Önnot:
Metnin dert ettiği bilgiyi, okuyarak kendisinden edindiğim Oya Baydar’a ve söyleşi
kitabına sevgilerimi sunuyorum.
Şu
Almanlar, çok tuhaf insanlar. Gündelik yaşamlarında, taa Nazizm’den önce bile
tuhaf faşizm eğilimleri var.
500 yıl
Roma’ya karşı direnip devletsiz kaldıktan sonra, Roma yıkılınca kurdukları ilk
devlete Roma-Germen adını vermeleri öyle örneğin...
Sonra,
Museviler’i toplama kampına doldurup, orada ‘müslümanlaşmak’ diye bir gündelik
yaşam deyimi icat etmeleri de öyle...
Müslümanlaşmak,
bir Musevi’nin toplama kampında ölmeye yatması, demek. Bu da, dosdoğru dikenli
tellere yürümekle oluyor. Dikenli teller elektrikli ama ondan önce askerler,
hemen yaylım ateşle onu öte yana postalıyorlar. Çift dikiş ölüm yani.
Etimolojik
anlamda Müslüman üçüncü şık, ne Musevi, ne Hristiyan. Aslında aşkınlaşmak da
demek ama ölerek aşkınlaşılmıyor, en azından şimdilik.
Not:
Bugün Almanya, üçte birlik oranla en yüksek ateist nüfus oranına sahip ülke.
Diğer üçte birler de, protestanlık ve katoliklik, yani din savaşı potansiyeli orada
hala baki.
En son
da, ‘Trabi’leşmek’ fiilini icat etmişler.
Doğu
Almanya sınırı ortadan kalkınca, Doğu Almanya’lılar çok çok dandik bir araba
olan Trabi’lerine binip, batıya gelir olmuşlar.
Almanlar’ın
yaptığı ise vahşet ötesi:
Yol boyunca
dizilip, onları alkışlayıp onlara muz atmak, davranışı...
Doğu
Almanyalılar ise, yaşamlarında ilk kez muz yedikleri için onları kapışırlarmış.
Ancak,
dinsizin hakkından imansız, barbar Alman’ın hakkından daha barbar Türk gelir
değil, geldi bile...
Bizim
Alamancılar, koskoca Almanyı’yı türkleştirdiler yalnızca 50 yılda. 30 yaş altı
Almanlar, tavuk dönerini alman yemeği sanıyor örneğin...
Yani
Türkler, trabileştireni bile
trabileştirdiler...
Bu,
gündelik yaşamdaki faşizm açısından bizi, Hitler-ötesi aşamalara öteler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder