Tam japon kale maç olacak sanırım:
“... hazırlık çalışmaları uzun süredir devam eden KDP’nin Türkiye
partisinin kuruluş aşamasında sona gelindiği öğrenildi. Eski PKK
yöneticilerinden, PWD Nerin’in kurucusu Nizamettin Taş’ın da aralarında olduğu
isimlerin, bir senedir partinin kuruluşu için biraraya geldiği iddia
ediliyordu. KDP’nin Türkiye partisinin kurucuları arasında Sertaç Bucak da yer
alacak. BDP ile ayrışma noktasına gelen Leyla Zana’nın da kurulduktan sonra
partiye katılabileceği söyleniyor.”
Kadroya bakar mısınız?
Fener’in toplama-ithal morukları gibi...
Bitmedi daha var:
“Faili meçhul cinayete kurban giden babası Faik Bucak’ın kurucusu olduğu
Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi’ni diriltmeyi amaçladıklarını söyleyen
Sertaç Bucak, yerel seçimlere katılmayacaklarını ancak ‘yurtsever’ adayları
destekleyeceklerini söyledi. Taraf’ın Nizamettin Taş’ın da parti girişiminde olup
olmadığına ilişkin sorusunu ‘şehir efsanesi’ olarak yanıtlayan Bucak, Leyla
Zana’nın isminin geçtiği iddiaları hakkında ise ‘Leyla kardeşimizi kazanmak
bizi çok mutlu eder’ dedi.”
Kürtler’in mayoz bölünme konusunda Türkler kadar başarılı olduklarını daha önce de yazmıştık.
Zaten yüzyılı aşkın bir süredir, bir Barzani-Talabani karşıtlığı vardı ve
bu 2 aşiret birbiriyle savaşıyordu. Sonra çıkar hesabınca, biraraya geldiler.
Talabani Barzani’yi ekarte etti sanırken, 2 yıldır Talabani uf olduğu için,
oyunun final bölümündeki tiradlar Barzani’ye kaldı.
O da TC’den sufle almışa benzer. Bu proje, AKP onayı olmadan yürümez ama
hangi akl-ı evvelin bu fikri yarattığını merak ediyorum doğrusu.
TC-Irak ikilisi.
Ancak HDP bundan evvel davranıp, acilen bölündü ve BDP-HDP oldu.
Kürtler’in siyasal / kültürel altkümelerini sayalım:
Musevi, Alevi, Zerdüşti, Sünni, ateist, solcu, ortacı, sağcı.
Öcalan; marksist sol görünüp / başlayıp sağ, muhafazakar, Müslüman oldu.
Dolayısıyla, görünüşe pek aldanmamak da gerekli.
En önemli vurgu:
Hiçbir altküme demokrat falan değil: Töre cinayeti, kan davası, kumalı aile,
başlık parası, ağa, şıh, şu bu ile demokrat falan olunmaz. Irak’takilerin 20
yıldır zamanı vardı, tık ilerleme yok bu alanda.
Küsurat da var tabii:
Burkay uzlaştı. Anter uzlaşmadı ama mezarda, kim vurduya gitti ama ölümü
her 2 tarafın da işine yaradı.
Panoramayı hafifçe süzelim bir bakalım:
Şu an 4 küme var gibi. Hepsi birbirine karşıt gibi. Çıkarları ayrı gibi.
amaçları ayrı gibi. İnsanları ayrı gibi. Sol oyları saymazsak, TC’nin Kürt
nüfusu % 10 diyelim, zaten barajı geçmiyor, bir de bölününce hiç geçilmez
baraj.
Tabii, konu yerel seçimler. İnsanlar yerel seçimlerde daha gevşek oy
veriyor.
Şu an Kürtler’in tek seçeneği cemaatle işbirliği ki buna çoktan başladılar
gibi. O zaman toplamda en az % 15 oy eder. Bir % 5 de sandığa pek gitmeyenleri
peşlerinden sürüklerler, eder % 20.
% 20 ile AKP yenilir, CHP haydi haydi yenilir ama bu yalnızca bir güç
gösterisi olur ve genel seçimlerde tıknefes kalırlar.
Eğer, genel seçimlerde tüm farklı yoldaki adaylar bağımsız seçilip, TBMM’de
ortak hareket ederlerse, değil TC tarihinde, Dünya tarihinde bile bu bir ilk
olur ve kötü de olmaz.
Bunu AB panoraması ile de ilintileyelim:
Orada çatlak Yeşiller, Alternatifler, Korsanlar gibi, yeni / farklı / küçük
/ marjinal partiler üzerinden yürüyor.
Biz de ise, bildik konu Tanzimat’tan beridir aynı.
Hangisinin şansı daha yüksek acaba?
Bizcesi, ikisi (1. ve 3. Dünya olarak) toplamda genel bir olanaklar ve
olanaksızlıklar açılımı yaratacak. Sonrasında ise:
2014-2018 arası, 2029 krizinin ve
başarısız-proto bir global-devrim dalgasının ön gidişatını açımlayacak.
İyi de olacak:
Gelecek hep gelir ve uzun sürer, aynı zamanda yavaş da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder