Cuma, Kasım 29, 2013

Deli ve Freak



Önbilgi 1: Psikiyatristler şizofrenlerin bazılarıyla pek tartışmazlar, çünkü onlar söz ve akıl oyunlarıyla psikiyatristi yenebilirler.

Önbilgi 2: Bu metin, bir psikiyatristin ‘freak’ sözcüğünü kullanma hakkının olup olmaması üzerinden işler.

2006-2012 yılları arasında 6 yıl psikiyatriste gittim.

Ben hariç 4 kişilik ailemin tamamı deli doktoruna gitti. En sona ben kaldım.

Doktorla aramızdaki diyalog ilginçti: Ben kendisinin deli olduğunu düşünen bir deliyken, o kendisinin deli olduğunu düşünen hastasının deli olmadığını düşenen bir doktordu.

O kişi, 53 yıllık yaşamımda beni dinleyen tek kişiydi ama o da eksik dinledi.

Süreç göreli başarılı sonuçlandı. Deliliğimi daha çok kontrol etmeyi öğrendim ama bana göre deliliğim daha da arttı, tabii ki bu yaşlılıktan dolayı böyle: İnsan yaşlanınca, başkalarını rahatsız etmekten rahhatsız olmaz oluyor, yani huysuz bir moruk oluyor.

‘Freak’ demeyelim ama kendimi hep bir marjinal ve ayral olarak algıladım.

Marjinal sınır kavramına dayalıdır. Asosyallikle sosyallik arasında tam sınırda durdum (kaldım değil, durdum). O nedenle hala yeni bir grupla tanıştığımda, hacimsel olarak da, tam o grubun kenarında dururum / yer alırım. Ders sınıflarında ise, hep sol arkada yer aldım ki bu da bir mecaz / metafor teşkil edebilir.

(Bu sınırdalık, beni ‘multi-binded border-line’ bir tip gibi yaptı.)

Kendi kendimi marjinal olarak niteleyebilirim ama bu başkalarına beni bir marjinal olarak niteleme hakkı vermez.

Neden?:

Çünkü:

Bir: İntihar etme eğilimli biri, başkalarına onu cinayet hakkı vermez.

İki: TC toplumu, yarıdan çoğunun marjinal olduğu veya tanımlanabildiği bir toplumdur, yani kimsenin kimseye diyecek sözü yoktur bu konuda.

Üç: Başkalarına ‘freak’ demek veya bilinçaltında olsa bile öyle düşünmek, bir psikiyatristi Hipokrat ve Türk doktoru yeminini çiğnemiş konuma sokar.

Dört: Bu tutum / davranış, mahalle baskısını geçer, otomatik lince yol alabilir.

Beş: Bu koşullarda bir özsavunma ortamı doğar. Diyelim ‘Dogville’ filmindeki gibi. O özsavunma da bu metindir.

Gelelim orman panoramasına:

Bir: Yeni bir orta çağa girdik. Orta çağlarda delilik artmasa da, tuhaflaşır: Eski ve bu-yeni orta çağdaki toplu dans etme krizleri gibi.



(Dans Vebası)

İki: Bu koşullarda devrimi marjinaller ve deliler yapabiliyor / yapabilecek. Zaten toplumsal değişimi hep marjinaller yapar ama tarihte bu durum belki ilk kez ortaya çıktı gibi.

Üç: Normaller marjinallerden berbat durumda, çünkü orta çağ koşulları genelde öyle olur.

Sonuç:

Hepimiz ölümlüyüz, ölünce geriye çocuktan başka şeyler de bırakma hakkı verilmiş ender kişilerdendik ve limit tamamımız bunu kubura / kabire gömdü çoktan.

O nedenle, bırakınız marjinaller devrim yapsın. Siz normaller tarihi yeterince yaptınız zaten ve sonuç da ortada...


Hiç yorum yok: