Çarşamba, Haziran 26, 2013

Gezi Kütüphanesi



“Gezi Parkı’nda kurulan açık hava kütüphanesi tıpkı Antik Yunan’daki kütüphanelere benziyor. Ve bu açık hava kütüphanesine 12 günde iki milyona yakın kitap ulaştı.”


Olayın düzenleyicisi Sel Yayınları imiş. (Sonuçta, töhmet altında onlar kalacak.)


Sonra, yeşil amcalar devreye girdi:

“Gezi Parkı protestocuların kaldırım taşları ile kurduğu 'Gezi Kütüphanesi' dün geceki olaylarda harap oldu.

TOMA'lardan sıkıldığı iddia edilen su ile kitaplar ıslanırken, kitaplıklar devrildi. Eylemciler sabah saatlerinde kütüphaneyi tekrar kurmaya çalışıyorlar.”


Sonra olaylar bitti.

Taksim’i polisler düzledi.

O kitaplar ne mi oldu?

Yağmalandı.

Çeyrek yüzyılı aşkın bir süredir seyyar kitapçı olarak utanarak belirtiyorum ki o kitapların bir bölümünü sahhaf sayılanlar yağmaladı.

Artı, gençler. O olayların içindeki gençler. Ortalıkta binlerce künye sayfası yırtılmış kitap dolanmakta, çünkü o yaprak damga taşımakta.

Peki, o kitapla kaça mı satılıyor?

Tanesi 1 TL’ye. Yani yarım dolara.

Yani, bizim yağmamız bile acaip.

Bakın:

2 milyon kitapla 200 halk kütüphanesi kurarsınız, çünkü var olan halk kütüphalerindeki ortalama kitap sayısı 10.000 civarında.

2 milyon kitabın üst fiyatı 30 milyon TL veya 15-17 milyon dolar. Bu para, o kitapları bağışlayanların cebinden çıktı.

Hiç kimsenin cebine de girmedi.

O nedenle, hoşgeldin yeni orta çağ.

/span><~ � 0 � MsoNormal> 

O nedenle, hoşgeldin yeni orta çağ.


(26    Haziran 2013)

Hiç yorum yok: