Şöyle bir haber:
“Dünyada 30 Milyon,Türkiye'de 100 Bin Köle Var”
Bildiğimiz kölelik.
“Endekse göre modern köleliğin en sık rastlandığı 10 ülkenin yarısı Afrika
ülkeleri ve birinci sırada Moritanya geliyor. Raporda Moritanya nüfusunun yüzde
4’ünün köle olduğu söyleniyor, ancak bir rapora göre bu oranın yüzde 20 kadar
yüksek olabileceği de belirtiliyor. Köleliğin babadan oğula, etnik aidiyete
bağlı olarak devam ettiği ülkede koşullar, bu özellikleriyle 400 yıl önce Kuzey
Amerika’ya getirilen Afrikalılar’ı anımsatıyor.”
Moritanya resmi olarak köleliğe hala izin veriyormuş. Diğer ülkelerde ise
hesapça gayrıresmi / illegal olarak varmış.
Ancak, ilginç bir biçimde köleler, asgari ücretteki işçiden bazan daha
ucuza gelebiliyormuş, her zaman değil ki ABD’de köleliğin kalkmasında bu
gerçeğin de payı vardır bizce.
Bugünün koşullarında dolaylı resmi kölelik, potansiyel siyasal göçmenlere,
yeni ülkeye gitmeleri karşılığında, eğer paraları yoksa senet imzalatmak
yönünde. Sonuçta, ölmektense kölelik,
bazıları için yeğ olabilmekte pekala.
Bir ara şerh: Kölelik, Avrupa Afrika’ya girmeden önce de, Afrika’da
kabileler arasında mevcuttu. Artı sonrasında, köleleri Araplar, siyahları satan
siyahlardan alıyordu. Tabii ki bu, o köleleri kullanan Osmanlı’yı temize
çıkarmıyor.
Gelelim işin ekonomisine:
1809’un ABD’sinde bir köle 40 bin dolar ederken, bugün yalnızca 90 (yazıyla
doksan) dolar ediyormuş.
Nasıl ama?
Günümüzdeki köleliğin formları ise şöyleymiş:
Borçlu emeği, zoraki evlilik (kadınlar için), transit insan ticareti, çocuk
emeği, çocuk askerler, seks köleliği...
Son deyişler:
Bir: 300 milyon kişi, 3.-4. dünya
nüfusu olabilecek 3 milyarın % 10’u
eder. Bugünün ABD’sinde de % 10 eski köle / yeni siyah nüfus var.
İki: Vietnam’daki ayda 25 dolarlık
maaşın veya başka ülkelerdeki 40’ına varmadan ölünen maden işçiliğinin
kölelikten ne kadar ayrı bir şey olduğu tartışmalı kalır bizce. Bu paradan
fabrika-yurt için yeme ve yatak da ödeniyor kimi.
Dipnot: Bu durumun, yamyamlıkla birlikte, yeni orta çağın dolaylı bir belirtisi olduğunu düşünenlerdeniz.
Diğer keskin göstergelerin bazıları da, gönüllü düşen okuryazarlık ve
neo-globalist neo-liberalizm tarafından hızla düşürülen emekçi hakları olmakta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder