Çarşamba, Aralık 23, 2015

Trabi’leştirmek = Trabi Alkışlamak

Önnot: Metnin dert ettiği bilgiyi, okuyarak kendisinden edindiğim Oya Baydar’a ve söyleşi kitabına sevgilerimi sunuyorum.
Şu Almanlar, çok tuhaf insanlar. Gündelik yaşamlarında, taa Nazizm’den önce bile tuhaf faşizm eğilimleri var.
500 yıl Roma’ya karşı direnip devletsiz kaldıktan sonra, Roma yıkılınca kurdukları ilk devlete Roma-Germen adını vermeleri öyle örneğin...
Sonra, Museviler’i toplama kampına doldurup, orada ‘müslümanlaşmak’ diye bir gündelik yaşam deyimi icat etmeleri de öyle...
Müslümanlaşmak, bir Musevi’nin toplama kampında ölmeye yatması, demek. Bu da, dosdoğru dikenli tellere yürümekle oluyor. Dikenli teller elektrikli ama ondan önce askerler, hemen yaylım ateşle onu öte yana postalıyorlar. Çift dikiş ölüm yani.
Etimolojik anlamda Müslüman üçüncü şık, ne Musevi, ne Hristiyan. Aslında aşkınlaşmak da demek ama ölerek aşkınlaşılmıyor, en azından şimdilik.
Not: Bugün Almanya, üçte birlik oranla en yüksek ateist nüfus oranına sahip ülke. Diğer üçte birler de, protestanlık ve katoliklik, yani din savaşı potansiyeli orada hala baki.
En son da, ‘Trabi’leşmek’ fiilini icat etmişler.
Doğu Almanya sınırı ortadan kalkınca, Doğu Almanya’lılar çok çok dandik bir araba olan Trabi’lerine binip, batıya gelir olmuşlar.
Almanlar’ın yaptığı ise vahşet ötesi:
Yol boyunca dizilip, onları alkışlayıp onlara muz atmak, davranışı...
Doğu Almanyalılar ise, yaşamlarında ilk kez muz yedikleri için onları kapışırlarmış.
Ancak, dinsizin hakkından imansız, barbar Alman’ın hakkından daha barbar Türk gelir değil, geldi bile...
Bizim Alamancılar, koskoca Almanyı’yı türkleştirdiler yalnızca 50 yılda. 30 yaş altı Almanlar, tavuk dönerini alman yemeği sanıyor örneğin...
Yani Türkler, trabileştireni bile trabileştirdiler...

Bu, gündelik yaşamdaki faşizm açısından bizi, Hitler-ötesi aşamalara öteler...

Hiç yorum yok: