Bir tartışmada
ilginç 4 saptama yapıldı:
1.
‘Lgbti+a+n+ğ
‘ (*), neden kendine bir siyasi oluşum arar?
2.
Neden,
hep soldan beslenir?
3.
Sağ,
bu meseleye hep mi sığ bakıyor?
4.
Hiçbir
siyasi partinin umurunda değil eşcinseller, partilerin amaçları beleş ve hazır oy
kapmak.
Birer
birer gidelim:
Bir:
Eğer
Lgbti mücadelesi, toplumsal ve kültürel bir mücadele ise, konu illa ki siyasete
kayar ama o genelgeçer anlamında değil. Siyaset, insanların birbirini yönetmesi
/ yönetilmesi üzerine dayalı bir paradigmalar dizisidir, o anlamda.
Dışlamak
da, bir siyasal tavırdır. Dışlamak ise, yönetmenin değilleme türüdür gibi.
Hani, Yahudiler’i şehir surunun dışına sürmek gibi.
Dolayısıyla
soru şu:
Eşcinseller
toplumun içinde olmak istiyor mu?
Veya:
Eşcinseller
normal mi olmak istiyor, marjinal mi?
Her
ikisinin siyasal mücadele yolları, tarihten de bildiğimiz üzere, birbirinden
çok çok farklıdır.
İki:
Lgbti,
Türkiye’de göreli yeni bir toplumsal oluşum. Soldan beslenmesi ise, çok çok
yeni bir oluşum, hepi topu bir iki yıllık bir süreçten söz ediyoruz burada.
HDP’yi
sol saymıyoruz. HDP’nin Lgbti tavrını, ikiyüzlü ötesi buluyoruz. Lgbti
mensupları, bu süreçten çok çok zararlı çıkacaklar ama yaşayacaklarını da
çoktan hak etmiş oldular. Kurbağa akrebi sırtına almaz, akrep akrepliğini yapar
sokar, sağ kalmak kurbağanın işidir, akrep sokacak kurbağa bulamazsa, sokacak
akrep bulur kendine, buldu da hep zaten (Anter’i öldüren de bir Kürt idi).
CHP ise,
elini yakmadan maşayla ateşi tutmaya çabalıyor gibi.
Ayrıca, 2015
itibarıyla TBMM’deki 4 partiyi de, uç-uç-sağ sayıyoruz, onu belirtmiş olalım.
Üç:
Sağ,
eşcinsellere sırtına kramp girmeden
yanaşamıyor. Ancak, Hristiyan muhafazakarlar arasında olsun, eşcinselleri
toplama kampında öldüren Naziler arasında olsun, eşcinsel çok / idi. Eh, bizim
Müslümanlar arasında da xxx.
Sağ,
muhafazakarlığa aykırı görünen eşcinselliğe yaklaşamadığına göre, eşcinseller
sağa yanaşacak gibi.
Yanaşmak
isterler mi, yanaşmaları gerekir mi, ayrı konu ama lütfen AKP’ye yaklaşan
eşcinseller gibi, açık alanda ateşe açık
kalmasınlar, dilerim.
Eşcinsellerin
sağ kalması, ancak ve ancak eşcinsellerin işidir. AKP’liler gibi düşmanlar onları katlettiğnde,
söyleyecek bir şey daha şimdiden yok.
Dört:
Kasaba
mihnet etmeyin, ç.künüzü kesip yiyin bilader.
Sokakta
politik aktif yapın ki zaten bütün haklarınızı öyle kazandınız ve bugüne böyle
geldiniz zaten.
Kendi
partinizi kendiniz kurun ve bu işin nasıl imkansız olduğunu görün.
Kişisel
kanımız, eşcinsel siyasal mücadelesinin siyasal partilere yanaşmasının, çok çok küçük / yeni / farklı / marjinal bir parti ve barajsız seçim
olmadan bir anlamı olmayacağı.
Sonuç:
Eşcinseller,
tüm halklar gibi fazla romantikler: Haklarının hemenceik verilmesini, insanların
hümanist, hoşgörülü ve insani / insancıl olmasını umuyorlar ve babayı alıyorlar
tabii ki.
Eşcinseller,
çoğulcu olmak durumunda. Son 50 yıllık TC’de, 8 kardeş 8 partiye girme
oportunizmini gösteriyorsa, eşcinseller de zaten bölündükleri 8 grubun farkıl
oluşumlara entegre olmasına izin vermeli ama iç-diyaloğu hiç kesememil ki bu aslında
imkansız biliyorum.
Evet bu
iş mümkün ama bu eşcinsellerle değil henüz.
Bitmeyen
Kavga’da ve kısa vadede, çook kafası ve
kalbi kırık eşcinsel yaşayacağız demek ki...
Sonra,
yeni kuşak gelip olmuşları toplayacak. Nedense, siyasal tarihte hep böyle oldu,
oluyor ve olacak da gibi.
Dipnot:
(*), başka bir metinde açımlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder