Anti-marksistim, anti-komünistim, anti-reel sosyalistim. Çünkü bireyciyim
ama tüm ömrüme yayılmış dava adamı gelecekbilimciliğim, beni bu toplumculardan
daha çok toplumcu kıldı ama o durum henüz toplumculuk tanımında değil gibi.
Kastettiğim TKP, şimdiki (yeni) TKP değil, onlara inat kurulan yeni eski
TKP değil, 1990 öncesi TKP.
TC’nin en eski ve en sürekli sol geleneği TKP’dir. Güzelleme bir.
Solda en çok acı çekenler onlardır. Bundaki temel nedenler arasında; en
eskiliklerinden çok, TC’nin CHP ve DP dahil, hep uç sağ rejimlerce idare edilmesi,
başta hoş olan SSCB-TC ilişkilerinin özellikle NATO döneminde feci nahoş
olması, sonuçta en azından başlarda günah keçisi olarak tek başlarına olmaları
sayılabilir. Güzelleme bir buçuk.
Kendilerini son 10 yılda çok sıkı arşivlediler. En iyi belgelenmiş
(legaller dahil) TC parti tarihi muhtemelen onlarınki. Sarı defter dizilerinin
hiçbiri kaçmaz. Güzelleme bir buçuk porsiyon, etti üç.
Sonuç?:
TKP tarihçesi, ibretlik kıssadan hisselerle doludur:
2. Dünya Savaşı’nda eski demokrat sonraki Nazi ve TC büyükelçisi von
Pappen’i havaya uçuracağız derken, 100 küsur kişiyi mezara götüren Faik Bercavi
projesi...
Nazım’ın uyuşturucu üretme ve banka soyma projesi...
Küçük insanların çekişmesinin büyük tarih dönemlerinde ve dönemeçlerinde
bile işlediği gerçeğinin dizi dizi kanıtları... (Üstelik parti mezara gitti,
hala işliyor...)
Türk solunun neden hep ve daima muhafazakar kalacağı gerçeğinin dizi dizi
açımlaması... (SSCB uzaya gitse de, alaturka Stalinist’lerimizin aklı bir türlü
uzaya varamadı hala...)
Ancak:
Dava insanı olmanın iman sorunu olduğu gerçeği de bu parti tarihinde saklı...
Bir kenara çekilip sessiz sedasız yazsa, geriye birçok eser bırakmış
olabilecek çok değerli yazarlarımızın harcanıp gitmesi... (Ahmed Arif tek
kitapta kaldı, Yusuf Atılgan partiyi terkettiğinde pili bitmişti, birkaç
kitapta kaldı.)
Nazım Hikmet’in inkar edilen üyeliğinin ve bir de partiden atılmasının, tam
tersine Attila İlhan’ın bir türlü kanıtlanamamış üyeliğinin ibretlikleri...
Son olarak:
‘Filler (ABD ve SSCB) tepişirse otlar ezilir ama filler sevişirse otlar
yine ezilir’ argümanının dizi dizi kanıt sergileri...
Nokta atışı TKP, bize şunu kanıtladı:
Aydın bağlanmaz: Ne partiye, ne aileye, ne tarihe, ne kitleye...
Aydın özgürse aydındır, değilse entelejensiyadır
(bu sözcük de Rusça patentli zaten, Rus bir yazar Oğuz Atay için kullanır.)
Çok yaşa sen TKP, büyük abilerinizle
birlikte, azz sonra (2020’ler gibi) yine bekleriz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder