Saatta 100 sayfa okuyan biri, 140 karakterlik Twitter mesajlarını 3
saniyede okuyabilir.
4 saniye, bir internet sayfasında ortalama kalma süresidir.
6 saniye, Vine video uygulasıyla ve onun da uzantısıyla (hem de Türk)
birinin haber filmlerinin de bu kısalığa indirilebileceğini bulmasıyla çifte
uygulamalı bir süredir.
(Bu sayfada referans no 16):
Devamında:
Bir internet okuru bir sayfaya girdiğinde, bunların yarısı ilk girdiği
sayfadan hemen ayrılıyor.
Bunu eski kafalarla karşılaştıralım:
Olağan koşullarda, ya zihinsel uyaran kimyasal madde alarak, ya da özel
zihinsel eğitimle, saniyede 10 kare görme hızı, saniyede 20 kareye
arttırılabilmekte. Oysa, ilk önce reklamlar bunu yaptı. Görüldüğü üzere,
internetin 4. kuşağı (4 x 5 = 20 yıl) bunu yalnızca internet sayesinde yaptı.
Ancak, yine de:
İster eski kuşaktan olsun, ister yeni kuşaktan olsun, kolay kolay hiç kimse
4 saniyede 10 (A5) sayfalık malzemeyi okuyamaz. O nedenle İngilizler yeni
kuşağın okumadığına, okur gibi yaptığına karar vermişler.
Yani:
Aynı itkiler / dürtüler, insanları daha aptal da yapabilir, daha zeki de
yapabilir. Her koşulda, her 2 durumu da saptamak ve ölçmek, kognitif psikologlar
için çocuk oyuncağıdır: Ölçtüler de...
Tabii yeni internet kuşağı takıyyeci. Sorsan, okuduğunu söyleyecek, test
etsen, hiçbirşey hatırlamayacak ki bu durum okul öğrencileri için zaten
onyıllardır var ve bunun asıl nedeni, global
zorunlu eğitimin toplu bilisizlik açısından geri tepmesi, yani global
nüfusun belki yarısı okuryazar olmak filan istemiyor: Tamam, aynı insan
internet de kullanıyor ama o zaman da internet
ümmiliği ortaya çıkıyor, son 10 yıldır çıktı da...
Şimdi, bu durumda reklam şirketleri kalkıp da, ‘advergame’ ve ‘vine video’
uygulamalarını kullanınca, Krupp faşizmini
aşan bir informatik / kongnitif faşizm yaratmış olmakta...
Popper bunu yutturmaya çabaladı,
beceremedi; belki Gates becerir,
bilemeyiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder