Bu metin, Aralık 2012’de yazılmış ve yayınlanmış, ‘Türkiye’de İnternette
Sinema Eleştirisi’ metnin ardılı sayılabilir.
Sivrisinema, bir metnin ilkin kendi sitesinde yayınlanmasını arzuladığı,
yılda 50’nin üzerinde sinema eleştirisi metni yazdığım, isteyeninin istediği
metni istediği yerde okuyabileceğini düşündüğüm ve kimi sabırsızlığım da tuttuğu
için, bu metin başka sitelerde yayınlanmış oldu. Yoksa prensibim, sinema
metninin sinema sitesinde yayınıdır.
Yani, bir eleştiri: Sivrisinema yavaş idi. (Bu konuya geri döneceğiz ama
başka bir yoldan.)
O metnin yayınlandığı Aralık 2012’de Sinema Blogları Birliği ve internet
sayfası vardı. Şimdi yok. Çünkü, kişisel olarak tanıdığım Ege Görgün,
ergenlerin yorucu işbirliksizlikleri nedeniyle, sitenin adının hakkını
yenilemedi.
Bir eleştiri daha: SİYAD’a rakip olarak çıkıp böyle yolda kalmak pek nahoş
bir şey. Bunu zamanında Sinemasinemadir de yaptı. Yani, sol, sağ, orta fark
noke.
Gelelim Sivrisinema’nın yeni momentine:
Bunun neden yapıldığını anlamakta zorlanmaktayım. Anladığım tek şey,
sitenin reklam gelirini arttırmak arzusu.
Ticari filmleri eleştirmek başka, vizyonu izlemek başka.
Sinema eleştirisinn gidişatını, ne vizyon filmleri, ne de İstanbul Film
Festivali (artı İf Festivali) programı da belirlemedi. Kimse, kendisine
dayatılan tüketim programına uymak zorunda değil. Bunu, buradaki yazarların da,
editörlerin de bir düşünmesini öneririm.
Bu ilk asıl eleştiri.
Sonra, ne değişecek acaba?
Yazarlar daha çok mu yazacak?
Site daha çok okundu diyelim, kimlerin yeni okur olacağı, internet
arşatırmalarından belli. Bunların gelmesini gerçekten arzu mu ediyorlar
editörler?
Eleştiri açısından şöyle bir üçlü
sıralama yapalım:
Bir: 25. Kare.
İki: Sivrisinema’nın eski hali.
Üç: Sivrisinema’nın müstakbel hali.
Yaklaşık 13 yıldır blog yazarıyım (ki o zaman öyle denmiyordu), eğer
herhangi bir konuda internette özgür bir eleştiri gördüysem, hep bloglarda
gördüm.
Profesyonel siteler, reklam vermeme, (Alexa’nın yaptığı gibi) az
tıklattırma gibi, güya onların olan avantajlarıyla, sitelere baskı yapıyorlar.
Dorsay’ın kendi itiraf ettiği üzere, eleştirmen
seyirci arttırıcı biri olsun istiyorlar. Olabilir, ne de olsa, işin içinde
trilyon dolar var.
Peki, biz bu işi para için mi yapmaktayız?
Peki, bir noktadan sonra, bilmem kaç yıl dayanıp düz yola çıkarken,
şakkadanak eleştirdikleri pozisyona geçmek, biraz sakil olmayacak mı?
Sivrisinema, daha blog iken, bir yazımı yayından kaldırdı. Bundan sonra ne
olacak?
Kendi tavrımı açıklayayım:
Siteye metin göndermeye devam edeceğim. Ancak, site hakkındaki sempatimi
rafa kaldırdım. Artık nötrüm.
Sevan Nişanyan’ın kitabına yazdığım ve yayınladığım eleştiriden kendisini
haberdar ettim. Bana ‘juvenile’ dedi. İyi mi?
Evet arkadaşlar, gerontokrat mıyız, genç / juvenile savaşçılar mı?
Seçim sizin...
Bendeniz ateist topal karınca eleştirmen hac yolunda.
Herkese kolay gelsin. Hoca, kızını
testiyi kırmadan döver...
Dipnot: Bir sonraki eleştiri metnim, fragman üzerine. Ondan sonrasına
bakarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder