Önbilgi:
Matematiğin dili, rakamların yazımı dahil, sözdilinden gelmiştir. Tıpkı mantık
dili gibi, zamanla bir öte-dil kılınmıştır. Dolayısıyla, hem kendi içindeki notasyonun, hem de sözdilinden gelen arkaik ifadelerin dilsel açmazlarını
taşır.
Tanım: Matematiğin
6 dalı vardır: Aritmetik, cebir, analiz / kalkulüs, mantık, geometri, (eksik
paradigma olarak) topoloji.
Tam
sayılı olmayan sayı tabanlı sayı yazılımları.
Matrislerin
küsurlu, irrasyonel sayılı olamaması.
Kompleks
sayılı yazımlı vektörlerde, kendine özdeşsizlik veya x, y, z’nin birbirinden
karşılıklı bağımsız olamaması. Bu, komleks sayılar üzerinden, gerçek fiziksel
Evren’e uygulandığı için, somut durumların da öyle olduğu kabul edilmek
durumunda.
Asal
sayıların 10 tabanlı olmayan dağılımlarının eksikliği. Oranın 0’a limitlenmesi veya asal / tam
sayılar arasındaki oranın, logaritma / faktöryel ilintisinin varlığı veya
yokluğu sorunu.
Sonluluk-süreklilik türünden, aynı konunun iki veya
daha çok ay(kı)rı yazımları ve ifadeleri.
Euclid
Geometrisi’nin Euclid tarafından bile tanımlanmamış saklı koyutları (düzlük gibi). Saklı koyutların, yazılı 5 koyutla
hiçbir ilintisinin olmaması.
Örneğin:
Düzlük: Riemann x Bolyai.
Bütün-parça:
Üçgenin iç açıları toplamı, büyük, eşit, küçük 180 derece. Not: Euclid zamanın
eratosthenes, Dünya’nın küre biçiminde olduğunu yazmıştı. Batlamyus da küresel
geometrili astronomiyi tasarlamıştı. Bu 3’ü, epistemik eşlenik (MÖ 300-100
arasındaki Mısır-Yunan matematik kültürü).
Süreklilik
x Fraktallık. Fraktallıktaki, .ilmem kaçıncı iterasyon koyutunda o limitin
değiştirilmesinnih hangi farklı ve belirgin örüntüleri verip vermediği de
irdelenmemiş: Örneğin, Mandelbrot Seti’nin görüntüsü
pekala değişebilir. Julia Seti’ni 0’a doğru küçülen sonsuz sayıdaki irrasyonel
sayılar dizisi olarak da tasarlayabiliriz.
Deliklilik
x Pretzel çöreği. Pretzel çöreği, Klein şişesi, Möbius şeridi arasındaki geometrik-inter-tekst durumları
çalışılmamış hala. Evren’in saklı boyutlarının açılabilmesi, Calabi-Yau
denkleminde değil, bu bileşimlerde olabilir, olsa gerekir.
Not:
Süreklilik ve deliklilik aynı konunun iki farklı ifadesi olmakta. Yani, hem tek
tek başlıklar var, hem de aynı başlığın altında, birden çok altbaşlık var.
Birebir
boyutluluk x Koch Adası.
Boyutluluk:
İzdüşüm x anti-izdüşüm (bir doğrunun dik olduğu bir düzleme izdüşümü ve
ters-izdüşümü).
Artı: Koch Adası ile, anti-izdüşüm birleşiği,
yeni bir ‘birden daha çok boyuta geometrik yükseltgeme birleşimi’ mükün
olabilir.
Şerh:
Euclid’in 5 koyutu ile Aristo’nun 3 koyutu dilsel / epistemik olarak da, ontos
olarak da birebir örtüşmüyor. Diğer bir deyişle hep söylenen: Bir söylem
kendiyle bile birebir örtüşmüyor. 1’in lineer 1 veya non-lineer 1 tur /
polarize (açısal trigonemetrik yazım) özdeşsizliğinin gözden kaçması. Kök alma
ile trigonometrik kök almanın, tabansal yazımın birebirsizliği.
Gödel’in
kanıtlanamazlığının, bir kanıtlamazlığın
kanıtının gerekmemesi nedeniyle geçersizliği, gereksizliği.
Russell
türü paradoksların koyutsallığı, belki tutarlılığı
ama geçersizliği. Ki bu, mantığın da açmazı.
Russell
türü, tam matematik kitabı yazımı
çabasının gereksizliği. Bunun summalar, ansiklopediler ve tematik ansiklopediler türünden epistemik tarih ile ilintisi
var. Yani, herşeyin matematiği veya
ansiklopedisi olmaz. Yani, matematik birbirinden bağımsız altdiller topluluğudur şimdilik.
Matematik
dilisel ve matematik ontosusal
ayrımların muğlaklığı, daha çok da hiç yapılmaması.
Ya da:
Matematik: Dış-somut-gerçek Dünya ile birebir örtüşmez. 1 elma somut değildir 1
sayısı da somut değildir, hepsi birer soyutlamadır, soyutlamasal algıdır,
soyutlamasal algısal tanımlama çabasıdır.
0’ın
yazımının 1’in yazımından 3 bin küsur yıl sonra akıl edilebilmesi,
becerilebilmesi.
Dünya
tarihinde 0’ı yazmayı, yalnızca 2 kültürün akıl edebilmesi.
Eksi
varlığın / eksi ontosun, yani eksi
birin hala akıl edilememesi.
Kompleks
sayılar yazımında ve grafiklerinde, i üzeri 4 = 1 durumunun gözden kaçması. Bu
durum, aslında asıl Evren’in parametrelerinin, birbirinden istatiksel
karşılıklı bağımsız olmaması durumuyla çakışıyor. Ancak, aradaki bağlantı i
üzeri 4 = 1 değil, başka bir şey. O başka şey de, belki 5 yüz veya bin yıl daha
tasarlanamayacak. Bunu yaratan da, yine bakmamak, bakamamak, baksa da görmekten
kaçınmak, epistemik inkar kültü.
Yani: Matematikte,
topolojinin 100 küsur yıldır, yeni bir matematik dalı kılınamamışlığı gibi,
yeni bir alana gereksinim var ve bu, paradigmatik
kritik eşikler ve matematik rahiplerinin epistemik faşist tutumları nedeniyle, mümkün olamıyor.
Tam
sayılı olmayan (3/4 gibi) sayı tabanlı sayı yazılımları.
Matrislerin
küsur, irrasyonel sayılı olamaması. Bu, bir önceki tanım üzerinden belki tasarlanabilir.
Asal
sayıların 10 tabanlı olmayan dağılımlarının eksikliği.
Sonluluk-süreklilik
türünden, aynı konunun iki veya daha çok ay(kı)rı yazımları ve ifadeleri.
Kompleks
sayılar yazımında ve grafiklemelerinde, i üzeri 4 = 1 durumunun gözden kaçması.
Bunun
herhangi başka bir fonksiyon türünde de olabilirliği.
E üzeri
i x pi = eksi 1 gibi durumların varlığı, bu dilsel bir olumsuz eşanlamlılık
(negative ambiguity).
İ kare =
eksi 1’deki eksi 1’in bir ters tur, yani doğrusaldışı
bir tanımı olmasının gözden kaçması.
Matematikçilerin
bunları kendilerinin sorgulamaması, başkalarına da sorgulatmaması (matematikçi rahip tavrıyla).
En son
icat edilen matematik alan olan kalkulüsün, 350 küsur yıl önce icat edilmiş
olması: Yani, Aydınlanma’dan beridir
pratikte matematiğe reel epistemik novum
katkı 0.
Aritmetik,
cebir, analiz eşlenikliği; ötedil / ötesözdilisel mantık, geometri tanımlılığı
/ tanımsallığı (görsel ve başka duyu-dil).
Aritmetik-cebir-analiz
eşlenikliğinin ve mantık-geometri eşlenikliğinin Aristo-Euclid tanımsızlığı.
Yeni
matematik alanlarının, işitsel, motor veya
kimyasal dille yapılabilirliği ama
bunun gözden kaçması (doğrusaldışı zaman sinema tarafından tasarlanmıştı).
Rakamların
harflerden gelmesinin ifadesel limitleri.
Yazının
yalnızca 3 kültür tarafından icat edilebilmişliği.
Matematik
dilinin diğer dilerden gelmişliğinin matematiğe sınırlayıcı izdüşümleri.
Cebir-geometri
türü diğer eşlenikliklerin henüz tanımsızlığı.
Aristo-dışı
mantıkların henüz sistematikleştirilmemişliği.
Aristo-Euclid-Newton, mantık-geometri-fizik dilsel /
paradigmatik eşlenikliklerinin, eşzamansız ve eşmekansız olması, dolayısıyla epistemik eşleniksiz olması.
Matematiksel
zirvelerin tarihte kültürel, diğer bilimsel, sanatsal, düşünsel zirvelerden yalıtık olması.
Novum-meta-epistem-epsilon: Homo Sapiens’in bitmiş olmasına
karşın ve limitine varmış / tamamlanmış durumuyla, Dünya Sistemi limitini
yaratmasına karşın, matematikte bu epistemik limitselliğe varamamışlığı,
dolayısıyla konunun Homo Posterus’a kalmışlığı.
Sonuç:
Dolayısıyla
bu biçimiyle, şimdi ve burada matematiğin tümü, herhangi bir bütünsellikten
yoksun momentte.
(3 + 7 Haziran 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder