Perşembe, Haziran 06, 2013

Kurda Sormuşlar

“Ensen neden kalın?”

O da demiş ki:

“Kendi işimi kendim görürüm.”

Haber şu:

“Sosyal medya, ABD’deli ‘Occupy Wall Street’ hareketinden Arap Baharı devrimlerine kadar etkisini fazlasıyla gösterdi. New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Sisyasi Katılım (SmaPP) laboratuvarı, Türkiye’de yaşanan Gezi protestolarının Twitter’da yarattığı trafiği ölçtü. 31 Mayıs gününü kapsayan araştırma, protestoyla ilgili 24 saatte en az 2 milyon tweet atıldığını ortaya koydu.”


(‘ABD’deli’ ibaresine dikkat.)

A, evet: Asıl medya sınıfta kaldı. E zaten, hep sınıfta kalmadı mı ki?

E, tamam: Kendi işimizi gördük ama biz de sınıfta kaldık.

Neydi o onlarca trol-sazan avı?

Tamam, kendi işimizi görüyoruz. Ancak böyle görürsek, mabadımız ve burnumuz feçesten kurtulmaz.

O 2 milyon mesajın kaçı, 1 ay sonra okunabilir olacak?

O 2 milyon mesajın kaçı, biraraya getirilince durumun panoramasını ortaya koyar?

Konuşamadığı konuda susmayanlar, Akif Beki gibi olmaz mı?

(Beki gibi olmak şu: İsyan, itiraz, inat, vd, hepsini birbirine bulamış: Mental ve kültürel konfüzyon.)

Devam:

1 Mayıs 1977’ye ilişkin içeriden çekilmiş tek bir görüntü yok elimizde.

Peki, Taksim’deki on binlerce kişinin cep telefonuyla çektiklerinden kaçı biraraya getirilince, direniş belgeseli olabilir?

Peki, neden yalnızca yemekçi, ilaççı, çekimci yoktu?

Neden işbirliği ve işbölümü yoktu?

Dile kolay 1 hafta. Ordu bile 1999 depreminde 3 gün istop etmişti hepi topu.

Evet, prova yaptık. Sırada daha genel prova var. Prömiyerde şimdiden gümledik, bu böyle biline...

Dipnot. Bu metin yazıldığında, 5 Haziran 2013 tarihli uyarı grevi henüz gündemde yoktu.


Hiç yorum yok: