Başkanlık
sistemi tartışmaları, kör gözüm parmağına sürüp duruyor.
Akademisyen
bir abimiz de durumu katkıda bulunmuş:
“...federatif
yapıyı öngörmeyen bir başkanlık örneği, hadi ihtiyat payı bırakayım, bir iki
küçük istisnâ dışında, bulunmamakta.”
Baştan
aşağı yanlış:
ABD önce
başkanlığa geçti, 100 yıl sonra falan (bugünkü) gerçek-federatif yapıya geçti.
Fransa,
üniter bir devlet.
Putin-tipi
başkanlık sistemi, asıl neo-de facto geçerli başkanlık sistemi. Bizdeki gibi
yer değiştirmeli. Zaten Tayyip oradan kopya çekti. Bunun panzehiri
tartışılmalı.
Dünya’daki
en önemli 3 başkanlık sistemi böyle. Almanya başbakanlık ve federatif yapıda.
İngiltere krallık / monarşi ve göreli federatif yapıda. Yani, Dünya’da
söylenene uyan önemli bir örnek falan yok ortada.
Sorun,
başkan-başbakan değil, hiç uygulanmayan güçler ayrılığında.
Hesapça
yürütme, yasama ve yargı birbirinden bağımsız olacak ama ABD’de başkan AYM
başkanını tayin ediyor ediyor.
Hep
askeri darbeden söz edilir ama sivil darbe de var. Bizdeki yargıda olduğu gibi.
Yani,
sonuçta ortalıkta bir parlamenter
demokrasi şarlatanlığıdır dönüyor ama kimsenin taktığı yok.
Yasaları
yapanlar yasalar uymuyor. Örneğin, Almanya yurtdışına asker yollaması yasakken,
ABD istedi diye yolladı. Japonya’nın ordu kurması yasakken, yılda 50 milyar
dolarlık savunma harcaması yapar oldu.
1945 düzeni
de, 1990 düzeni de, de facto çöktü ama yenisi kurulmadı, bir ara-geçiş
dönemindeyiz. Bir tür global-fetret devri bu.
O
nedenle, at izi, it izine karışıyor.
Bizde
alaturka başkanlık var fiilen, cumhurbaşkanı hükümet kurdurmuyor, seçimi
yenilettiriyor. Hiçbir yasal sorumluğu yok. Zaten, ortada konuyla ilintili bir yasa
da yok. Böylesi durumlar düşünülmemiş çünkü.
Olup
biteni kimsenin taktığı da yok, TC’de de, Dünya’da da.
Şimdi
gelelim asıl TC-başkanlık problematiğine:
Bir:
Tayyip
kaç kere daha seçilecek?
İki:
Yasaları
yapanlar yasalara nasıl uyacak veya uydurulacak?
Üç:
Yasama,
yürütme ve yargı birbirinden nasıl ayrılacak?
Dört:
Evrensel
İnsan Hakları Bildirgesi’nedki haklar, başta yaşama hakkı olmak üzeren nasıl,
ne zaman, kimin tarafından yürürlüğe geçirilecek?
Beş:
TBMM’de
sol bir parti ne zaman olacak?
Altı:
Gerçek
katılım demokrasisi nasıl kurulacak?
Yedi:
Parçalanan
TC, nasıl yeniden birleştirilecek ve birleşen Kürdistan nasıl parçalanacak?
Sekiz:
İç ve
dış savaşlar nasıl halledilecek?
Dokuz:
5-10
tane makro global ekonomik krizde TC devleti nasıl sağ kalacak? (Osmanlı sağ
kalamamıştı.)
On:
İkinci Cumhuriyet
nasıl kurulacak?
Bunlar
olmazsa, 4-10 uç-sağ partili, faşizm
orjili bir sistemimiz olur. Onun adı da başkanlık olsa ne olur, olmasa ne
olur o zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder