Roma büyük bir devlet idi. Tarihte en büyüklük sıralamasında 3. olur.
(Birinci İngiltere, ikinci Rusya veya tersi.)
Roma Antik Yunan’ın devamı idi veya öyle sayılır.
Roma bir uygarlık sayılır ama öyle değir. Roma’nın en ünlü şeyi hukuku
sayılsa da, Hammurabi hukuğu vardır ama bir Roma hukuğu yoktur. Bildiğimiz sömürgenlerin
mülkiyetçi yasalarının en acımasız formlarını içerir.
Roma’nın tarihe Hannibal’i, Spartakus’u ve Attila’yı hediye etmesi ilginç.
Roma, gelecekbilimin bilimkurgu kanadındaki Asimov’un, uygarlık kurtarma operasyonu (Fukuyama’dan ve Huntington’dan 70 yıl
önce sunulmuş) olarak model aldığı devlettir.
Roma’nın sonunu Kavimler göçü
getirmiştir.
Roma bitmiş, Orta Çağ başlamıştır.
Roma bitmiş ama onların en ciddi rakibi Germenler (bugünkü Almanlar),
Kutsal-Roma Germen İmparatorluğu’nu kurmuştur ve bu olgu barbar-uygar ilişkisi
açısından ilginç bir örnektir.
Günümüzde de yeni bir Orta çağ’dayız.
Bunun görünen en büyük müsebbibi ABD. (AB 1945 itibarıyla kaput oldu.)
ABD-AB ilişkisi de, barbar-uygar ilşkilerine epeyi benzedi: Germenler gibi
eskiden sömürgesi oldukları yerleri yeni sömürgeleri yaptılar.
ABD’nin tekkutuplu kalmasında gözden kaçan 2 durum var:
SSCB, zaten ABD’nin tam rakibi değildi. Artı: AB göçmeseydi, ABD’ye meydan
kalmazdı.
Yani, bu açıdan ‘dünya sistemiciler’in, Moğol İmparatorluğu veya Sasaniler
için belirttikleri durum ABD için de geçerli olabilir:
Dünya ve tarih genel bir iniş / kriz dönemine girerken, ortalığın
boşluğundan yararlanıp, kısa ama parlak bir dönem yaşamak. Bu bir.
Bugün de yüksek nüfuslu bir kavimler göçü var. ABD’nin kendisi yalnızca bir
göçmen-ülke zaten. 300 küsur milyon nüfusla yılda 2 milyon kişi filan (legal ve
illgeal olarak) göçmen alıyor sürekli. Bu
iki.
Yani, yeni Orta Çağ için, ana-direk 2 konum da mevcut.
Tarihe bakalım:
Ufukta süper güç aday adayı
olarak Brezilya ve Hindistan var.
Çin nasıl ABD’den büyük bir bela yarattıysa ama er geç (herşey taşıma ve
ithal olduğu için) çökecekse 8ki zaten Çin de bir boşluktan yararlandı,
eski-SSCB’ninkinden), Brezilya da onlardan büyük bela olur. Çünkü tarihin
resmi-kriminal ilk devleti ve dünyanın uyuşturucudan en çok para kazanan ülkesi
onlar.
Hindistan ise, tam 3. Dünya uykusunda. Zaten bir altkıta olarak bir ülke de
sayılamayabilir.
Geriye bir şey kaldı mı?
Evet, küsuratlar: 180 minik ülke filan.
Orta Çağ’ın bir özelliği de, bugünkü modern AB’ye o yoldan gelinmesi:
Almanya, Kutsal Roma-Germen’den sonra, yeniden ancak 20. Yüzyıl’da birleşti. O
zamana dek bir sürü prenslik vardı. (Küçük devletlerin kültürel fermentasyonu,
büyük devletlerden daha çok arttırması özel bir durum: Herhalde daha çok ve
yakın temas-etkileşim oluşuyor.)
Peki, tüm bunları anlattık. Ufukta ne görümekte?:
Çin hesabınca heyecanlı günler.
Soru şu:
Fetret Devri yeniden olsa, hangi şehzadeyi seçerdiniz?
Ben hiçbirini seçmezdim ve kellem
giderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder