Sıfır:
Olay,
Fransa’nın 11 Eylül’ü değil. İlki dikeydi, bu yatay. Herşeyleri birbirinden
aşırı farklı. Üstelik, ABD ilk kez vurulmuştu ama Fransa hep vuruluyor. İkisinde
de iç ‘riot’ (‘rebel’ değil) var ek olarak.
Olay; ‘joint-venture’,
legal-illegal melezi, giderek çoğalan, büyüyen, yayılan çizgide, daha
öncekilerden taklit, öğrenilmiş bir derleme. Kopya Bombay’dan. Bu da, olayların
şimdiye dek gelen aşırı düzenli aritmetiğini değiştirdi. Doğu-doğu bu işi
farklı yorumluyor.
Nasıl ki
Filistinliler, canlı bomba geleneğini Müslüman olmayan Tamil gerillalarından
aldıysa, IŞİD de Filistinliler’den devraldığı canlı bomba çizgisini
değiştirerek ve yorumlayarak gidiyor.
(Sonradan
buraya ara ek: Artık olayda polis katkısı da var ki biz, bunu başka biçimde
dilegetirdik, kültürel antropoloji açısından hiçbir fark kalmadı
Neçayef-Makyavelli arasında, olarak:
Bundan
sonra, çok daha büyükleri gelecek. Ders alanlar ve taklit edenler artacak.
Örneğin kesinkes Çin de bundan nasibini
alacak, en çok 2 yıl içinde.
Bu
dizide beceriksizlik had safhada idi. Yani, sanıldığının tam tersi bir durum
var ortada.
Polis,
mafya, gerilla çizgisi, bu olayla yeni bir şey kazanmadı gibi.
Beyinler
farklıydı ama bu kezinde bilindik çizgideki (düz ve anti’lerin tümü dahil
olarak) gidiş değillendi, başka bir şey deneniyor.
Bombay-Paris
sürekliliği varsa, ‘Türkiye elektrik
kesintisi 2015’in de devamı olacak demektir. Bu çok önemli bir şerh.
Fransa
devleti de çok yanlış davrandı: Metroları durdurmak demek, yepyeni ve bedava
katliamlara kapı açmak demek oldu ama planda o yokmuş demek ki.
Bombay’dan
farkı, tek güne sığmış olması.
Öncekilerden
farkı, aynı grubun birden çok hedefe yönelmesi.
Zamanlar
birbirine çok yakın. Bu dizide, fazladan bir de zamanlayıcı tasarlayıcı olmuş
olabilir.
Tarihsel
perspektif:
2005
başkaldırılarından beridir, devlet aciliyeti yaratan en önemli toplumsal olay:
Madrid
2004 tren bombalamalarından sonra, en ölümcül terör olayı:
Olay,
2008 Bombay saldırılarına benzerlik gösteriyor.
Yani, 10
küsur yıllık bir perspektif var burada.
11 Eylül
2001, Çakal Carlos’un anlattığına 1991’de tasarlandı (bakınız: Devrimci İslam).
1996’da içeriden bombalama oldu ama İkiz Kuleler dayandı. 2001’de İkiz Kuleler
yıkıldı. Yani, 10 yıllık bir perspektif de burada var.
Yani, ABD’nin
1980 Askeri Stratejisi (teorik), 1980 Afganistan, 1991 Irak, 2003 Irak
perspektifine karşı, teröristlerin de böyle bir perspektifi var artık.
Ayrıca,
birleşik BM Barış Gücü varsa,
teröristlerin de birleşik savaş gücü var
artık.
Bu
anlamda olay, kapitalizm-antikapitalizm veya İslam-Hristiyan boyutunun çok
ötesinde artık. ABD ve diğerleri var
artık.
Bir
zamanlar da Osmanlı ve diğerleri
vardı. Osmanlı’nın yıkılışı, 1700-1900 arasında 2 yüzyıl sürdü. ABD 70 yıldır
yıkılıyor. 100 yılı daha kalmadı. AB desen, kendini yıktı zaten. Filistin ise,
bir terör odağı olmasına karşın, 70 yılda bir devlet olamadı henüz, erken uzlaştı çünkü.
Yani:
IŞİD
uzlaşırsa, ömrünü uzatır ama risk alırsa, şansı azalır ama daha uzatır durumda
şu an.
Şerh:
Esed uzlaştı ve ömrünü uzattı ama buna değer mi, ayrı konu. (Eski
Suriye’nin onda birine razı oldu gibi.)
Buradan
çıkış:
Bombay
saldırılarının eğitim bölümü, çeviri yok:
“A group
of men, sometimes stated as 24, at other times 26 received training in marine
warfare at a remote camp in mountainous Muzaffarabad, Azad Kashmir. Part of the
training was reported to have taken place on the Mangla Dam reservoir.
The
recruits went through the following stages of training, according to Indian and
U.S. media reports:
Psychological:
Indoctrination to Islamist ideas, including imagery of atrocities suffered by
Muslims in India, Chechnya, Palestine and across the globe.
Basic
Combat: Lashkar's basic combat training and methodology course, the Daura Aam.
Advanced
Training: Selected to undergo advanced combat training at a camp near Mansehra,
a course the organisation calls the Daura Khaas. According to an unnamed source
at the US Defense Department this includes advanced weapons and explosives
training supervised by retired personnel of the Pakistan Army, along with
survival training and further indoctrination.
Commando
Training: Finally, an even smaller group selected for specialised commando
tactics training and marine navigation training given to the Fedayeen unit
selected in order to target Mumbai.”
Yani,
bunu 250 veya 2.500 kişi ile yaparlarsa, 2014 yapımı ve Washington’un
çakılmasıyla ilgili 2 filmin aynısı öykü olur.
11
Eylül’den beridir, ABD’nin bunu kendi elleriyle yarattığı teranelerini boşverin
artık. 1965’te de / bile, Bekaa Vadisi’nde faşistler ve komünistler (ve Türkler
bile) yanyana eğitiliyordu. Bu bir
gelenek yani. Hasan Sabbah da düşmanlarıyla işbirliği yapmıştı yani.
+
Bir:
Hedef
bir spor olayı. Sonunda sadede geldik: Ya konser, ya spor olayı. En büyük
kalabalıklar oralarda toplanıyor çünkü. Bir de sevgili Papa’mız var, 6 milyon kişi
ve Manila ile.
Sonrası
fecaat:
Hollande’yi
o 3 canlı bombanın öldüremeyeceği baştan belliydi, yani bunlar ceylandı. Oysa,
1 drone yeter de artardı bile, istenseydi. Kaldı ki o maçta naklen yayın yapan
drone’lar büyük olasılık vardı. Dikkat çekmezdi yani.
(Ek:
Martin Beck dizisi, Teröristler, 10. Kitap: İlk vurulacak noktanın tayini.
Demek ki koskoca dünya İnterpol’ü 40 senedir hiçbirşey öğrenmemiş.)
Devamı
yine fecaat:
Canlı
yayında 2 bomba sesi var ve seyirci-halklar aymıyor bile. Hollande’yi tahliye
ediyorlar ki bu da hatanın daniskası. Zırhlı limüzini havaya uçurmak, bebek
oyuncağı. Taktik olarak içeride kalması gerekirdi.
Antrenörlere
durum söylenmiş ama futbolculara ve seyircilere maç bitene kadar söylenmemiş.
Bence, bu durumda Fransa devletine kim dava açsa kazanır ama maç sonrasıki saha
ortasındaki durum, Fransızlar’ın oldukça eksi zekalı olduğunu gösterdi. Herkes
ambale, herkes takılmış plak gibi cep telefonu aramasında. Be insancık, iletişimsel
sisteme zarar veriyorsun, senin sağ olduğunu öğrenseler ne olacak, öğrenmeseler
ne olacak? Seni orada devlet koruyor. 10 bin salaktan söz ediyoruz burada.
İlk
saldırı 21:15’te olmuş. İkinci diziden 5 dakika önce.
+
İki:
Klasik 2
+ 2 düzeni. Ortalıkta saldırı olduğu için, panik yaratma amaçlı. İnsanlar
kaçabiliyorlar çünkü.
Saldırı
düzeni kabaca, 21:20, 21:30, 21:40, 21:50. Eh, plan ortada.
Noktalara
serbest atış var. Burası doğaçlama çalınmış, denebilir.
Burada
çok önemli bir durum var:
Olağan
tetikçi birileri, o kadar silahla o kadar az insan öldürmez. Çapraz ateşin
belki yarısı boşa gider veya öldürmez.
Yani
diğer bir deyişle, en çok insan öldürme
amacı burada yok sayılır.
+
Üç:
1.500
kişilik bir salona girip, 87 kişi öldürmüşler. Makinalı tüfekleri 3 veya 4 kere
doldurup bunu yapmışlar ancak. Amaç yine panik yaratmak besbelli.
+
Çıkış / Genel:
Özet:
Birinci
dizi: 3 kişi ve 1 nokta ama 0 / boş nokta.
İkinci
dizi: 4 nokta.
Üçüncü
dizi: 1 nokta.
Büyük ödül Hollande ama büyük
sonuç konser katliamı.
Bir tür ters kroşe var. Bu ikili-durum, bundan sonraki saldırılarda hep tartışma
konusu olarak kalacak.
11 Eylül
gibi bu da, amacından fazlasına ulaştı.
11 Eylül
gibi bu da, teröristlerin tarafındaki
epeyi sivilin ölümüne neden olacak. Ancak ABD, 1950’den beridir milyonlarca
sivili bombayla öldürdü.
En son
soru:
Spartacus, İsviçre’ye mi gidecek,
Sicilya’ya mı?
Doğru
yön hangisi?
Gitmeden
önce, yani.
+
Ekler:
Olay,
asla ve kata komünist bir devrime gider
durumda değil.
Bu
bildiğimiz, kitlelerin yönsüz isyanı.
Bu silahlısı, silahsız olanı ise % 99 hareketi. Eh, seçim bireysel tabii ki.
Arkada,
Çin, Rusya, mafya, diğer terör grupları, vs hepsi var olabilir. Kanbersiz düğün
olmaz zaten.
Tasarım
ve icraat yine ayrı ayrı gitti.
Sonun başlangıcı, 11 Eylül 2001 idi.
Son 15
yılda bunlar olabildiyse, sonun
ortasındayız demektir.
Sonun sonu, ilk global ekonomik veya
çevresel krizde. 30 yıl gibi.
+
Olayın medya geştaltı yönü:
IŞİD,
terörün dozunu 2 kat arttırıp, medya geştaltının kitle üzerindeki etkisini 3-4
kat kılma limitini geçti.
Çünkü,
bunu planlamak da, aynı üssel-katsal artışta enerji, para, insan, malzeme
gerektiriyor.
Rivayete
göre, Paris saldırısı olduğu gün, İstanbul’da da bir saldırı olacakmış:
“Fransız
Ajans Press’in resmi yetkililere dayandırdığı habere göre, Paris’te yaşanan
katliamla birlikte İstanbul’da da saldırı yapılacağı ortaya çıktı.”
Bu
mümkün ama astarı yüzünden pahalı aşamada. Ki pahalılık, yakalanma biçiminde
tezahür ettiyse, hem deşifre olma, hem yöntem kaptırma, hem de adam kaptırma
gibi, çoğul kayıplar demektir bu.
Daha
önceki yöntem, tek 1 kentte, örneğin İstanbul’da, 2 günde, 2 + 2 tipi saldırı
idi, Kasım 2003’teki gibi.
Burada
artık simetri yok. Bombay’da da yoktu. Bu, olay
anında değişen strateji müdahalesi demek.
Asıl
durum ise şu: İkinci kentsel aday İstanbul değil, Moskova idi şu an. İstanbul,
ankara’dan sonra, baki kalan hesap, önemsizleşen ama sonra kapatılacak bir
hesap durumuna indi.
Aynı
anda 10 kente saldırı olsa, bunun 100 katı etkisi olmayacak artık. IŞİD bunu
Haziran 2015 gibi geçti.
Yani
bundan sonra, ya medya geştaltı stratejiyi belirleyecek, ya da tersi olacak. İkisinin
birbirini dinamik olarak, anı anına etkileyerek eylem yapılması, önümüzdeki 5
yıllarda mümkün olur gibi. Hemen değil ama.
Önümüzdeki
kısa vadede, kurunun yanında yaşı da
yakarak, IŞİD’i paspas gibi çiğneyecek Fransa, Rusya, vd. Dolayısıyla,
Taliban, el Kaide, Hizbullah, IŞİD ardılı yeni halka, er veya geç gerçek olacak.
Arnavutluk
veya Çeçenistan gibi görünürde kel alaka girişimler olabilir bundan böyle.
Çünkü giderek daha çok prova-olay gerekecek.
Henüz
Bangladeş ve Endonezya devreye girmedi, not düşüle. Bu, Araplar’ın içinde
olmadıkları Müslüman mücadelesi tarihinden bir kez daha dışarı atılması demek.
Türkiye
ise, hep arada ve ortada. IŞİD İstanbul’u vurduğunda, bu kadar azla sıyırtığı
için seviniyor durumda olacak TC. Artı IŞİD’in de fazla enerjisi kalmamış
olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder