Pazartesi, Haziran 03, 2019

Pedofili, Terörizm, Şeytani Kötülük ve İyiler 5 Bin Yıldır Neden Bu Kadar Aptal ve Cahil?


Pedofili içeren bir romanın yazarı ve yayıncısı, hukuksal soruşturmaya maruz bırakıldı.
Yenilenen bir yerel seçim varken bile, konusuzluk çekebilen medya, konunun üzerine mal bulmuş Mağribi gibi atladı. Sonra da, zeka ve bilgi eksikliklerini döktürmeye başladılar.
En son Bildirici’nin açıklaması şu:
“Medya ombudsman’ı Faruk Bildirici, medyanın 'Zümrüt Apartmanı' adlı romanda, 'pedofili' övgüsünde bulunduğu belirtilen Abdullah Şevki hakkında dava açıldığını duyuran haberlerde yanlışlık yaptığını söyledi. Bildirici, pedofili içeren sayfaları paylaşarak, pedofiliye eğilimi olan insanların gözünde bunu meşrulaştırmış ve yönteminin öğretilmiş olacağını belirtti. Bildirici, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında da, "Medya ve sosyal medya pedofili içeren metinlerin yayılmasına katkıda bulunuyor, suça ortak oluyor" ifadesini kullandı.”
Baştan aşağıya bir teknik hatalar silsilesi bu…
İlkin, medya geştaltının azalan toplam etki durumundan habersizlik var.
Yani, kitle için hezeyan ve heyecan yaratabilecek, sentimental bir konu olan pedofili hakkında medya haber yayınladığı zaman, başta çok yüksek infial, en son ise, tepkisizlik olur. Terör için böyle oldu örneğin.
Türkiye’de kadın cinayetleri, ensest, pedofili gibi cinsel suçlar için de, bu durum öyle olmuşa benziyor. Kitle aşağı yukarı hiç tepkisizliğe vardı. Bu bir.
İkincisi, konu haber yapma özgürlüğü değil, tam tersi. Yapılmış bir haberin tepkisinin abartılması. Bir kişinin pedofili haberi okudu diye, pedofili eylemine girişmişliği kanıtlanamaz bir şeydir ki bu da seri katillerin yargılanması sırasında sıkça gündeme gelmiştir.
Japonya, bu konuda tam tersi bir anlayışa sahip: Pedofili konulu çizgiromanların açıkça satıldığı bir ülke olan Japonya’da, uzmanlar olsun, kitle olsun, bunun bir tür deşarj yaratacağı ve sapıkları sapıklık eylemlerinden biraz olsun uzak tutacağı kanısındaymış.
En önemli nokta ise şu:
“pedofiliye eğilimi olan insanların gözünde, … yönteminin öğretilmiş olacağı…”
Bu, cehalet bile değil, kasıtlı dezenformasyon.
Pedofiliden çok daha ciddi bir sorun olan terörizm ile ilgili olarak, Wikipedia gibi, milyarlarca kişiye açık olan kaynaklarda bile, nükleer kirli bombanın nasıl yapılacağı bilgisi mevcut. Sorunsal, o bilginin açığa vurulması değil, o açığa vurulan bilginin yaratacağı açmazların çözümünün aranmaması. Öyle olmasa, yazılım şirketleri, kendi yazılımlarının açıklarını bulanlara ödül vaat etmezlerdi. Pedofili konusunu açığa çıkarmak, hatta suçunun nasıl işleneceğini göstermek, bunu yapmakla görevli birilerine, sorunu nasıl çözeceklerini düşünme zorunluluğu yaratmaktır, yani epistemik açıdan işlevseldir.
Doğrudur:
Ensest, kadın cinayetleri ve pedofili bu toplumun yaralarından birkaçıdır.
Ancak geçerli tanım da şudur:
Bu toplumun yalnızca muhufazakar değerleri değil, genel işleyişi, o suçların oluşmasına çok yatkınlık yaratan koşullar içermektedir. Bir ebeveynin çocuğuna cinsel suç işleyebilmesi için, çocuğuna yakın olması gerekir. Biz de ise ise, yakınlık ne sözcük, içiçelik, yani aynı yatakta uyuma geleneği mevcut.
Bu da bizi şu noktaya götürür:
Bir yetişkinin 18 yaşaltı birine, belli noktalardan sonra bedensel yakınlık göstermesi yasaklanmak durumunda: O yasağın çizgisini çekmek de çok zor.
Medyanın durumu ise şu:
Özellikle kadınlara yönelik sabah programları ertesinde, toplumun kuburu giderek daha çok teşhir edilir oldu ama ne yazık ki orada teşhir edilen olayların çoğu kurmaca. Bu olay, ancak uzmanların desteğinde, gerçek mahkeme kayıtları üzerinden işlenebilir. Binlerce vaka, arşivlerde yatıyor, isteyen gider bakar.
Medyanın durumu ise, suçlarına, ayıplarına, günahlarına yenilerini eklemekten ibaret. En büyüğü de bu değil, bildiğimiz insanlık suçlarını saklıyorlar çünkü.
Medya eleştirmenlerinin yaklaşımı sürekli bir yasak savma kabilinden, bizcesi Bildirici için de böyle.
Geriye kalıyor asıl yazarların durumu:
Bir yazar sapık da olabilir, porno da yazabilir, sapık pornolar da yazabilir. Yazdı da, yazıyor da, yazacak da. Bu piyasaya sürüldü de, sürülüyor da, sürülecek de.
Kitlesel önlem olarak, popüler kültür ürünleri olan bilgisayar oyunlarında, çizgiromanlarda, filmlerde, dizilerde bu 18+ ibaresiyle karşılanıyor.
18 yaşüstü olan birileri, pedofili konulu yeni ürünlere gereksinim duymaz, internet onlarla dolu zaten, hepsini değil, hiçbirini silemezsiniz, çünkü müdahale edilemeyen kaynaklar hep var.
Yani, Türkiye gibi 4. Dünya ülkesi olan bir yerde, hiç kimse o yeni romana gereksinim duymuyor.
Bizi ilgilendiren asıl durum ise şu:
Bir yazar, neden böyle şeyler yazar veya yazmaya gereksinir?
Bir kere ölümüne bir rekabet var. İngilizce’de buna ‘publish / be read or perish’ deniyor. Yazar da, satacak konu bulmak zorunda hissediyor kendini. Bu ülkede, büyük bir yayınevi, genç yazarlara ilk roman konulu yarışma açıp, ilanında konu içeriği olarak kan ve şiddet istediğini açıkça belirtebildi 20 yıl önce, ortalık Bukowsk parodileriyle doldu böylelikle.
‘Kirli gerçekçilik’ savına karşıyız. Çünkü gerçekçiliğin kendisi kirli olamaz, gerçeğin kendisi kirli olur.
Bunu kısırdöngüye sokmanın gereği yok. Zamanında başka bir yazar da ensesti yazdığı aynı biçimde linç edilmişti. Sonra da unutulmuştu. Bu pedofilik sayılan roman da unutulacak.
Bu, geçmişte de sorundu. Mehmet Rauf da linç edilmişti zamanında. Ancak bugün onun romanları feci nostaljik kaçıyor. Bu roman da öyle olacak bizce.
Bu görelilik konusu da dikkatlerden kaçıyor: Eşcinsellik de eskiden sapıklık sayılırdı. Mono-hetero-seksüel’lerin bu, seksi tekele alma anlayışının kendisi faşistçe ve başkalarını birilerine zarar vermekle suçluyorlar.
Yani özetle bizce, bu konuyu böyle tartışıyormuş gibi yapmak, beyhude ve nafile…
Çıkış:
Onların dediği gibi olsa, Sait Faik’in ve İlhan Berk’in de yasaklanması gerekirdi…
(3 Haziran 2019)

Hiç yorum yok: