Pazartesi, Kasım 09, 2015

Türk Tarihinde Devlete İsyan

Bilgisizlik İlber Ortaylı’yı söyletmiş ve kendisi şöyle demiş:
“Devlete karşı isyan yok Türk tarihinde...”
Durmamış, devam etmiş:
“İç harp dediğin devlete karşı isyan değildir.”
Dünya tarihini bilmiyor üstad, bilgisizliğe ibadeti bundandır; Türk tarihini bilmiyor üstad, bilgisizliğe ibadeti bundandır.
Türk tarihi, en başta devlet kurmaya isyan edenlerle, devlet kurmaya Çinliler gibi özenenlerle başlar. Sonra da kardeş kavgası olur.
‘Türk’ sözcüğünü aşağılayıcı anlamda kullanan Osmanlılar’da, 620 yıllık  tarihlerindeki 295 savaşın belki yarısı, halk isyanı ile olmuştur.
Proto-TC’de 1920-1921’de oldukça kısa bir sürede 20 küsur halk isyanı olur. Bugün bunlar, TSK’nın kitaplarında, ‘halk isyanı’ başlığıyla mevcuttur.
İç harp, devlete karşı isyandan dolayı da olabilir, devleti elinde tutan iktidar seçkinlerinin arasındaki kavgadan dolayı da olabilir.
‘Coup d’etat’ / ‘devlet darbesi’, askeri de olabilir, sivilce de. Pek isyan sayılmaz, hesaplı kitaplı gider. (İsyan, patlamalı bir şeydir.)
Jön Türk’çülük ve Osmanlı Jakoben’liği, devlete karşı isyan değil, kendini devletten üstün görüp, devletten ulüfe talebidir, bir tür pazarlıktır yani.
Padişah devirmek ve öldürmek de, kendini dev aynasında görmenin başka aşamalarıdır.
Peki halk, devletine karşı neden isyan eder?
Vergi (açlık) ve savaş (ölüm), temel nedenlerdir. Politik rejim değiştirme için, halk isyanı pek görülmez. Bir halk isyanı, ona dönüştürülebilir, ayrı konu.
Halk isyanı zemberek-çığ modelindedir. Yani, birikir birikir ve çığ gibi yağar. Genellikle isyan hedefini tutturamaz. İktidar seçkinleri değişir, yeni gelen yine halkı ezer.
Ve böyle buyurdu tarih...                             

Demek ki Ortaylı için huzurevinin yolunu tutma zamanı gelmiş de geçmiş.

Hiç yorum yok: