Cumartesi, Aralık 26, 2015

Türkler ve Çingeneler

Çarpıcı bir giriş olsun:
Onca tarih mecmuası vardır ama oralarda, Türkler’in ve Çingeneler’in Anadolu’ya eşzamanlı olarak girdiği yazmaz. Yalnızca Çingeneler, Türkler’den az biraz sonra gelmişler gibi.
Türkler de, Çingeneler de göçer haklar.
Türkler habire devlet kurup batırırlar, Çingeneler ise 900 yıldır henüz bir devlet kuramadılar ama niyetleri en azından AB’de var gibi.
Gelelim bu halkların ırklarına:
Türkler:
Türkler, MS 750 gibi Talas Savaşı’nda, bir Koreli komutasındaki Çinliler’e yenilmektense, Araplar’ın kucağına oturma hatası işlemişler.
Talas Savaşı’nı Türkler kazanmış. Koreli komutan ölümle cezalandırılmış. Türkler de Müslümanlık ile.
Oradan itibaren, sürekli dış evlilik (egzogami) yaptıkları için Türkler, başta çekik gözlülük olmak üzere, epeyi genetik ırksal özelliklerini yitirmişler. Bugün Orta Asya’daki uzak ırk akrabalarımız, bizi ırksal açıdan yozlaşmış sayıyorlar ve bunu da açıkça beyan ediyorlar.
Devamında:
Talas, Afganistan, İran, Anadolu yolculuk izleğinde, Türkler kıllanmış ve esmerleşmiş. Bugün kendini has Türk sayan Anadolu Türkmenleri, Türkmenistan Türkmenleri ile hiçbir bedensel-görüntüsel benzerlik taşımaz. Bu, başka bir halk adı almak gibi bir şey ve uzun menzilli ve uzun vadeli göçlerde gözlenebiliyor.
Bugünkü Bulgarlar’ın, eski bir Orta Asya kökenli kavim olan Bulgar Türkleri ile hiçbir ilintisi yok örneğin. Yeni Uygurlar’ın eski Uygurlar ile de.
Çingeneler:
Çingeneler endogami yaptığı için, ırklarını korumuşlar. Erkekleri zayıf ve kısa, kadınları ise biraz daha uzun ve epeyi kilolu olmakta. Bu açıdan, diğer bazı Hindistan halkları ile birlikte, insan türünde dişinin erkekten iri olduğu nadir örneklerden birini oluşturuyorlar.
Çingeneler’in göç yolunda tosladıkları diğer marjinal halklar da onlara katılmış. O nedenle bugün beyaz Çingeneler de mevcut. Trakya Çingeneleri’nin bir bölümü öyledir örneğin. Avrupa’daki epeyi Çingene altkümesi beyaz tenlidir. (Ancak bu, endogami değil.)
Gelelim karşılaştır-karşıtlaştır momentine:
Türkler asker eğilimli. Bir de, köle-asker bile olsalar, devlet yönetimine el koyma eğilimli ki Mısır’da böyle yapmışlar.
Çingeneler ise, hiç böyle eğilimler taşımamışlar. Buradan onların barış eğilimli halk kökenli olduğu kanısına varıyoruz. Çünkü toplama kampında bir milyonu yok edilmecesine, sürekli eziyet gören bir halk durumundalar hep. Anadolu’da halk isyanı çok ama Çingene isyanı yok bildiğimiz kadarıyla.
Ancak Çingeneler, epeyi oportünist olabildiklerini de kanıtlamışlar. Fatih zamanında, İstanbul’a girecek gemilere çivi yapıp, karşılığında Kasımpaşa’yı padişah fermanıyla sabit mekan tutmuşlar. Eh, 550 yıl da sabit yaşam ve yerleşik bir halk olmak için, yeterince uzun bir süre.
Çingeneler, Kuzeybatı Hindistan-İspanya arasını 500 senede falan geçmişler.
Türkler ise, Moğolistan-Avusturya arasını bin küsur senede.
Genel panorama:
Afro-Avrasya Dünya sistemi, 5 bin yıl boyunca, onlarca büyük kavimler göçü yaşamış. Burada ana ilke, tek bir kavimin başlayan göçünün diğer epeyi kavimi önüne katarak gitmesi. En iyi kayıtlanmışlardan biri olan MS 400 Avrupa Kavimler Göçü, bunun epeyi ilginç örneklerini sunar.
Kavim göçleri, kültürü yoğurur ve değiştirir. Bu, çoğunluk yıkımla olur ama aynı zamanda etkileşimlerle de. Yani savaşın yıkımları denli büyük değildir göçlerinki.
Örneğin, 1915-1925 arasında Anadolu, % 25-35 gayrımüslim nüfustan pratikte sıfır gayrımüslim nüfusa oransal çok az ölümle geçmiştir: Tehcir (Ermeni), mübadele (Rum) ve 100 yıl sonra bile hala adı olmayan diğer Hristiyan Levant halklarınınki (Süryani., Asuri, Keldani, vd) ile...
Türkler ve Çingeneler, tek başlarına ve başlı başına göçer olmanın niteliğini taşıyorlar. Hem uzun süreli, hem de uzun yollu. Bugün ne bin yıllık Anadolu Türkleri, ne de 500 yıllık İstanbul Çingeneleri sabit yaşam kurallarına alışamamış durumda.
Burada serbest çıkış ve boş uçlu bitiş:
Sonuçta, Türkler egemen-devletli halk olmuş, Çingeneler mazlum, göçer ve devletsiz halk. Aynı ülkede ve aynı zamanda...
İşte bu konunun, sıfırdan başlanıp, üzerinde çalışılması gerekli bizcesi. Çünkü böyle başka bir örnek var mı bilmiyoruz.
Dipnot 1:
Bugün Türkiye’de 2,7 milyon Çingene olduğu yabancı kaynaklarda önesürülüyor. Bu, bizce çok uçuk bir sayı ama Çingeneler de federasyon isterse ne olur, sorusu bizce epeyi ironik yanıtlar içerebilir.
Dipnot 2:

Araplar, 10. Yüzyıl’da Pakistan’dan Afganistan’a kuzeye ilerlerken, Türkler güneybatıya, Çingeneler ise kuzeybatıya göç etmiş. Yolları aşağı yukarı güneydoğu İran’da kesişmiş gibi. Bu sıralarda batıdaki Bizans, artık Doğu Anadolu’da iktidarsız durumda gibi. İşte, 800 gibi, Yakındoğu’daki nüfussal ve devletsel topolojik yoğrulmalar, henüz açıkseçik olarak yazılmamış durumda gibi. Çünkü eldeki bilgiler, bu denli büyük bir dönüşümü imlemiyor.

Hiç yorum yok: