Pazartesi, Mayıs 27, 2013

Flashforward: Kurmaca ve Gerçek




Aynı adı taşıyan bir roman ve bu romandan hareketle çekilmiş ve ‘rating’ alamadığı için yarım bırakılmış bir dizi var.

Bu dizi, ‘Lost’un bolca kullandığı sinema tekniği olan ‘flashforward’ı ana tema seçmişti.

Konu şuydu: İnsanlar belli bir anda, belli bir süre bilinçlerini yitirip, aynı sürede kesin bir gelecek dilimini seyrediyorlardı.

Fiziksel zaman tanımı açısından bu mümkün değil ama sonuçta bu bir bilimkurgu kurmacası.

Hem romanda, hem de senaryoda ilginç olan konu seçimi, insanların bu yaşananlara tepkisiydi.

Ölüm konusuna yaptıkları gibi, önce kesin inkar, sonunda kesin tesllimiyet tepkisi gösteriyorladı.

Romanda ilginç bir ayrıntı vardı:

Bir kişi, 20 küsur yıl sonra da aynı durumda olacağını görüp intihar ediyordu.

Doğal olarak insanlar, onyıllar boyunca aynı yaşamları sürdürürler. Burada ise sözkonusu kişi, yaşamının değişmesini istediği ve değişmeyeceğini gördüğü için intihar eder.

Espri şudur ki intihar ettiği an, o gelecek öngörüsü ortadan kalkar.

Senayoda ise bir kişi, bir kişinin ölümüne neden olacağı için intihar edip geleceği değiştirir.

Gelecekbilim ve geçmişbilim açısından bakıldığında zaman yoktur, çünkü şimdibilim yoktur. Fütüroloji ve tarih birbiriyle arakesitsiz görünüp, birbirine sımsıkı bağlı olan 2 disiplindir. Her geçen gün, dün olur ve gelecekbilimin konusundan geçmişbilimin konusu olmaya kayar, sürekli olarak böyledir.

Dönelim insanlara:

Hem romanda, hem senaryoda, gelecekte o anda birlikte olduğu kişiden başkasıyla birlikte olanların hepsinin hoşnutsuzluk ve biraz da utanç duyması konusu var.

Aldatmanın % 30-30 / kadın-erkek ve toplamda belki de % 50 oranda gibi olduğu bir toplumda böyle bir kurmaca öykü, ancak ahlak yüceltmesi olabilir.

Kendim geleceğimi görseydim, nasıl bir tepki gösterirdim, diye düşündüm. Sanırım göreceğim ne olursa olsun, beni etkilemezdi. Çünkü geçmişte epeyi zaman diliminde yakın gelecekte öleceğimi öngördüm ve bu hiç olmadı ama ölmüşten beter oldum.

Zaten konunun hassas noktası burası:

İnsanlar gelecekte ne olacaklarını bilselerdi, hangi tepkileri gösterirlerdi?

Şimdi, şu anda yazar olmak isteyip, 20 yıl sonra olamayacağını kesin bilen birinin intihar etmesi ve oradaki yaşıyor kalma öngörüyü geçersizleştirmesi durumunu, ölmeden düşünse, ne yapardı acaba? Sonuçta, gelecek değiştirilebilir olmakta.

Öldürüleceğini öğrenen biri, katilini arar ve cinayete engel olmaya çabalar. Şu soruyu sormaz: Acaba öldürülecek ne yapmış olabilirim?

Filmde dolaylı olarak bu sorunun yanıtı verilmiş olur: Gelecekte birinin ölümüne neden olacağıını öğrenen biri intihar eder ve ölür, dolayısıyla o ölüme neden olamayacak olur.

Bir de insanların karar verme ve seçme düzenekleri sorunu var: Filmde ve romanda da bu çok sakil olarak ele alınıyor.

Nasıl ki insanlar 20 yıl sonra aynı yaşamları sürdürüecekler ve bunun nedeni de, belli bir seçim yapmamış olmaları olacak ise, eğer bir tartışma konusu varsa, budur:

İnsanlar neden karar vermezler ve seçmezler?

Hem toplumun normlarını kabul edip, hem de istediği yaşamı sürememekten yakınmak ikiyüzlülüktür.


Hiç yorum yok: