Dünya kadınlar günü...
Dünya emekçi kadınlar günü...
(Arenanın yolları çatallanmaya buradan başlıyor.)
Kadın vaa, kadıncık vaa...
Tezer Özlü ve Sevgi Soysal gibi, klasik kadınsal alaturka aile kurumuna
karşı, yaşamını ortaya koyup mücadele eden ve erken ölen kadınlar vaa...
Adalet Ağaoğlu ve Leyla Erbil gibi temiz aile kadını olan ve uyruk uyruk çok
yaşayan kadınlar vaa...
Diane Arbus gibi, fotoğrafın ayaz ve sapa yollarına giren kadın da vaa...
Susan Sontag gibi, onun ölümünü pazarlayıp, mezarının başında ona
methiyeler düzen ve uzun yaşayan kadın da vaa...
Türkiye’de ne okuyup, ne de çalışan üçte bir kadın nüfusu vaa (yani, genç
kadın nüfusumuzun yarısı, 21. Yüzyıl’da bile namıslı namıslı koca bekliyor abisi)...
Adnan Hoca’nın estetikli hurileri vaa...
Diğer tv konu mankenleri vaa...
Kadın dövmeyi şeyttiren AKP’lilerin olduğu AKP’ye oy veren milyonlars
vaa...
RB’daki post-modern muğlak zihinli gençkadınlarımız vaa...
60’ından sonra azan Pınar Kür ve Müjde Ar vaa...
Proleteryanın kaybedecek zincirleri bile yoktu...
Kadınların mart yayları o zincirlerden daha kıymetli anlaşılan...
Şaka bir yana:
Cumhuriyetin tasfiyesinde, erkeklerin rolü % 50 ise, kadınların da % 50...
O cumhuriyet tasfiye olunca, demokrasi-ötesi, pozitif ayrımcı, imtiyazlı
azınlıkçı, vd, vb bir kadın hakları gelmeyecek, gelmiyor, gelmedi...
50’sinden sonra, cinsel yönden kadın olmasının statüsel tasfiyesini
üzüntüyle izleyip, bunu itiraf eden, okumuş-yazmış Pınar Kür’ün var olduğu bir
ülkede, kim neyi kutladı, kutluyor, kutlayacak, bilemem ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder