Pedofili
içeren bir romanın yazarı ve yayıncısı, hukuksal soruşturmaya maruz bırakıldı.
Yenilenen
bir yerel seçim varken bile, konusuzluk çekebilen medya, konunun üzerine mal
bulmuş Mağribi gibi atladı. Sonra da, zeka ve bilgi eksikliklerini döktürmeye
başladılar.
En son
Bildirici’nin açıklaması şu:
“Medya ombudsman’ı
Faruk Bildirici, medyanın 'Zümrüt Apartmanı' adlı romanda, 'pedofili' övgüsünde
bulunduğu belirtilen Abdullah Şevki hakkında dava açıldığını duyuran haberlerde
yanlışlık yaptığını söyledi. Bildirici, pedofili içeren sayfaları paylaşarak,
pedofiliye eğilimi olan insanların gözünde bunu meşrulaştırmış ve yönteminin
öğretilmiş olacağını belirtti. Bildirici, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında
da, "Medya ve sosyal medya pedofili içeren metinlerin yayılmasına katkıda
bulunuyor, suça ortak oluyor" ifadesini kullandı.”
Baştan
aşağıya bir teknik hatalar silsilesi bu…
İlkin, medya geştaltının azalan toplam etki
durumundan habersizlik var.
Yani, kitle
için hezeyan ve heyecan yaratabilecek, sentimental
bir konu olan pedofili hakkında medya haber yayınladığı zaman, başta çok yüksek
infial, en son ise, tepkisizlik olur. Terör için böyle oldu
örneğin.
Türkiye’de
kadın cinayetleri, ensest, pedofili gibi cinsel suçlar için de, bu durum öyle
olmuşa benziyor. Kitle aşağı yukarı hiç tepkisizliğe vardı. Bu bir.
İkincisi,
konu haber yapma özgürlüğü değil, tam tersi. Yapılmış bir haberin tepkisinin
abartılması. Bir kişinin pedofili haberi
okudu diye, pedofili eylemine girişmişliği kanıtlanamaz bir şeydir ki bu da
seri katillerin yargılanması sırasında sıkça gündeme gelmiştir.
Japonya,
bu konuda tam tersi bir anlayışa sahip: Pedofili konulu çizgiromanların açıkça
satıldığı bir ülke olan Japonya’da, uzmanlar olsun, kitle olsun, bunun bir tür
deşarj yaratacağı ve sapıkları sapıklık eylemlerinden biraz olsun uzak tutacağı
kanısındaymış.
En
önemli nokta ise şu:
“pedofiliye
eğilimi olan insanların gözünde, … yönteminin öğretilmiş olacağı…”
Bu,
cehalet bile değil, kasıtlı dezenformasyon.
Pedofiliden
çok daha ciddi bir sorun olan terörizm ile ilgili olarak, Wikipedia gibi,
milyarlarca kişiye açık olan kaynaklarda bile, nükleer kirli bombanın nasıl yapılacağı bilgisi mevcut. Sorunsal, o
bilginin açığa vurulması değil, o açığa vurulan bilginin yaratacağı açmazların çözümünün aranmaması. Öyle olmasa,
yazılım şirketleri, kendi yazılımlarının açıklarını bulanlara ödül vaat
etmezlerdi. Pedofili konusunu açığa çıkarmak, hatta suçunun nasıl işleneceğini
göstermek, bunu yapmakla görevli birilerine, sorunu nasıl çözeceklerini düşünme
zorunluluğu yaratmaktır, yani epistemik açıdan işlevseldir.
Doğrudur:
Ensest,
kadın cinayetleri ve pedofili bu toplumun yaralarından birkaçıdır.
Ancak
geçerli tanım da şudur:
Bu
toplumun yalnızca muhufazakar değerleri değil, genel işleyişi, o suçların
oluşmasına çok yatkınlık yaratan koşullar içermektedir. Bir ebeveynin çocuğuna
cinsel suç işleyebilmesi için, çocuğuna yakın olması gerekir. Biz de ise ise,
yakınlık ne sözcük, içiçelik, yani aynı yatakta uyuma geleneği mevcut.
Bu da
bizi şu noktaya götürür:
Bir
yetişkinin 18 yaşaltı birine, belli noktalardan sonra bedensel yakınlık göstermesi yasaklanmak durumunda: O yasağın
çizgisini çekmek de çok zor.
Medyanın
durumu ise şu:
Özellikle
kadınlara yönelik sabah programları ertesinde, toplumun kuburu giderek daha çok teşhir edilir oldu ama ne yazık ki
orada teşhir edilen olayların çoğu kurmaca. Bu olay, ancak uzmanların
desteğinde, gerçek mahkeme kayıtları
üzerinden işlenebilir. Binlerce vaka, arşivlerde yatıyor, isteyen gider bakar.
Medyanın
durumu ise, suçlarına, ayıplarına, günahlarına yenilerini eklemekten ibaret. En
büyüğü de bu değil, bildiğimiz insanlık
suçlarını saklıyorlar çünkü.
Medya
eleştirmenlerinin yaklaşımı sürekli bir yasak
savma kabilinden, bizcesi Bildirici için de böyle.
Geriye
kalıyor asıl yazarların durumu:
Bir
yazar sapık da olabilir, porno da yazabilir, sapık pornolar da yazabilir. Yazdı
da, yazıyor da, yazacak da. Bu piyasaya sürüldü de, sürülüyor da, sürülecek de.
Kitlesel
önlem olarak, popüler kültür ürünleri olan bilgisayar oyunlarında,
çizgiromanlarda, filmlerde, dizilerde bu 18+ ibaresiyle karşılanıyor.
18
yaşüstü olan birileri, pedofili konulu yeni ürünlere gereksinim duymaz,
internet onlarla dolu zaten, hepsini değil, hiçbirini silemezsiniz, çünkü
müdahale edilemeyen kaynaklar hep var.
Yani,
Türkiye gibi 4. Dünya ülkesi olan bir yerde, hiç kimse o yeni romana gereksinim
duymuyor.
Bizi
ilgilendiren asıl durum ise şu:
Bir
yazar, neden böyle şeyler yazar veya yazmaya gereksinir?
Bir kere
ölümüne bir rekabet var. İngilizce’de buna ‘publish / be read or perish’ deniyor.
Yazar da, satacak konu bulmak zorunda hissediyor kendini. Bu ülkede, büyük bir
yayınevi, genç yazarlara ilk roman konulu yarışma açıp, ilanında konu içeriği
olarak kan ve şiddet istediğini açıkça belirtebildi 20 yıl önce, ortalık
Bukowsk parodileriyle doldu böylelikle.
‘Kirli
gerçekçilik’ savına karşıyız. Çünkü gerçekçiliğin kendisi kirli olamaz, gerçeğin kendisi kirli olur.
Bunu
kısırdöngüye sokmanın gereği yok. Zamanında başka bir yazar da ensesti yazdığı
aynı biçimde linç edilmişti. Sonra da unutulmuştu. Bu pedofilik sayılan roman
da unutulacak.
Bu,
geçmişte de sorundu. Mehmet Rauf da linç edilmişti zamanında. Ancak bugün onun
romanları feci nostaljik kaçıyor. Bu roman da öyle olacak bizce.
Bu
görelilik konusu da dikkatlerden kaçıyor: Eşcinsellik de eskiden sapıklık
sayılırdı. Mono-hetero-seksüel’lerin bu, seksi
tekele alma anlayışının kendisi faşistçe
ve başkalarını birilerine zarar vermekle suçluyorlar.
Yani
özetle bizce, bu konuyu böyle tartışıyormuş gibi yapmak, beyhude ve nafile…
Çıkış:
Onların
dediği gibi olsa, Sait Faik’in ve İlhan Berk’in de yasaklanması gerekirdi…
(3 Haziran 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder