Avangard sinema metninin irdeleme zamanı 1995 ve sonrasıdır.
Avangard sinema metninin irdeleme mekanı tüm Dünya’dır. Bunlardan Sarı (Uzakdoğu
Asya’sal) Sinema ve Bolywood sineması etken parametre olarak, Afrika ve Latin
Amerika Sineması etkisiz parametreler olarak kabul edildi.
Avangard sinemanın örnekleme kümesi, 1 milyon film içinden seyredilebilir
olan 100 bin tanenin içinden (20 yılda x
yılda 50 taneden) 1.000 film olarak seçildi ki % 1’lik örnekleme kümesi,
istatiksel açıdan yeterince anlamlı sonuç vermekte. Ancak bu veriler, yalnızca
avangard olarak avangard öğelerden seçildi. Seyredilmemiş ve seyredilmiş ama
avangardlığının algılanması o yeranda kaçırılmış örnekler olabileceği de kabul
edilmekte ama bunların genel panoramayı değiştirmeyeceği de varsayılmaktadır.
Avangardlığın avangardlığında, deneyselliğin olağan-tür sineması içinde
seyreltik / eser miktarda kullanılmış olmaklığının (tıpkı alaşımlamada olduğu
üzere), avangardlık açısından daha etkili olduğu gözlenmiştir.
Avangard sinemada örneklerin; ne belirli bir yönetmen, ne belirli bir
sinema alanında yoğunlaşmadığı gibi bir gözlem mevcut. Özellikle de, avangard
olmak için yapılmış çoğu avangard sayılan filmin, avangard olarak yapılmamış
(ticari olarak yapılmış) nice filmden daha az avangardlık içermesi gibi bir
durum da mevcut. Bunun nedenleri şunlar:
Piyasa, avangard olarak adlandırılmış bir filmi
benimsemiyor. Bunun, sanat filmlerinin festivallerde gösterilip, piyasada pek
yer edinememesi durumuyla koşutluk içerdiğini kabul edebiliriz.
Birçok yönetmenin istediği filmi (kendi
prodüksiyon şirketini kurarak) yapmak için, reklam ve klip çekmesi ve oraya
dikkati çekmeyen biçimde, eserden de
eser miktarda avangard öğeler yerleştirmesi gibi bir durum da var.
Sinemanın ilk yüzyılı ertesinde henüz yapılmamış
olan çok az şeyin kalması sonucu, yukarıdaki 2 durumda, ticari film
çektirenlerin, yönetmenlere biraz daha yaratıcılık payı tanıması gibi, sonul
moment bir durum da ek olarak mevcut.
Avangardlığın alt öğeleri belirsiz: Senaryo da olabilir, kamera da.
Burada alansal olarak bariz güçlü bir avangard
öğeden söz etmek gerek:
Çapraz medyanın istediğinin dışında alanlara
girmesi sonucunda sinemaya, klasik yaratıcılık tanımının dışında avangard
öğeler içertilmeye başlandı. Bunu ne bilgisayar oyuncuları, ne de klasik sinema
anlayışlılar, doğrudan istememişti aslında. Biraz da, gerçekleşmesi çok çok
düşük olasılıklı bir mutasyon oldu bu. Ancak, tarihte bu tür ekonomik veya
politik olguların gerçekleştiği epeyi kayıtlı örnek mevcut.
Klasik sinema da, sanatın diğer alanları da, 21. Yüzyıl’ın başlangıcında
yaratıcılık krizi yaşıyor durumda. Yani, diğer sanat dallarında avangardın
öldüğü bile ilan edilmişti. Ayrıca klasik
avangardizm savunucuları, yeni avangardizmi pek algılamıyor gibi de.
Avanrgardlık, genelde gençlerin işidir ama sinemada, çok sayıda film yapıp,
madden ve manen doyan yönetmenlerin, artık bir kuğu şarkısı dilemesi eğiliminde
olduğu üzere, farklı ve yeni momentler de var. Böylelikle, (burada
yaratıcılığını artık yitirmiş yaşlı sanatçı durumunda olduğu gibi) olağan
kişilerin de, avangard yaratı alanına girmesi mümkün olmakta. Bunun da nedeni,
gençlerin epeyi ayırtsızlaşması ve yeni şeyleri pek denememesi (ki bu da
klasizm olgusunun nasıl kemikleştiğini, an be an doğrudan izleme fırsatını bize
veriyor). AB büyük sanat filmi festivallerinin 1980’lerdeki yaratıcılık
sağanağını, gençler artık yaratamıyor gibi.
Bu da, genel söylemin dışında, yaylım ateş yerine, nokta atışı durumunu
getirmekte.Yani, yüzlerce gencin biraraya getirilip ‘jam session’ / beyin
fırtınası yapmasındansa, aynı veya daha az sayıdaki ihtiyarın bir kenara çekilip
seçtiği noktalara yaratıcı / avangard atışlar yapması, daha uygun sonuç veriyor
gibi.
Ters örnek: Kendisi sualtına meraklı olduğu için bu konuyu seçen Cameron’un
denizaltı filmi.
Elimizde Oshii’nin ‘Ghost in the Shell 1-2’ ve ‘Avalon’ örnekleri var.
Bugün birinci örnek avangard sayılırken, ikinci örnek ıska sonuç gibi görünüyor
ama yarın / gelecekte tam tersi bir durum da ortaya çıkabilir. Yani, avangardın
kültürel göreliği de sözkonusu.
Çıkış:
Hala:
Avangard olmayan sanat / sinema, sanat / sinema değildir.
Avangard yaşıyor ve yaşayacak, onu yaratan tek bir kişi bir yüzyıl daha
çıkmasa bile (500 yıl geçti ve hala 1 Bosch ve/ya 1 Bruegel çıkmadı ama onların
avangardlığını yolu hala açık).
Tabii bir de:
Avangardın tanımı hep değişti, hep de değişecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder