Buraya geldiğimde ilk yıl için 500 blog yazmak niyetiyle gelmiştim. (İkinci
yıl içinse 200 blog tasarlamıştım, çünkü daha önceki site-blog deneyimlerimden
benzeri sonuçlar çıktı.) Eh, oldu gibi.
Bu 1 yılın 3 haftası boyunca, ayak kırılması nedeniyle yatalak oldum ve
bilgisayardan uzak kaldım. O nedenle, 17 Ekim 2012 olan blog başlangıç tarihine
21 gün daha ekledim, 6 Kasım 2013 oldu. 1 yılımı o zaman dolmuş sayacağım.
Gördüğüm kadarıyla, bu sitede bu süre içinde en çok konuda ve toplam sayıda
blog yazmış olacak olan benim gibi.
Çok okunma sıralarında ise, sitenin sıralamasına göre, 15.-75. sıralar
arasında asansör olmuş durumdayım. Ancak, izleyebildiğim kadarıyla bu sitede
istatistiklerde oynama var, çünkü son 1 ayda siteye başlayıp, toplam okunma
sayısı, 1 aylık okunma sayımdan aşağı olana epeyi kişi üzerimde görünmekte
(kendi okunma sayılarımı, binin katları üzerinden olarak ve tarihleri ile
kaydediyorum).
MB bazı beklentilerimin üzerinde sonuçlar verdi. Burası ise, hemen tüm
beklentilerimin üzerinde sonuç verdi. Bunda, blogun artık yaygın bir olgu
olması ve son 1 yılki Taksim Gezi olayları çok etkili oldu. Sosyal medya artık
yaygın bir araç konumunda.
Beklemeyip de bulduğum durumlardan biri, kendi günlük ve makale başı okunma
rekorumu kırmak oldu. Sonuçta, burası gençlerin mekanı ve bendeniz de huysuz
moruğun tekiyim. (Genci yaşlısı, tüm okurları ve yazarları, blog konusunda
aşırı duygusal, ben de onların hislerini feci incitiyorum.)
Beklemeyip bulduğum diğer bir durum, kafaüstü çakılmakta olan TC
medyasında, o kadar görünür sansür
varken, bizlerin muhalefet yapma hakkının bizlere tanınması: Biraz perhiz-turşu
durumu oldu gibi.
Tamam, burada bedavaya okunuyoruz ama blogcular son 5 yılda Türk yazınında
inanılmaz okunurluk rekorları kırdılar. Tamam, tıklanan yazı ne kadar okunmuş
sayılır ayrı konu ama satın alınmış kitapların da ne kadar okunmuş olduğu da
tartışmalı konu.
Tuhaf bir dijital pazarlama sonucu var ortada:
Eğer bir blogcu, yılda toplam 2,5 milyon (günde 6.850) kez tıklanırsa, (sayfası
ortalama 10 dolardan hesaplanan biçimde) yılda 25 bin dolar kazanabiliyor: Eh,
kısa yılın karı iyidir gibi. Ek bilgi: Bu sınırı geçmiş, MB ve RB olarak, 10
bin kişide garanti 10 kişi var, eh zaten yazarlıkta da binde bir kişi elemeyi
geçiyor hala.
Bendeniz ise bu alanda, yılda 250 binden yılda 500 bine doğru yol
almaktayım. 7 yılda varabildiğim yer budur. 1 ayda 100 bin tıklanabilen yazı
yazmayı biliyorum ama 30 yıllık yazmadan sonra ve 50+ yaş ile bu olmaz, bu hamura o maya tutmaz.
Dolayısıyla, işin maddiyatını pas geçip maneviyatına bakalım:
Eğer manevi doyum beklentimin
skalası 1 olsaydı, blog yazımı bu 7 yılın sonunda (tüm olumlu ve olumsuz yanlarıyla
birlikte) bana 10 manevi doyum kazandırdı (başka uygun sözcük bulamadım).
8 yıllık bir ‘Blogger.com’ kullanıcısı ve epeyi mankafa davranmış ve geç
intikal etmiş olarak, yine de kendimi orada yeterince arşivlediğimi söyleyebilirim.
Ölümümden sonraki anda sonul vasiyetimin gerçekleşmesi 1 gün sürmez, onu da
yaptıracak biri çıkar elbet.
Eğer Google batmaz, internet sonul olarak tümüyle çökmez ve Google sözünde
durup hiçbirşeyi silmez ise, yıl 2000-4000 arasında toplamda yüz milyonlarca
kişinin metinlerime ulaşmış olacağına eminim. Bu süre için toplam global nüfus
olacağa benzer 10 milyarda (istatiksel yeterlilik sınırında olan) yüzde bir 100
milyon eder ki ona ulaşmak gibi bir eğilimim hep vardı: O da olmuş olacak gibi.
Bunun en az 500 bin ila 1 milyon tıklamasını RB sağlamış olacak gibi. Belki
de daha çoğunu...
Site sağolsun var olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder