Pazartesi, Kasım 16, 2015

Paris Terörünün Anatomisi

Sıfır:
Olay, Fransa’nın 11 Eylül’ü değil. İlki dikeydi, bu yatay. Herşeyleri birbirinden aşırı farklı. Üstelik, ABD ilk kez vurulmuştu ama Fransa hep vuruluyor. İkisinde de iç ‘riot’ (‘rebel’ değil) var ek olarak.
Olay; ‘joint-venture’, legal-illegal melezi, giderek çoğalan, büyüyen, yayılan çizgide, daha öncekilerden taklit, öğrenilmiş bir derleme. Kopya Bombay’dan. Bu da, olayların şimdiye dek gelen aşırı düzenli aritmetiğini değiştirdi. Doğu-doğu bu işi farklı yorumluyor.
Nasıl ki Filistinliler, canlı bomba geleneğini Müslüman olmayan Tamil gerillalarından aldıysa, IŞİD de Filistinliler’den devraldığı canlı bomba çizgisini değiştirerek ve yorumlayarak gidiyor.
(Sonradan buraya ara ek: Artık olayda polis katkısı da var ki biz, bunu başka biçimde dilegetirdik, kültürel antropoloji açısından hiçbir fark kalmadı Neçayef-Makyavelli arasında, olarak:
Bundan sonra, çok daha büyükleri gelecek. Ders alanlar ve taklit edenler artacak. Örneğin kesinkes Çin de bundan nasibini alacak, en çok 2 yıl içinde.
Bu dizide beceriksizlik had safhada idi. Yani, sanıldığının tam tersi bir durum var ortada.
Polis, mafya, gerilla çizgisi, bu olayla yeni bir şey kazanmadı gibi.
Beyinler farklıydı ama bu kezinde bilindik çizgideki (düz ve anti’lerin tümü dahil olarak) gidiş değillendi, başka bir şey deneniyor.
Bombay-Paris sürekliliği varsa, ‘Türkiye elektrik kesintisi 2015’in de devamı olacak demektir. Bu çok önemli bir şerh.
Fransa devleti de çok yanlış davrandı: Metroları durdurmak demek, yepyeni ve bedava katliamlara kapı açmak demek oldu ama planda o yokmuş demek ki.
Bombay’dan farkı, tek güne sığmış olması.
Öncekilerden farkı, aynı grubun birden çok hedefe yönelmesi.
Zamanlar birbirine çok yakın. Bu dizide, fazladan bir de zamanlayıcı tasarlayıcı olmuş olabilir.
Tarihsel perspektif:
2005 başkaldırılarından beridir, devlet aciliyeti yaratan en önemli toplumsal olay:
Madrid 2004 tren bombalamalarından sonra, en ölümcül terör olayı:
Olay, 2008 Bombay saldırılarına benzerlik gösteriyor.
Yani, 10 küsur yıllık bir perspektif var burada.
11 Eylül 2001, Çakal Carlos’un anlattığına 1991’de tasarlandı (bakınız: Devrimci İslam). 1996’da içeriden bombalama oldu ama İkiz Kuleler dayandı. 2001’de İkiz Kuleler yıkıldı. Yani, 10 yıllık bir perspektif de burada var.
Yani, ABD’nin 1980 Askeri Stratejisi (teorik), 1980 Afganistan, 1991 Irak, 2003 Irak perspektifine karşı, teröristlerin de böyle bir perspektifi var artık.
Ayrıca, birleşik BM Barış Gücü varsa, teröristlerin de birleşik savaş gücü var artık.
Bu anlamda olay, kapitalizm-antikapitalizm veya İslam-Hristiyan boyutunun çok ötesinde artık. ABD ve diğerleri var artık.
Bir zamanlar da Osmanlı ve diğerleri vardı. Osmanlı’nın yıkılışı, 1700-1900 arasında 2 yüzyıl sürdü. ABD 70 yıldır yıkılıyor. 100 yılı daha kalmadı. AB desen, kendini yıktı zaten. Filistin ise, bir terör odağı olmasına karşın, 70 yılda bir devlet olamadı henüz, erken uzlaştı çünkü.
Yani:
IŞİD uzlaşırsa, ömrünü uzatır ama risk alırsa, şansı azalır ama daha uzatır durumda şu an.
Şerh:
Esed uzlaştı ve ömrünü uzattı ama buna değer mi, ayrı konu. (Eski Suriye’nin onda birine razı oldu gibi.)
Buradan çıkış:
Bombay saldırılarının eğitim bölümü, çeviri yok:
“A group of men, sometimes stated as 24, at other times 26 received training in marine warfare at a remote camp in mountainous Muzaffarabad, Azad Kashmir. Part of the training was reported to have taken place on the Mangla Dam reservoir.
The recruits went through the following stages of training, according to Indian and U.S. media reports:
Psychological: Indoctrination to Islamist ideas, including imagery of atrocities suffered by Muslims in India, Chechnya, Palestine and across the globe.
Basic Combat: Lashkar's basic combat training and methodology course, the Daura Aam.
Advanced Training: Selected to undergo advanced combat training at a camp near Mansehra, a course the organisation calls the Daura Khaas. According to an unnamed source at the US Defense Department this includes advanced weapons and explosives training supervised by retired personnel of the Pakistan Army, along with survival training and further indoctrination.
Commando Training: Finally, an even smaller group selected for specialised commando tactics training and marine navigation training given to the Fedayeen unit selected in order to target Mumbai.”
Yani, bunu 250 veya 2.500 kişi ile yaparlarsa, 2014 yapımı ve Washington’un çakılmasıyla ilgili 2 filmin aynısı öykü olur.
11 Eylül’den beridir, ABD’nin bunu kendi elleriyle yarattığı teranelerini boşverin artık. 1965’te de / bile, Bekaa Vadisi’nde faşistler ve komünistler (ve Türkler bile) yanyana eğitiliyordu. Bu bir gelenek yani. Hasan Sabbah da düşmanlarıyla işbirliği yapmıştı yani.
+
Bir:
Hedef bir spor olayı. Sonunda sadede geldik: Ya konser, ya spor olayı. En büyük kalabalıklar oralarda toplanıyor çünkü. Bir de sevgili Papa’mız var, 6 milyon kişi ve Manila ile.
Sonrası fecaat:
Hollande’yi o 3 canlı bombanın öldüremeyeceği baştan belliydi, yani bunlar ceylandı. Oysa, 1 drone yeter de artardı bile, istenseydi. Kaldı ki o maçta naklen yayın yapan drone’lar büyük olasılık vardı. Dikkat çekmezdi yani.
(Ek: Martin Beck dizisi, Teröristler, 10. Kitap: İlk vurulacak noktanın tayini. Demek ki koskoca dünya İnterpol’ü 40 senedir hiçbirşey öğrenmemiş.)
Devamı yine fecaat:
Canlı yayında 2 bomba sesi var ve seyirci-halklar aymıyor bile. Hollande’yi tahliye ediyorlar ki bu da hatanın daniskası. Zırhlı limüzini havaya uçurmak, bebek oyuncağı. Taktik olarak içeride kalması gerekirdi.
Antrenörlere durum söylenmiş ama futbolculara ve seyircilere maç bitene kadar söylenmemiş. Bence, bu durumda Fransa devletine kim dava açsa kazanır ama maç sonrasıki saha ortasındaki durum, Fransızlar’ın oldukça eksi zekalı olduğunu gösterdi. Herkes ambale, herkes takılmış plak gibi cep telefonu aramasında. Be insancık, iletişimsel sisteme zarar veriyorsun, senin sağ olduğunu öğrenseler ne olacak, öğrenmeseler ne olacak? Seni orada devlet koruyor. 10 bin salaktan söz ediyoruz burada.
İlk saldırı 21:15’te olmuş. İkinci diziden 5 dakika önce.
+
İki:
Klasik 2 + 2 düzeni. Ortalıkta saldırı olduğu için, panik yaratma amaçlı. İnsanlar kaçabiliyorlar çünkü.
Saldırı düzeni kabaca, 21:20, 21:30, 21:40, 21:50. Eh, plan ortada.
Noktalara serbest atış var. Burası doğaçlama çalınmış, denebilir.
Burada çok önemli bir durum var:
Olağan tetikçi birileri, o kadar silahla o kadar az insan öldürmez. Çapraz ateşin belki yarısı boşa gider veya öldürmez.
Yani diğer bir deyişle, en çok insan öldürme amacı burada yok sayılır.
+
Üç:
1.500 kişilik bir salona girip, 87 kişi öldürmüşler. Makinalı tüfekleri 3 veya 4 kere doldurup bunu yapmışlar ancak. Amaç yine panik yaratmak besbelli.
+
Çıkış / Genel:
Özet:
Birinci dizi: 3 kişi ve 1 nokta ama 0 / boş nokta.
İkinci dizi: 4 nokta.
Üçüncü dizi: 1 nokta.
Büyük ödül Hollande ama büyük sonuç konser katliamı. Bir tür ters kroşe var. Bu ikili-durum, bundan sonraki saldırılarda hep tartışma konusu olarak kalacak.
11 Eylül gibi bu da, amacından fazlasına ulaştı.
11 Eylül gibi bu da, teröristlerin tarafındaki epeyi sivilin ölümüne neden olacak. Ancak ABD, 1950’den beridir milyonlarca sivili bombayla öldürdü.
En son soru:
Spartacus, İsviçre’ye mi gidecek, Sicilya’ya mı?
Doğru yön hangisi?
Gitmeden önce, yani.
+
Ekler:
Olay, asla ve kata komünist bir devrime gider durumda değil.
Bu bildiğimiz, kitlelerin yönsüz isyanı. Bu silahlısı, silahsız olanı ise % 99 hareketi. Eh, seçim bireysel tabii ki.
Arkada, Çin, Rusya, mafya, diğer terör grupları, vs hepsi var olabilir. Kanbersiz düğün olmaz zaten.
Tasarım ve icraat yine ayrı ayrı gitti.
Sonun başlangıcı, 11 Eylül 2001 idi.
Son 15 yılda bunlar olabildiyse, sonun ortasındayız demektir.
Sonun sonu, ilk global ekonomik veya çevresel krizde. 30 yıl gibi.
+
Olayın medya geştaltı yönü:
IŞİD, terörün dozunu 2 kat arttırıp, medya geştaltının kitle üzerindeki etkisini 3-4 kat kılma limitini geçti.
Çünkü, bunu planlamak da, aynı üssel-katsal artışta enerji, para, insan, malzeme gerektiriyor.
Rivayete göre, Paris saldırısı olduğu gün, İstanbul’da da bir saldırı olacakmış:
“Fransız Ajans Press’in resmi yetkililere dayandırdığı habere göre, Paris’te yaşanan katliamla birlikte İstanbul’da da saldırı yapılacağı ortaya çıktı.”
Bu mümkün ama astarı yüzünden pahalı aşamada. Ki pahalılık, yakalanma biçiminde tezahür ettiyse, hem deşifre olma, hem yöntem kaptırma, hem de adam kaptırma gibi, çoğul kayıplar demektir bu.
Daha önceki yöntem, tek 1 kentte, örneğin İstanbul’da, 2 günde, 2 + 2 tipi saldırı idi, Kasım 2003’teki gibi.
Burada artık simetri yok. Bombay’da da yoktu. Bu, olay anında değişen strateji müdahalesi demek.
Asıl durum ise şu: İkinci kentsel aday İstanbul değil, Moskova idi şu an. İstanbul, ankara’dan sonra, baki kalan hesap, önemsizleşen ama sonra kapatılacak bir hesap durumuna indi.
Aynı anda 10 kente saldırı olsa, bunun 100 katı etkisi olmayacak artık. IŞİD bunu Haziran 2015 gibi geçti.
Yani bundan sonra, ya medya geştaltı stratejiyi belirleyecek, ya da tersi olacak. İkisinin birbirini dinamik olarak, anı anına etkileyerek eylem yapılması, önümüzdeki 5 yıllarda mümkün olur gibi. Hemen değil ama.
Önümüzdeki kısa vadede, kurunun yanında yaşı da yakarak, IŞİD’i paspas gibi çiğneyecek Fransa, Rusya, vd. Dolayısıyla, Taliban, el Kaide, Hizbullah, IŞİD ardılı yeni halka, er veya geç gerçek olacak.
Arnavutluk veya Çeçenistan gibi görünürde kel alaka girişimler olabilir bundan böyle. Çünkü giderek daha çok prova-olay gerekecek.
Henüz Bangladeş ve Endonezya devreye girmedi, not düşüle. Bu, Araplar’ın içinde olmadıkları Müslüman mücadelesi tarihinden bir kez daha dışarı atılması demek.

Türkiye ise, hep arada ve ortada. IŞİD İstanbul’u vurduğunda, bu kadar azla sıyırtığı için seviniyor durumda olacak TC. Artı IŞİD’in de fazla enerjisi kalmamış olacak.

Hiç yorum yok: