1978-1979
gibi, o zamanların genç profesyonellleri olan Armağan Tekdöner’i ve Nuri Bilge
Ceylan’ı, BÜFK amatör mensupları olarak, takvim fotoğrafçısı diye eleştirirdik.
Ondan önce de, bugün 1-2’si sağ kalan, 10 yıl boyunca yüzümüze bakmaya bile
tenezzül etmeyen, moruk profesyonelleri de, turizm postercisi diye
eleştirirdik.
O
zamanların fotoğraf derneği sayısı 1-2 idi, şimdi onlarca. Aradan yaklaşık 40
yıl geçmiş. Dijital teknoloji işin içine girmiş. Bizim bugünün profesyonel morukları,
hala aynı noktada görünüyor: Satış / pazarlama için klişe / şekil yapma.
Renkli
olsun, siyahbeyaz olsun, tüm fotoğrafçıların tüm fotoğrafları, pitoresk-klişe
üretmek derdinde ama o takıntı, 500 yıl önce klasik ressam Bosch tarafından
çöpe atılmıştı zaten.
Sergideki
fotoğrafçılar, yeni eser üretme veya aktarma derdinde bile değiller. Yıllardır
orada burada ezberlediğimiz örnekleri göndermişler sergiye yasak savma
kabilinden. Yani, kendilerince işi sağlama almışlar.
Birinin
bu fotoğrafçılara, siyahbeyazda çok doymuş ton kullanmanın, sanatsal
görgüsüzlük olduğunu söylemesi gerekiyor sanırım.
Tüm
fotoğraflar, ne’den / içerikten çok, nasıl / zarf ile ilgilenmiş. Bir tek,
Kumral Kepkep’in, engelli birinin yer aldığı, dans tiyatrosu enstantaneleri,
içerik ve ne ile ilgilenmiş.
Bu
fotoğraf ve tüm diğerleri için, internette hiçbir bilgi yok. Serginin girişinde
paralı sergi kataloğu var. Ücretsiz broşür dağıtma zahmetine katlanmamış kimse.
Yazık,
diyorum. Başka bir şey demiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder