı gidemeyecek gibi.
O zaman, Osmanlı-Konya Rum Devleti asimetrik diyalektiği vardı. Şimdi TC için, ana Koch Adası ve 10 fraktal parçanın etkileşimi var. İkisi farklı paradigmalar.
Karşılaştır-karşıtlaştır:
Osmanlı geleneği olsun veya olmasın, TC periferisinde vassallığı kabul edecek çok fazla fraktal parça var, Acaristan gibi.
Hiç kabul etmeyecek Araplar gibileri var ama onlar da kalabalık ve etkisiz eleman durumundalar.
İnanılmaz ama kısacası herşey, TC ortadan büyüğe emperyalist olsun diye gidiyor gibi.
ABD yaratılırken de böyle olmuştu:
Daha 1776’da Fransa, İngiltere’ye karşı ABD’yi savununca, İngiltere de Fransa Devrimi’ne katkıda bulunmuştu ve olay 200 yılda yok-AB’ye ve (bilmem kaçıncı kez) var-Almanya’ya vardı. Yani ABD, 4. Reich’ı 250 yılda katalize etmiş oldu.
İran-Rusya-TC üçlüsünde, İran boş ve etkisiz eleman olmaya doğru gidiyor. Putin-Rusya’sı, aşırı Doğu ülkesi olduğunu, dış politikası ile göstereli beridir, TC-Rusya al takke ver külah, her durumda anlaşabilir oldu. Ki 20 yıldır (Apo keklemesinden beridir) pratikte öyle.
Yani, İran kendine yazık etti.
Sanırız, ABD’nin istediği de buydu.
Bu durumda, Trump kendini seçtirenlere hizmetini gayet güzel yerine getirmiş oluyor.
Yani İran’ın vurulması, İran’ın Pavlov köpeği gibi hareket etmesinden dolayı, ABD açısından 3-5 günde haklı çıktı.
Sonuç:
ABD’nin ve Almanya’nın dolaylı desteklediği bir Türkiye.
Nedense, hala işlevsel bulunan Erdoğan.
2020-2060 ikinci neo-global neo-liberal dalga (ama ilk tasarımından farklı).
Silinenler:
AB paradigması.
NATO paradigması.
Dalgalı silinen AGİK paradigması ki bu yeni bir tasarım-uygulama demek olabilir de olmayabilir de.
2060’ta petrolü bitmiş ve yüzlerce yıllığına Orta Çağ karanlığına girmiş Arap coğrafyası.
40 yıllığına zaman kazanmış Brezilya gibiler. Hindistan, bu koşullarda riskli bölge tanımına alınmış oldu.
Bu arada Çin, bir yerlerde tepetaklak olacak ama nasıl?
ABD paradigması, kendini bilmeden metamorfozluyor. Bunu 1776, 1861 ve Batı ABD’yi ele geçirme ile zaten yapmıştı daha önce de.
Çıkış:
Hala, küçük ülkeler umudu var. Vassal olmak isteyen Acaristan değil ama.
Yeni paradigma, yinelenmesi beklenen yerlerde yinelenmeyip, yinelenmemesi beklenen yerlerde yinelenen bir tasarımda oldu.
Yine de, çok fazla sürpriz yok denebilir.
Not 1: Bunun ne menem bir şey olduğu, 1-3 yıl içinde belirginleşir.
Not 2: Kennedy’nin ‘Büyük Güçlerin Yükselişi ve Çöküşü’ kitabındaki 1900 Dünya panoraması ile, 2000 Dünya panoraması, karşıtlaştır-karşıtlaştır ile 2000-2100 ekstrapolasyonuna taşınabilir. İlk 10 için İngiltere yok, Avustralya ve Kanada var olabilir örneğin.
(8 Ocak 2020)

Hiç yorum yok: