5
milenyumluk Dünya Sistemi olan tarihte birincil olarak 4 ana kategori hep vardı:
Devlet,
yazı, ticaret, savaş.
Bunlardan
ticaret ve savaş, tarih öncesinde de vardı ama devlet ve yazı tarih ile başladı
sayılır.
İkincil
olarak da, yine ana 4 kategori vardı:
Din,
hukuk, ahlak, siyaset.
Görüldüğü
gibi, bunların hepsi insanların birarada yaşamasına ilişkin kurallar
yaratıyorlar ama başka başka açılardan.
Bunların
4’ü de, tarih öncesinde de mevcuttu.
Ancak,
üstyapısal kültürel kuramlar olan bilim, sanat ve düşün’e gelince, işler
değişiyor:
Bilimin
4 (matematik, fizik, kimya, biyoloji), sanatın 9 (yazın, müzik, dans, tiyatro, mimari,
heykel, resim, fotoğraf, sinema) ve düşünün 4 (ontoloji, fenomenoloji, epistemoloji,
metafizik) temel dalının olmadığı toplum çok, hepsinin olduğu toplum da yok tarihte.
Hatta
Dünya Sistemi’ci marksist tarih-modeli’ciler bile, tarihi askeri, siyasi,
iktisadi birikim olarak irdeliyorlar ama bilimsel, sanatsal ve felsefi birikim
olarak irdelemiyorlar.
Tarihte
birçok (onlarca) askeri, siyasi, iktisadi zirve ülke-devlet var ama
bilim-sanat-düşün zirvesini birarada yapan hiç
yok ve tek tek olarak da, 2-3 ülke-devlet ya çıkar, ya çıkmaz.
Bu da, tarihin henüz tarih ol(a)madığını imliyor.
Buna ek
olarak, bir de şu durumu imliyoruz:
1945’teki
2 atom bombası, insan türünü fiilen bitirdi ve 1957’deki ilk yapay uydu, insan
türünü uzaya ve başka bir tür olmaya aştırdı (transendans). Şu an ve son 70
yıldır, bunun hala epsilon’larını yaşamaktayız.
Yani,
böylelikle tarih, henüz tam’a yükseltgenemeden ve bütün-tarih ol(a)madan, başka
bir şeye metamorfozlandı.
İşte bu
nedenle, 5 milenyumluk geçmişbilimi (tarihi), 5 milenyumluk bir gelecekbilime (fütürolojiye)
entegre etmezsek / praksislemezsek / sentezlemezsek; insan türü, Yeryüzü’nden geriye
kalıcı bir şeyler bırakamadan, silinip
gidecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder