Dijital pazarlama Dünya’da ve Türkiye’de dıgıdak dıgıdak gitmekte...
“Sadece ülkemizde değil, Türkiye dahil 33 ülkede dijital pazarlama ve
reklam endüstrisi için önemli faaliyetlerde bulunan IAB (Interactive
Advertising Bureau), “Türkiye Dijital Reklam Harcamaları AdEx-2012” raporunu
hazırladı. Bu rapora göre toplam dijital reklam yatırımları 943 milyon TL’ye
ulaştı. Tabii bu rakam 2012 genel toplamı. Bu araştırmanın alt kırılımlarına
bakarsak; Gösterim Bazlı Reklamlar 374 milyon TL, Arama Motoru Reklamları (Örn
Google gibi) 448 milyon TL, Mobil Reklamlar (SMS/MMS ve Mobil gösterimler) 36
milyon TL ve İlan Sayfa Reklamları ise 76 milyon TL gibi rakamlardan oluşuyor.”
Çok açıkseçik sayılar:
Arama motoru reklamları genelde tıklama bazlı oluyor. Bunun gösterim bazlı
reklamdan farkı, ancak üzerine tıklanınca para alınması. Tabii, bunun da
üçkağıdı var, yapay tıklama yaratılıyor.
Mobil reklamlar bizde henüz gelişmemiş.
Oyun bazlı reklamlar ise emekleme çağında gibi, sayısı bile yok.
1 milyar iyi para.
Ortalama bir reklam maliyeti, bin (1.000) tıklama başına 5 TL ( 2,5 $)
gibi. 5 milyar görüntülenme ise, 40 milyon kullanıcıdan, yılda kişi başına
1.250 kez eder ve 1 sayfada ortalama 3 reklam var, yani kabaca 400 sayfa görüntülenmesi
var, yani günde ortalama 1 sayfa görüntülenmesi var.
İnternet kullanıcılarının % 70’i ayda birden seyrek internete giriyor.
İnternet kullanıcılarının % 50’si bir sayfayı anında (4 saniyeden kısa
sürede) terkediyor.
İnternet kullanıcıları okumuyor, okur gibi yapıyor, bakıyor ama görmüyor,
göremiyor. Bunlar çeşitli deney ve testlerle saptanmış.
İnternet reklam vericilerinin ve pazarlamacılarının ortak hatası, eski
reklamcılık hatalarını sürdürmeleri bir, yeni oluşumları yanlış yorumlamaları
iki, gibi özetlenebilir.
Henüz semantik arama motoru yok. Henüz semantik sözlük yok. Yatay yakın
anlamlı ve hiper-tekstsel olarak dikine
yakın anlamlı sözcükler sözlüğü yok, hiçbir dilde yok henüz. Yapmaları
gereken, Windows’un eksi zekalı Word’ündeki gramerden ve sözlükten kurtulmak
bir, kendi sözlüklerini yaratmak iki. (Google Translate, bunu çapraz dilli
olarak denedi ve sapa diller için
beceremedi. Hatta feci çuvalladı, 5 yıldır üstelik.)
Tamam, Facebook ve Twitter kullanıcıların kimlerle ne ilinti kurduğunu
biliyor ama bunun anlamını çözemiyor. Zaten o ilintileri kuranlar da ne
yaptıklarını bilmiyorlar. Yeni orta
çağın ön gürültüsü ve hayhuyu bu.
Örneğin diyelim ben, peşpeşe şarkı sözü, klip, porno, Wikipedia sitelerine
girdim. Bunun anlamı ne?
Anlamı şu:
Bir metin yazıyorum ve arama, artı alıntılama yapıyorum.
Peki, ne oluyor?
E-posta sayfalarıma (nasıl oluyorsa, çünkü hesapça e-poste sitesi henüz
hesaplarımı izlemiyor) şakkadanak porno sayfaları reklamları geliveriyor.
Ben gülüp geçiyorum ama çok kullanıcılı bilgisayarlarda bu iş çok yakında
mahkemelik olmaya başlar.
Yani:
Nasıl ki televizyon reklamlarına Dünya’da epeyi sınır konmak zorunda
kalındıysa, internette de bu gerekli oldu çoktan. Yoksa, bizdeki gibi reklam
arası dizi pozisyonu internette de başlar, belki başladı bile, çünkü görüntülü
haberler sen onu tıklamsan da, yani izlemek istemesen de kendiliğinden açılıp
senin kotanın canıa okuyor ve bu bizde bile yasak bildiğim kadarıyla, çünkü
senin bilgisayarına senin iraden dışında yükleme yapılıyor, bunun virüs veya
troya atı kullanmaktan farkı yok pratikte.
Dipnot: Fotoğraftaki sanal reklam aslında sahada yok. Yayın şirketi ve/ya
görüntüyü kiralayanlar bunu böyle yapmış. Bu durumda, içki karşıtı bir sporcu,
görüntüde üstünde içki reklamı taşıyor olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder