Cuma, Kasım 20, 2015

Neo-Anarşist Tezler

Kendim de dahil olmak üzere, 7 küsur milyarlık tüm insan nüfusunu ve 80 milyonluk Türkiye nüfusunu bir anda gömülesi buluyorum politik olarak.
Yani, sonul barbarlığı göze alıyorum.
Yani, sonul barbarlığın olmayacağını da biliyorum.
Bunun global kaos demek olmayacağını da biliyorum. 
7 milyarın veya 80 milyonun hepsinin yok edilemeyeceğini de biliyorum.
İktisadi, askeri, siyasi düzenin sıfırlanması, hatta eksilenmesi, bilimi, sanatı, düşünü bitirmiyor. Onları saklama koşullarının şimdikinden çok çok daha kötü olduğu, binyıllar önce bile bitirmedi.
Yine de, bilimi, sanatı ve düşünü de sıfırlamayı, hatta eksilemeyi göze alıyorum.
Biliyorum ki iyi ve kötü yanlarıyla insanlık, kendini yeniden yeniden üretecek. 5 milenyumluk kayıtlar bunu kanıtlıyor.
Budama, kimi olumlu, kimi olumsuz sonuç vermiş tarihte ve tarih öncesinde.
Benim neo-anarşizmim tüm bunların üstünde ve kapsamalı olmakta.
Çünkü ben doğduğumda insan türü, kendini yok olmaya, kendi ellleriyle yok etmeye koşullanmıştı.
Çünkü ben doğduğumda insan türü, başka bir türe doğru yol ayrımına girmişti. Bu yol ayrımı, Neanderthal’larla Sapiens’ler arasındaki gibi, biyolojik değil, kültürel oldu.
Sapiens’lerin Neanderthal’ları yok ettiği gibi, Posterus’lar Sapiens’leri yok edebilir ama etmeyebilir de.
Dönelim şu ana:
Bu Dünya’ya pek pek 2 milyar nüfus yeter.
2070  gibi başlayacak global nüfus sabitlenmesi, kültürü aşırı statikleştirecektir, bunu onyıllar öncesinden biliyoruz. Ancak insan türü, sabit nüfusla yaşamayı öğrenmek ve o durumda da dinamik kalmak durumunda.
1914’te 50-100 arasındaki Dünya ülkesi sayısı, bugün 200 küsurda. Rusya’dan 100, ABD’den 50, Hindistan’dan 50 ülke daha gibi, oluşumlar dizisiyle, 500 ve ötesine bile gidebilir.
Gözlendiği kadarıyla, çok veya az ülke durumuyla, barbarlık veya uygarlık yoğunlaşması arasında bir ilinti yok tarihte.
Bugün, bir zamanlar Aydınlanma Çağı’nda Avrupa’ya yüklendiği üzere, bir bilim / sanat / düşün kültürleri üstlenmesi yok Dünya’da ama 3’ü de düşe kalka sürüyor, göründüğü kadarıyla bu durumdan bağımsız olarak.
Bilimin, sanatın, düşünün tama yükseltgenmesi, insanı tam insan yapmayacak.
İktisadi, siyasi, askeri sorunların bitirilmesi, insanı tam insan yapmayacak.
İnsan türü, 5 milenyumun sonunda, kendini çıkmaz bir sokak olarak mahkum etti.
Bu durumda argüman, tarihin sonu veya ortası, barbarlık veya uygarlık, çekirdek hegemon veya kutupsuzluk arasında sürmüyor.
Devletsizliğin anarşizm olmadan da, fiilen yapılabildiğini, reel sosyalizm ve neo-global neo-liberalizm kanıtladı.
Devletin yokluğunun, hem iktisadi-siyasi-askeri yapıyı, hem de bilisel-sanatsal-düşünsel yapıyı oldukça zedelediğini izledik.
Kitlenin yazıyı inkar ederek, bunları dışladığını da izledik.
Anarşizmin iktidar olduğunda, diğer ideolojilerin yaptığı hataları yinelediğini de izledik.
Yani bu koşullarda anarşizm, sonul bir ideoloji olma savında olamaz, olmasa gerekir.
Artı anarşizm olmadan da, tarihsel / geleceksel eksodus bulunabilir. Bulacaklar da çıkacak.
Şu an, 2015 Dünya’sı tam bir açmazda ve kendi haline bırakılırsa, yıkımla kendi yolunu bulacak, daha önceleri olduğunca. Yıkıma ve kaosa karşı değiliz, hiç olmazsa kültürel fermentasyon yaratıyor, bunu gözledik. En az Acı arzusundayız ve ilkesindeyiz.
Bu durumda, anarşizmin fiili ve demokrat ateizm gibi destek ideolojilere gereksinimi olmakta.
Bu durumda anarşizm, yalnızca geçici bir araç olmakta, bir amaç değil.

Neo-anarşizmin başlangıç tezlerinden biri de bu olmakta.

Hiç yorum yok: