Cumartesi, Haziran 08, 2019

Matematiğin Dilsel Açmazları


Önbilgi: Matematiğin dili, rakamların yazımı dahil, sözdilinden gelmiştir. Tıpkı mantık dili gibi, zamanla bir öte-dil kılınmıştır. Dolayısıyla, hem kendi içindeki notasyonun, hem de sözdilinden gelen arkaik ifadelerin dilsel açmazlarını taşır.
Tanım: Matematiğin 6 dalı vardır: Aritmetik, cebir, analiz / kalkulüs, mantık, geometri, (eksik paradigma olarak) topoloji.
Tam sayılı olmayan sayı tabanlı sayı yazılımları.
Matrislerin küsurlu, irrasyonel sayılı olamaması.
Kompleks sayılı yazımlı vektörlerde, kendine özdeşsizlik veya x, y, z’nin birbirinden karşılıklı bağımsız olamaması. Bu, komleks sayılar üzerinden, gerçek fiziksel Evren’e uygulandığı için, somut durumların da öyle olduğu kabul edilmek durumunda.
Asal sayıların 10 tabanlı olmayan dağılımlarının eksikliği.  Oranın 0’a limitlenmesi veya asal / tam sayılar arasındaki oranın, logaritma / faktöryel ilintisinin varlığı veya yokluğu sorunu.
Sonluluk-süreklilik türünden, aynı konunun iki veya daha çok ay(kı)rı yazımları ve ifadeleri.
Euclid Geometrisi’nin Euclid tarafından bile tanımlanmamış saklı koyutları (düzlük gibi). Saklı koyutların, yazılı 5 koyutla hiçbir ilintisinin olmaması.
Örneğin: Düzlük: Riemann x Bolyai.
Bütün-parça: Üçgenin iç açıları toplamı, büyük, eşit, küçük 180 derece. Not: Euclid zamanın eratosthenes, Dünya’nın küre biçiminde olduğunu yazmıştı. Batlamyus da küresel geometrili astronomiyi tasarlamıştı. Bu 3’ü, epistemik eşlenik (MÖ 300-100 arasındaki Mısır-Yunan matematik kültürü).
Süreklilik x Fraktallık. Fraktallıktaki, .ilmem kaçıncı iterasyon koyutunda o limitin değiştirilmesinnih hangi farklı ve belirgin örüntüleri verip vermediği de irdelenmemiş: Örneğin, Mandelbrot Seti’nin görüntüsü pekala değişebilir. Julia Seti’ni 0’a doğru küçülen sonsuz sayıdaki irrasyonel sayılar dizisi olarak da tasarlayabiliriz.
Deliklilik x Pretzel çöreği. Pretzel çöreği, Klein şişesi, Möbius şeridi arasındaki geometrik-inter-tekst durumları çalışılmamış hala. Evren’in saklı boyutlarının açılabilmesi, Calabi-Yau denkleminde değil, bu bileşimlerde olabilir, olsa gerekir.
Not: Süreklilik ve deliklilik aynı konunun iki farklı ifadesi olmakta. Yani, hem tek tek başlıklar var, hem de aynı başlığın altında, birden çok altbaşlık var.
Birebir boyutluluk x Koch Adası.
Boyutluluk: İzdüşüm x anti-izdüşüm (bir doğrunun dik olduğu bir düzleme izdüşümü ve ters-izdüşümü).
Artı: Koch Adası ile, anti-izdüşüm birleşiği, yeni bir ‘birden daha çok boyuta geometrik yükseltgeme birleşimi’ mükün olabilir.
Şerh: Euclid’in 5 koyutu ile Aristo’nun 3 koyutu dilsel / epistemik olarak da, ontos olarak da birebir örtüşmüyor. Diğer bir deyişle hep söylenen: Bir söylem kendiyle bile birebir örtüşmüyor. 1’in lineer 1 veya non-lineer 1 tur / polarize (açısal trigonemetrik yazım) özdeşsizliğinin gözden kaçması. Kök alma ile trigonometrik kök almanın, tabansal yazımın birebirsizliği.
Gödel’in kanıtlanamazlığının, bir kanıtlamazlığın kanıtının gerekmemesi nedeniyle geçersizliği, gereksizliği.
Russell türü paradoksların koyutsallığı, belki tutarlılığı ama geçersizliği. Ki bu, mantığın da açmazı.
Russell türü, tam matematik kitabı yazımı çabasının gereksizliği. Bunun summalar, ansiklopediler ve tematik ansiklopediler türünden epistemik tarih ile ilintisi var. Yani, herşeyin matematiği veya ansiklopedisi olmaz. Yani, matematik birbirinden bağımsız altdiller topluluğudur şimdilik.
Matematik dilisel ve matematik ontosusal ayrımların muğlaklığı, daha çok da hiç yapılmaması.
Ya da: Matematik: Dış-somut-gerçek Dünya ile birebir örtüşmez. 1 elma somut değildir 1 sayısı da somut değildir, hepsi birer soyutlamadır, soyutlamasal algıdır, soyutlamasal algısal tanımlama çabasıdır.
0’ın yazımının 1’in yazımından 3 bin küsur yıl sonra akıl edilebilmesi, becerilebilmesi.
Dünya tarihinde 0’ı yazmayı, yalnızca 2 kültürün akıl edebilmesi.
Eksi varlığın / eksi ontosun, yani eksi birin hala akıl edilememesi.
Kompleks sayılar yazımında ve grafiklerinde, i üzeri 4 = 1 durumunun gözden kaçması. Bu durum, aslında asıl Evren’in parametrelerinin, birbirinden istatiksel karşılıklı bağımsız olmaması durumuyla çakışıyor. Ancak, aradaki bağlantı i üzeri 4 = 1 değil, başka bir şey. O başka şey de, belki 5 yüz veya bin yıl daha tasarlanamayacak. Bunu yaratan da, yine bakmamak, bakamamak, baksa da görmekten kaçınmak, epistemik inkar kültü.
Yani: Matematikte, topolojinin 100 küsur yıldır, yeni bir matematik dalı kılınamamışlığı gibi, yeni bir alana gereksinim var ve bu, paradigmatik kritik eşikler ve matematik rahiplerinin epistemik faşist tutumları nedeniyle, mümkün olamıyor.
Tam sayılı olmayan (3/4 gibi) sayı tabanlı sayı yazılımları.
Matrislerin küsur, irrasyonel sayılı olamaması. Bu, bir önceki tanım üzerinden belki tasarlanabilir.
Asal sayıların 10 tabanlı olmayan dağılımlarının eksikliği.
Sonluluk-süreklilik türünden, aynı konunun iki veya daha çok ay(kı)rı yazımları ve ifadeleri.
Kompleks sayılar yazımında ve grafiklemelerinde, i üzeri 4 = 1 durumunun gözden kaçması.
Bunun herhangi başka bir fonksiyon türünde de olabilirliği.
E üzeri i x pi = eksi 1 gibi durumların varlığı, bu dilsel bir olumsuz eşanlamlılık (negative ambiguity).
İ kare = eksi 1’deki eksi 1’in bir ters tur, yani doğrusaldışı bir tanımı olmasının gözden kaçması.
Matematikçilerin bunları kendilerinin sorgulamaması, başkalarına da sorgulatmaması (matematikçi rahip tavrıyla).
En son icat edilen matematik alan olan kalkulüsün, 350 küsur yıl önce icat edilmiş olması: Yani, Aydınlanma’dan beridir pratikte matematiğe reel epistemik novum katkı 0.
Aritmetik, cebir, analiz eşlenikliği; ötedil / ötesözdilisel mantık, geometri tanımlılığı / tanımsallığı (görsel ve başka duyu-dil).
Aritmetik-cebir-analiz eşlenikliğinin ve mantık-geometri eşlenikliğinin Aristo-Euclid tanımsızlığı.
Yeni matematik alanlarının, işitsel, motor veya kimyasal dille yapılabilirliği ama bunun gözden kaçması (doğrusaldışı zaman sinema tarafından tasarlanmıştı).
Rakamların harflerden gelmesinin ifadesel limitleri.
Yazının yalnızca 3 kültür tarafından icat edilebilmişliği.
Matematik dilinin diğer dilerden gelmişliğinin matematiğe sınırlayıcı izdüşümleri.
Cebir-geometri türü diğer eşlenikliklerin henüz tanımsızlığı.
Aristo-dışı mantıkların henüz sistematikleştirilmemişliği.
Aristo-Euclid-Newton, mantık-geometri-fizik dilsel / paradigmatik eşlenikliklerinin, eşzamansız ve eşmekansız olması, dolayısıyla epistemik eşleniksiz olması.
Matematiksel zirvelerin tarihte kültürel, diğer bilimsel, sanatsal, düşünsel zirvelerden yalıtık olması.
Novum-meta-epistem-epsilon: Homo Sapiens’in bitmiş olmasına karşın ve limitine varmış / tamamlanmış durumuyla, Dünya Sistemi limitini yaratmasına karşın, matematikte bu epistemik limitselliğe varamamışlığı, dolayısıyla konunun Homo Posterus’a kalmışlığı.
Sonuç:
Dolayısıyla bu biçimiyle, şimdi ve burada matematiğin tümü, herhangi bir bütünsellikten yoksun momentte.
 (3 + 7 Haziran 2019)

Hiç yorum yok: