Salı, Haziran 11, 2013

Radikal Blog Rapor 3

Radikal Blog’dakiler bu tür yazıları pek çekici bulmuyorlar ki benden başka bu tür yazan yok.

Buraya geleli 8 ay oldu. Bunun 3 haftası ayak kırılması nedeniyle yazamama olarak gerçekleşti.

Buraya geldiğimde kitap bastırmış veya bastırmaya değecek metinler yazan kişi oranı, en yakın rakibi Milliyet Blog’dan kat kat üstündü. (Oraya davet edilen kitaplı yazarlar ise, orayı fazla ciddi bulmadığı için kısa sürede yazmayı bıraktı. Ayrıca, kitaplı yazarlar bile, değil her gün, haftada 1 bile yazmıyor.)

Bu dönem, Çinliler’in hesabınca heyecanlı dönemler idi. En heyecanlısı Gezi İsyanı idi. Ancak bu isyan şunu kanıtladı: Diğer tüm önemli tarihsel olaylar gibi, konuyu anı anına ve içeriden yazmayı kimse beceremiyor (İsaac Babel hariç, onun güncesi Rus-Polonya Savaşı güncesi olarak, istisnanın istisnası bir örnek.)

53 yaşında huysuz bir moruk olarak, üniversite mezuniyetime tekabül etmesi gereken (ama etmeyen, 5  yıl sonra oldu bu) gençliği terk veya bitirme süreci bende gerçekleşmedi. Zaten şizofren yapım, yaşdışı bir süreçler dizisinin içinde bıraktı beni. Böylelikle genç kuşağı, liseli değil de üniversitelileri hep kolayca izledim. 3,5 yıl lisansüstü okudum, BÜ Kütüphanesi’nin yaşam boyu kullanıcısıyım, yani kampüslerden uzak değilim hala.

1968’liler, 1978’liler, 1988’liler, 1998’liler ve 2008’liler şematik dizim (araya 2013’liler gibi 5 yıllık kuşak uzunluğu gibi daha kısa süre dilimlerini de hesaba katmak kaydıyla), konudan kopmamamı sağladı. (Bu tip yaklaşım, okuduğum 3 yıllık mühendislik eğitimi nedeniyledir.)

2013’lüler, hem benim gibi, hem 1968’liler gibi uzayan gençlik ve ertelenen yaşam gailesi tipi gençleri bolca içeriyor. Artık yeni kuşak büyükkentli burjuva ebeveynlerin bazıları çocuklarını klasik evlenme / çocuklama-askerlik kıskacına sokmuyorlar pek. Bunların çocuklarının bir bölümü de burada yazanlar oluyor.

Burada 2013’lüler de var, 1968’liler de var, hatta 1968 öncesi TİP döneminden kalan 50-60 yıllık mücadeleciler de var.

Dedem 1900 doğumluydu, yani üniversiteye gitseydi, 1918’li olacaktı ve 2018’lileri görmeme ramak kaldı.

100 yıllık zaman dilimi + 50 yıllık anımsadığım otobiyografik dönem = 5.000 yıllık dünya sisteminin 50’de 1’i veya 100’de biri ama her ikisi de yeterince anlamlı istatiksel veriler getiriyor.

Örneğin, tam da bu sabah yaşanan Taksim’e polis girmesi olayını geçen hafta kesin olarak belirtmiştim. Çünkü bugün, Tayyip’in AKP grup konuşması günü.

İşte böyle: Nesnellik ve öznellik içiçe bende.

Yazarlarımızda ise, birkaçı, başta Ahmet Yüksel beni dehşete düşürüyor. Yazdıkları psödo-bilginin en has örnekleri. Okurları, ne kadar fıştık olursa olsun, var. Hem de burada bile var, dehşet verici olan da bu zaten.

300 küsur metin yazdım. Bunun 250 küsuru yalnızca burası için yazıldı. Diğerleri ise, daha önce yazılmış ve burada yazdıklarıma destek-bağ nitelik metinler idi.

74.000 okuru bugün geçtim. Bu hızla 100.000 okuru, 2-3 ayda görürüm.

Açıkçası, yeter de artar bile.

Milliyet Blog ve Radikal Blog koşutluğu, birçok alaturka blogculuk davranışını çok yoğun gözlememi sağladı. Her iki editöryel tarafa da teşekkür ederim. Yeni medyanın çöktüğü bir dönemde, onlarınki son bir ‘art nouveau’ parıldaması oldu.

5 matbu iktabı olan bir yazarım. Yayınlanma süreçlerim çok sancılı oldu, Türkiye’de tüm yazarlarınki öyle zaten. İnternet bana, çok farklı mecralardan okurlar sağladı. Kalıcı okur ya da bir gelecekbilimci potansiyeli taşıyan okur, 7 yılda hala 0.

Negasyon, felsefi her zaman pozisyondan evla bir akıl yürütmesel yöntemdir. Ben de bu ters durumlar silsilesini negasyonlayarak yol alıyorum. Devenin zaten her tarafı ters malumunuz.

Yeis (grief) derecesinde melankolik bir insandım ama blog serüvenim mizah yönümü çok güçlendirdi. Ölümüme bile artık gülüyorum. Sorun, yazıp kaydedip bırakmak. Gerisi gelecekbilim ve binlerce yıl işte...

Ancak, blogculuğun yakın gelecekte er geç zayıflayacağını düşünüyorum, yani gazetesel blog bölümlerinin... Patronlar henüz aymadılarsa da, yakında ayarlar: Blog bölümleri, iyi bir reklam getirisi yatırımı olmadıklarını çoktan kanıtladı bile.

Ancak, internet yolu bir kapanıp bir açılsa da, 10 yıl falan daha bana eksodus sağlar. Eh, bende iş herkesteki gibi 70’te değil de, 63’te bitiversin, razıyım.

Son deyi:

Blog yazımının, 40.000 sayfalık kurmaca-dışı global-tarihsel yazmışlık rekorunu bana kırdıracağı kesinleşti. 30.000 safya ve 150’şer sayfalık 267 kitap hazır bile. (Bazı metinleri birden çok kez kullanacağım ve gerisi yine bağ metin olacak.) 10.000 sayfa daha yazmak, 10 yıldan daha az süre alacak.

Sağol Radikal Blog.


Hiç yorum yok: