Tanımlar
‘What If?’ dizisi, bir çizgiroman şirketinin kendi kahramanları için
yarattığı paralel evren öyküleri durumu imiş.
Buradaki tanım omurgası süreklilik. Her öykü için farklı bir çeşitleme
denenmiş.
Bizce bu tanım genişletilebilir:
Bir: Zaten var olan süreklilik
süreksizlikleri, aynı şirketin basmış olduğu (1930-2010 arasındaki) tüm
nüshalarda izlenebilir ve dökümlenebilir.
Örneğin hemen tüm karakterler, giderek kişisel sorunları öne çıkarılan
biçimde sunulan olmaya doğru evrildi.
İki: Marvel ve DC gibi, 2 şirketin kahramanları
çaprazlanabilir, hem savaş, hem işbirliği anlamında (ki bu da Capcom-Marvel
olarak yapılmış durumda) ki bu da ticari
kartlarda yapılmış durumda.
Üç: Meta-seri yaklaşımı, ikinci
şıkkın başka bir dile getirimi ama tanımının tamamını içermiyor.
Dört: ‘Öyle olsaydı?’, ‘Öyle
olmasaydı?’, ‘Ya öyle, ya da böyle olsa?’ ağları açılımı ilginç sonuçlar
verebilir.
Bence en ilginç örneklerden biri, Batman ile Superman işbirliğinde,
Batman’in Superman’den sürekli kıllanması esprisi idi. Sonuçta, Batman’in haklı
olduğu ortaya çıkıyordu.
Dost ateşinin yaşanmış ve henüz yaşanmamış versiyonları, yeni savaş ve
barış süreçlerinin en ilginç açılımlarını oluşturmakta.
Eksik olan şey, kurtarılanların (halk,
kitle, vd) sürece dahi edilmesi, artı bu savaş-barış süreçleri ağının
panoraması, tüm zamanlar ve tüm mekanlar için donesi...
Açılımlar
Diğer bir kurtarıcı James Bond’n ‘Skyfall’unda, 2 Bond birbirine girer.
Çatışmaları esprilidir ama çatışma nedenleri çok sıkıcıdır (Ödip).
Pekala rekabet, kıskançlık ve/ya yalnızca bir savaşçının en iyi birinciye
ve/ya ikinciye meydan okuması biçiminde bir neden bile, pekala iyi espri
olabilirdi.
Wolwerine’in bir kez daha hiperleşen hipertekst öyküsünde, çocuk robot
vardır, Wolverine’in robotu vardır (ama artı klonu da olabilirdi pekala), vd...
Bunlar, o. Henry’nin taa 19. Yüzyıl’da yaptığı üzere, yolları çatallanan (bahçe
değil) arena bir öyküde, hepsini aynı sona (veya farklı sonlara) bağlama
çeşitlemesinde çizilebilirdi ve çok çok iyi olurdu bu...
Benim hep merak ettiğim seçenek, süper kahramanların zamanları, mekanları
ve libidoları bolken, neden deneysel takılmadıklarıdır. Kafataslarında alınlarının içine parlayan harflerle misyonları
yazılmışçasına, peygamberleri ve sahtelerini aşan fanatiklikte davranarak
habire debelenirler bunun yerine.
Ya, arada durup soru sorsalar?
Ya, arada küçük deneyler yapıp, onların kaydını geriye bıraksalar?
That is the question...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder