Söze, iyi bildiğimi sandığım, kitap metasının pazarda dolanımı ve
fiyatlanması üzerinde gireyim:
Kitap metası, Mavi Bulut Yayıncılık’ın sahibi Fatih Erdoğan’ın 20 yıl kadar
önce, ‘Mantıcıda Kitap Satmak’ yazısıyla ironik olarak anlattığı üzere, daha o
zamanlar bile, pazarının kesin yerini kaybetmeye başlamıştı:
Kitapçılığı birkaç şey öldürdü:
İkinci el kitapçıların ders kitabına girmesi (bakınız biten Bayazıt Meydanı
ve Akmar Pasajı), yeni kitapçıların kitap dışında, kaset, dvd gibi şeyler
satmaya başlaması, yeni kitapların % 90’undan çoğunun yeni kitapçı raflarını
görememesi, vd... E tabii, bir de mantıcıda, markette, orda burda kitap
satılmaya başlaması...
Bu durum Dünya için de böyle:
Abebooks gibi, yalnızca kitap ve 150 milyon kitap satan siteler bile,
Amazon veya Ebay gibi sitelerin aranma sıralamasını ve satış ortalamasını hiç
yakalayamadı ama bugün nadir bir kitabı hala daha çok Abebooks’ta bulursunuz.
Demek ki birinci sorunumuz, kitabın kitapçıda; dvd’nin film marketinde
(videoteklerde) satılmasının daha uygunluğu: Bu, ticaretin yazılı olmayan bir
ilkesi asılnda...
Gelelim ‘internet çıktı, mertlik bozuldu’ durumuna...
Başlarda ilk önce e-posta yoluyla mektup ve telgraf iletimi bedavalaşırken,
alana Skype girince telefon da bedavalaştı.
Şimdilerde ise, internette bedava olmayan hiçbirşey kalmadı gibi...
Konuya telif ücretleri açısından bakmıyorum. Konuya ticaretin geleceği
açısından bakıyorum.
Bir şeyin ucuzu varken pahalısını alan çok olduğuna göre, bir şeyin bedavası
varken pahalısını alan da çok olabilir, çünkü kaybedilen para kabaca aynı
olacak.
Ancak, (üstelik kapitalist ülkelerde) bedava kitap okutan kütüphaneler,
kitap satışını azaltmadığına göre, bedava
metanın ticareti öldüreceğini düşünmek de gereksiz gibi.
Günümüzdeki internet aracılığıyla malların omnipazarlaşması
(tümpazarlaşması, yani tüm malların tek bir pazarda bulunması), aslında
bakılırsa Gima vee Yeni Karamürsel gibi mağazalar geleneğiyle, ülkemizde bile
bir tarihçeye sahipti gibi.
Malların belli pazarlarda belli fiyatlar alması sorunu ise, Skype’ın 3-5
kişi ile bedava ama diğerleri ile paralı konuşturması ile çözülmüş sayılabilir.
(Zaten mobil telefon şirketleri de benzer satış stratejileri kullanıyor.) Zaten
bir malı en pahalı satmanın yolunun, onu önce bedavaya vermek olduğu
söylenegelir ticaret geleneğinde.
Tabii bu ‘önce bedava, sonra paralı’ durumu, Youtube’da ve Facebook’ta
başladı bile...
Demek ki Google-sanal-bank’ta da, önce parayı bedavaya yollayacak, sonra sonra
kullanıcıdan cüzi cüzi kıl koparmalar başlayacak gibi... Yedirdiği kadarıyla...
Son milenyumluk ticaret tarihine bakınca, bu durumun yepyeni bir durum
olduğuna ikna olmak zor. Ancak, malların pazar değiştirmesinin de, her zaman
yeni fiyatlandırmalar oluşturduğunu biliyoruz. Bizi ilgilendiren, yakın gelecekte bunun izleyeceği rotalar
ve bunların yeni ve farklı olup olmayacağı...
Elimizde 2 çapraz durum var:
Market ve semt pazarı, sebze ve meyve fiyatları, çapraz değişimleri.
Beşiktaş’ta çok sene önce, ilk sebze-meyve açıkhava süpermarketi
açılıdğında, fiyatlar piyasanın üçte biri filan idi. Sonra sonra piyasa rayici
yakalandı ve hatta geçildi. Ardından oranın burnunun dibine süpermarket açıldı.
En sonunda da açıkhava devasa manavı iptal edildi.
Semt pazarlarında bu sıralar genele olarak sebzeler ve meyveler süper
marketlerden daha kalitesiz ve daha pahalı oldu ama eskiden öyle değildi.
Tabii bir de süpermarket zincirlerinin birbirleriyle rekabeti sırasında
yaşanan fiyat dalgalanmaları da var.
Demek önümüzde de benzeri bir belirsizlik-belirginlik karışımı ve azıcık da
kargaşası var.
Öyle olması gerekmiyor ama
olacak.
Ekonomik istikrarın en önemli ekonomik öğe sayıldığı günümüzde, temel ekonomik oyuncuların / parametrelerin denge
bozucu olması ilginç bir durum.
Sanal tüccarların bu sıralar pek moda ettikleri, milyar dolarlık şirket
alışları (ve ertesinde de o şirketi kapatmaları) ticaret geleneği açısından
komedi olmuş bir trajedi.
Herhangi bir iş alanını
batıranlar, o işten en çok para kazanmak isteyenler oldu hep.
İşte Google da, o ‘eksi sonsuza limitlenen’ ‘azalan döndüler’ (diminishing
returns) aşamasını fazlasıyla zorluyor bu sıralar, hem kendinde, hem de
başkalarında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder