Salı, Haziran 25, 2019

Neo-Anarşist’ler-ler: Eylem ve Kuram: 2


Ragıp Duran’dan ‘Yeni Anarşistler’ başlıklı ve konulu bir alıntı:
“Bu gençler simsiyah giyiniyor. Yüzleri hep maskeli. Mc Donald’s’ları, banka şubelerini, iş ve işçi bulma kurum binalarını, lüks mağazaları hedef alıyor, yakıp yıkıyorlar. En sevdikleri hedef polis. ‘Biz geleceğin bir imajıyız’ diye tanıtıyorlar kendilerini. Hepsi öyle banliyöden çıkma, göçmen çocukları filan değil. 15-35 yaş grubundalar. Öğrenci var, işçi var ama en çok da işsiz. Rosa Luxembourg’un önerdiği ‘Şefsiz Komünistler’. Kökenlerini 1789 Devrimi’nin Baldırı Çıplaklar’ına kadar götürüyorlar. İlginç bir tespitleri de var: ‘’Fransa her yıl korsan bir gösterinin yıldönümünü devlet katında kutluyor: Bastille Hapishanesi’nin ele geçirilmesi!
Daha çok da 60’lardan itibaren gelişen hippi, ‘punk’ ve otonom hareketlerin sentezinin mirasçıları. En sevdikleri film, ‘V for Vendetta’. ‘Vurup kırmak, yakıp yıkmak da siyasi bir ifadedir’, yaygın kullandıkları bir gerekçe. Amerikalı anarşist teorisyen Hakim Bey de önemli bir şahsiyet, bu Kara Blok mensuplarının gözünde ve yüreğinde.”
Bu işin eylem yanı.
Kuramsız eylem yanı.
Ancak, işin bir de kuram yanı var.
Kuramsız eylem olmuyor.
Eylemsiz kuram da olumlanmıyor.
Tarihe bakınca, insan türünü en çok etkileyen kitapların kuramsal kitaplar olduğunu görüyoruz.
Anarşizm, oldukça uzun bir eylem ve kuram tarihine sahip. Bunların bir bölümü, birbiriyle çelişiyor ve çatışıyor.  Ortada henüz sentez yok, 180 yıl sonra bile.
Alıntıda sözü edilen eylem örneği, yönelimsiz. Kuramsız olduğu için değil, karşı çıktığı burjuva toplumunun değer yargılarının tam da dediği gibi, günü gününe yaşandığı için.
Marksizm vardı, Leninizm vardı, Troçkizm vardı, Stalinizm vardı, Maoizm vardı. Hepsi de baba-paradigma’ya isyan halindeydi ama sonunda onun eylediklerinden çok daha berbat işler eylediler.
Proudhon, Stirner, Bellegarrigue vardı. Bakunin, Neçayef (nihilist sayılan anarşist) vardı. Hepsinin de kuramsal eserleri bugün bile hala okunuyor.
20. Yüzyıl için böyle değil ama. Bir tek sağ / faşist-anarşist Kızıl Sakal’dan (Might is Right) söz edebiliyoruz bugün ancak.
20. Yüzyıl’ın sonunda 1990’larda reel sosyalizm çökünce, peşpeşe gelen kuşaklar değer yargısız kalınca, anarşizm tekrar yükseldi. Bu Fransız eylemcileri, onların dördücü kuşağı falan.
Marksizm ve anarşizm, koyunun sevmediği otun burnunun dibinde bitmesi gibi, taa Engels-Stirner tanışıklığından bu yana, birbirleriyle tepişirler. Makhno Ukrayna 1920’nin, Kronstadt 1921’in gösterdiği gibi marksistler, anarşistleri ezmeyi gayet sadistçe sevegeldiler. Bunun nedeni de, Paris Komünü 1871 yenilgisi ertesinde, Engels-Marx ikilisinin Bakunin-Neçayef ikilisine yaptıkları, tam bir haset, tam bir arkadan vurma, tam bir dinime küfreden Müslüman olsa durumunun marksistler tarafından gelenek olarak benimsenmişliği.
Sanıldığının tersine anarşistler, tarihte iktidar olabildiler.
Sanıldığının tersine anarşizmler, meclisler kurabildiler.
Sanıldığının tersine anarşistler, kuramda hep marksistlerin önünde oldular.
Sonra da tabii ki marksist geçinenler marksizmi batırdılar, anarşist geçinenler (özellikle 19. Yüzyıl sonu suikastçıları) anarşizmi batırdılar, yalnızca geleceği düşünmedikleri için.
Bu yeni eylemciler de yarını düşünmüyorlar. Aynı hatayı 180 yıl sonra bilmem kaçıncı kez aynen yineliyorlar.
Wikipedia’da anarşist ekoller ile ilgili maddelerden kısa bir alıntı:
“Anarcho-feminism
Anarchism without adjectives
Synthesis anarchism
Anarcho-pacifism
Green anarchism
Anarcho-naturism
Anarcho-primitivism
Communalism
Eco-communalism
Democratic confederalism
Libertarian municipalism
Social ecology
Veganarchism
Insurrectionary anarchism
Platformism
Makhnosism
Speficism”
Bu, post-klasik dönem başlıkları. Bunun klasik ve çağda başlıkları da var. Yani, kabaca 40-50 başlık eder.
Bunların minimal ortak bir yanı yok.
Çünkü, bireycilik x toplumculuk var.
Çünkü, ekonomik determinizm x manevi uygarlıkçılık var.
Bunların hepsi var olabilir, çünkü Dünya yeterince büyük.
Gelecek için ve anarşistlerin şimmdilik kafalarına takmadığı konu şu:
Anarşizm, Homo Posterus (insan sonrası tür) için ne söyleyebilir ve ne yapabilir?
Bugün 1 günlük yaşayanlar ve anarşist eylemler yapanlar için, en az 5 bin yıllık vadedeki geleceği düşünmek, anlamsız görünüyor.
Tıpkı eylemcilere kuramın anlamsız görünmesi gerekmesi gibi…
Devlet 5 bin yıldır var ama…
Otorite ve hiyerarşi, tarihöncesinde de, evrim sırasında da, insan türünde hep vardı ama…
Dolayısıyla Dünya Sistemi ve 5 bin yıllık tarih gibi, 180 yıllık tek bir anarşizm bütünü modelinin kurulup haritalanması zamanıdır şimdi…
Kuram da bu işe yarar zaten, meta-kuram olanı yani…
(25 Haziran 2019)

Hiç yorum yok: