Salı, Kasım 03, 2015

TC 2015-2019

AKP, 4 yıl daha başımızda.
Ancak, birilerinin umduğunun tersine, AKP’de en erken, pek pek 2017 sonu, 2018 başı gibi bir parçalanma olabilir, bencesi daha önce değil. Para yiyecek yeni kelle çok çünkü.
CHP aynı noktada kaldı. Geleceği de aynı.
HDP, zirvesini gördü ve geçti. BDP’liler, eşek değillerse, onlarla yollarını ayıracaklar. Sonuçta, ihanete uğrayan onlar oldu ilk başta.
AKP-PKK diyaloğunda, HDP arada olmayacak.
Hakan Fidan gider. Muadili gelir.
Ordudan yana hiç bakmayın.
MHP’nin böyle olacağı belliydi.
Partilerin oy yüzdeleriyle, sandalye yüzdeleri arasındaki aşırı ilintisizlik, beni giderek daha çok sinirlendiriyor.
Başından beridir söyledik:
Sorun başkanlık değil. Çünkü ABD veya Fransa’da başkanlık olsa ne olur, olmasa ne olur? ABD’de sorun merkez-sol partisizlik, Fransa’da sorun yavşak sosyal demokrasililik. Bizde ise, 1946’dan beridir hazmedilemeyen çokpartililik.
Türkiye’de diktatörlüğe giden yol, illa ki başkanlıktan geçmez.
Tayyip’in miyadı çoktan doldu ama ABD’de 2017 Ocak’a kadar siyasal program dolu. 1 yıl sonra bakarız yani.
Yıldırım Akbulut’tan sonra, Ahmet Davutoğlu da, siyasal yaşamımıza bir tipleme olarak geçti işte, o kadar: Global siyaseti bilmeyen bir BÜ uluslararası ilişkiler mezunu.
Ara şerh:
1980’den sonra BÜ’de ne kadar çürük çarık adam varsa, üst mevkilere geçti. Muhbirlik falan yaptılar.
1977 girişli, Eskişehir Koleji mezunu 5 kişi vardı. Hepsi şeriatçı idiler. En alt kalitede olanı, Murat Mercan AKP’de yükseldi, genel başkan yardımcısı oldu.
Bugün AKP’nin elemanı olan Ensar Gül, benim de dahil olduğum AFL 77 mezunu kümesinden. Arkadaşımdır severim ama kişiliğini biliriz, o kanal atma muhabbetleri filan ona hiç uymadı.
Tayyip’in de yakın arkadaşı, benim ilkokul arkadaşım ve yine AFL 77 mezunu olan Necip Kural ise, 1980’de cami çıkışı öldürüldü. Hala ‘kim vurduya gitti’dir. MHP-MSP iç hesaplaşmasında harcandı. O sağ olsaydı, sanırım tozumuzu attırdı, çok sert çocuktu çünkü, öldürecek gibi bakardı.
Yani:
AKP, ne kadar çürük çarık adam varsa, onları bulup yükseltmeyi sürdürecek. Buna muhtaç çünkü. İstanbul’a 10 milyon daha Sefiller doldurmaya muhtaç olduğu gibi.
Tek savım var:
Gelsinler, faşistine de, engizitörüne de, gelecekbilim raporu yazayım. İster kullanırlar, ister kullanmazlar, ister tuvalet kağıdı yaparlar ama vizyon alsınlar, baksınlar biraz sağa sola, öne arkaya, global geleceğe.
4 yıl gitti, tamam. 2019’a bakalım. 2023’e kim öle, kim kala.
Sevgili TBMM şeysileri:

Kafayı kumdan çıkarın, poponuzu da aşağıya çekin biraz. Gelen düdüklüyor, giden düdüklüyor.

Hiç yorum yok: