Cumartesi, Haziran 01, 2019

Çernobil: Dizi: Estetiko-Politik Bir Yorum


Bu bir belgesel dizi film.
Konu göreli yakın zamana ilişkin, o nedenle belgesele belge bulmak kolay.
Sorun, ideoloji tartışmalarında:
“Dizi ilgili değil, ancak diziden yola çıkarak yapılan yorumlar üzerine de birkaç söz etmek gerek. Sosyal medya kullanıcılarından dünyaca ünlü gazetelerin köşe yazarlarına kadar pek çok kişi Chernobyl üzerinden ‘Sovyetlerin bilim tezi böylece çöktü’, ‘Komünizm size hâlâ ideal mi geliyor?’, ‘Santralde değil, sosyalizmde sorun var’ gibi yorumlarda bulundu. Ancak bu yorumlarda bulunanlar, Çernobil’den yıllar sonra Japonya’da yaşanan Fukuşima felaketini ‘kapitalizm sorununa’ bağlar mı acaba?”
Tamam da çok çok eksik bir panorama bu.
Asıl panorama ise şu:
1986; Çernobil (nükleer reaktör), Challenger (uzay mekiği), Perestroyka yılıydı. Olumlu veya olumsuz büyük değişimlerin yılı yani.
Arkasında 2003 Columbia (uzay mekiği) felaketi de geldi.
Arkasında 2011 Fukuşima da geldi.
Ondan önce, ABD’de gözardı ve hasıraltı edilen birçok nükleer reaktör kazası oldu.
Şerh: Elektriğinin % 70’i nükleer reaktörlerden elde edilen Fransa’da hiçbir kayıtlı nükleer reaktör kazası yok. Bu büyük bir soru imi.
Yani, eğer bir çöküş varsa, hem kapitalizmde, hem reel sosyalizmde var. Yani, ekonomik determinizmde var.
Yani:
Soğuk Savaş’ın ABD-SSCB ikikutuplu Dünya’sı yerine, yokkutuplu bir Dünya var artık.
Bu çöküşü de, maddi uygarlığa, yani politikaya, askeriyeye, ekonomiye bağlı uygarlık peşinde koşan G-8 yarattı.
Artı, o çok övdükleri yüksek-yüksek teknolojinin epeyi alçak olduğu görüldü.
Çernobil olayı da, dizisi de bunu imliyor yalnızca.
(1 Haziran 2019)

Hiç yorum yok: