Bilgisizlik
İlber Ortaylı’yı söyletmiş ve kendisi şöyle demiş:
“Devlete
karşı isyan yok Türk tarihinde...”
Durmamış,
devam etmiş:
“İç harp
dediğin devlete karşı isyan değildir.”
Dünya
tarihini bilmiyor üstad, bilgisizliğe ibadeti bundandır; Türk tarihini bilmiyor
üstad, bilgisizliğe ibadeti bundandır.
Türk
tarihi, en başta devlet kurmaya isyan edenlerle, devlet kurmaya Çinliler gibi
özenenlerle başlar. Sonra da kardeş kavgası olur.
‘Türk’
sözcüğünü aşağılayıcı anlamda kullanan Osmanlılar’da, 620 yıllık tarihlerindeki 295 savaşın belki yarısı, halk
isyanı ile olmuştur.
Proto-TC’de
1920-1921’de oldukça kısa bir sürede 20 küsur halk isyanı olur. Bugün bunlar,
TSK’nın kitaplarında, ‘halk isyanı’ başlığıyla mevcuttur.
İç harp,
devlete karşı isyandan dolayı da olabilir, devleti elinde tutan iktidar
seçkinlerinin arasındaki kavgadan dolayı da olabilir.
‘Coup
d’etat’ / ‘devlet darbesi’, askeri de olabilir, sivilce de. Pek isyan sayılmaz,
hesaplı kitaplı gider. (İsyan, patlamalı bir şeydir.)
Jön
Türk’çülük ve Osmanlı Jakoben’liği, devlete karşı isyan değil, kendini
devletten üstün görüp, devletten ulüfe talebidir, bir tür pazarlıktır yani.
Padişah
devirmek ve öldürmek de, kendini dev aynasında görmenin başka aşamalarıdır.
Peki
halk, devletine karşı neden isyan eder?
Vergi (açlık)
ve savaş (ölüm), temel nedenlerdir. Politik rejim değiştirme için, halk isyanı
pek görülmez. Bir halk isyanı, ona dönüştürülebilir, ayrı konu.
Halk
isyanı zemberek-çığ modelindedir. Yani, birikir birikir ve çığ gibi yağar.
Genellikle isyan hedefini tutturamaz. İktidar seçkinleri değişir, yeni gelen
yine halkı ezer.
Ve
böyle buyurdu tarih...
Demek ki
Ortaylı için huzurevinin yolunu tutma zamanı gelmiş de geçmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder