İlkin, rahmetli hocam Demir Demirgil’den bir ekonomi dersi:
“Ciklet sanayisi 1’e 200 getirir, çelik sanayisi 200’e 1 getirir. Cikletsiz
yapabilirsin ama çeliksiz yapamazsın.”
2 sanayici grubunun ilk anlaştığı konu bu:
Ciklet sanayisine yatırıma evet ama çelik sanayisine yatırıma hayır.
Devamında her ikisinin de ortak olduğu bir nokta daha var:
Montaj sanayisi.
Anadolu kaplanları ile Bizans pisileri, üretim ara malları ithalatının
ihracat toplamını geçmesinde onyıllardır uzlaşıyorlar pekala.
3 araba satıp, kendileri ve CEO’cukları tarafından dahil, bindikleri 1’er
4x4 araba alınmasında da uzlaşıyorlar.
Sektörlerde de uzlaşıyorlar:
Koç ve Sabancı perakende sektöründen çıkarken, Ülker de finans sektöründen
çıkıyor.
Elele verip vardıkları en önemli uzlaşma, Anadolu toprağını, Yunanistan ve
Mezopotamya’dan sonra, kalıcı olarak kayıp topraklar listesine sokmak oldu. 21.
Yüzyıl’da püskürtme sulama teknolojisini kullanmayı bile pahalı bulup, önce
TÜSİAD, sonra da MÜSİAD kadrosu, perakende sektöründe sebze-meyve alımında /
üretiminde bu yola girmediler.
12 bin yıldır öldürülemeyen bu toprakları, artık çöl kılma becerileri için,
her 2 tarafı da şimdiden kutlarız.
Anlaştıkları başka alanlar da var:
Sendikasız işçiler, fazla fazla mesai, emeklilik yaşının mezara kadar
geciktirilmesi, vb vd...
Sonracıma, bankalarını ve büyük şirketlerini yabancılara satma konusunda da
uzlaştılar.
Sonuçta, yeni-sömürge Türkiye’yi ekonomik olarak, sağlı sağlı elbirliğiyle inşa ettiler. Kendilerini kutluyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder