Pazar, Nisan 21, 2013

Avangard Sinema


Avangard sinema metninin irdeleme zamanı 1995 ve sonrasıdır.

Avangard sinema metninin irdeleme mekanı tüm Dünya’dır. Bunlardan Sarı (Uzakdoğu Asya’sal) Sinema ve Bolywood sineması etken parametre olarak, Afrika ve Latin Amerika Sineması etkisiz parametreler olarak kabul edildi.

Avangard sinemanın örnekleme kümesi, 1 milyon film içinden seyredilebilir olan 100 bin tanenin içinden (20 yılda x  yılda 50 taneden) 1.000 film olarak seçildi ki % 1’lik örnekleme kümesi, istatiksel açıdan yeterince anlamlı sonuç vermekte. Ancak bu veriler, yalnızca avangard olarak avangard öğelerden seçildi. Seyredilmemiş ve seyredilmiş ama avangardlığının algılanması o yeranda kaçırılmış örnekler olabileceği de kabul edilmekte ama bunların genel panoramayı değiştirmeyeceği de varsayılmaktadır.

Avangardlığın avangardlığında, deneyselliğin olağan-tür sineması içinde seyreltik / eser miktarda kullanılmış olmaklığının (tıpkı alaşımlamada olduğu üzere), avangardlık açısından daha etkili olduğu gözlenmiştir.

Avangard sinemada örneklerin; ne belirli bir yönetmen, ne belirli bir sinema alanında yoğunlaşmadığı gibi bir gözlem mevcut. Özellikle de, avangard olmak için yapılmış çoğu avangard sayılan filmin, avangard olarak yapılmamış (ticari olarak yapılmış) nice filmden daha az avangardlık içermesi gibi bir durum da mevcut. Bunun nedenleri şunlar:

Piyasa, avangard olarak adlandırılmış bir filmi benimsemiyor. Bunun, sanat filmlerinin festivallerde gösterilip, piyasada pek yer edinememesi durumuyla koşutluk içerdiğini kabul edebiliriz.

Birçok yönetmenin istediği filmi (kendi prodüksiyon şirketini kurarak) yapmak için, reklam ve klip çekmesi ve oraya dikkati çekmeyen biçimde, eserden de eser miktarda avangard öğeler yerleştirmesi gibi bir durum da var.

Sinemanın ilk yüzyılı ertesinde henüz yapılmamış olan çok az şeyin kalması sonucu, yukarıdaki 2 durumda, ticari film çektirenlerin, yönetmenlere biraz daha yaratıcılık payı tanıması gibi, sonul moment bir durum da ek olarak mevcut.

Avangardlığın alt öğeleri belirsiz: Senaryo da olabilir, kamera da.

Burada alansal olarak bariz güçlü bir avangard öğeden söz etmek gerek:

Çapraz medyanın istediğinin dışında alanlara girmesi sonucunda sinemaya, klasik yaratıcılık tanımının dışında avangard öğeler içertilmeye başlandı. Bunu ne bilgisayar oyuncuları, ne de klasik sinema anlayışlılar, doğrudan istememişti aslında. Biraz da, gerçekleşmesi çok çok düşük olasılıklı bir mutasyon oldu bu. Ancak, tarihte bu tür ekonomik veya politik olguların gerçekleştiği epeyi kayıtlı örnek mevcut.

Klasik sinema da, sanatın diğer alanları da, 21. Yüzyıl’ın başlangıcında yaratıcılık krizi yaşıyor durumda. Yani, diğer sanat dallarında avangardın öldüğü bile ilan edilmişti. Ayrıca klasik avangardizm savunucuları, yeni avangardizmi pek algılamıyor gibi de.

Avanrgardlık, genelde gençlerin işidir ama sinemada, çok sayıda film yapıp, madden ve manen doyan yönetmenlerin, artık bir kuğu şarkısı dilemesi eğiliminde olduğu üzere, farklı ve yeni momentler de var. Böylelikle, (burada yaratıcılığını artık yitirmiş yaşlı sanatçı durumunda olduğu gibi) olağan kişilerin de, avangard yaratı alanına girmesi mümkün olmakta. Bunun da nedeni, gençlerin epeyi ayırtsızlaşması ve yeni şeyleri pek denememesi (ki bu da klasizm olgusunun nasıl kemikleştiğini, an be an doğrudan izleme fırsatını bize veriyor). AB büyük sanat filmi festivallerinin 1980’lerdeki yaratıcılık sağanağını, gençler artık yaratamıyor gibi.

Bu da, genel söylemin dışında, yaylım ateş yerine, nokta atışı durumunu getirmekte.Yani, yüzlerce gencin biraraya getirilip ‘jam session’ / beyin fırtınası yapmasındansa, aynı veya daha az sayıdaki ihtiyarın bir kenara çekilip seçtiği noktalara yaratıcı / avangard atışlar yapması, daha uygun sonuç veriyor gibi.

Ters örnek: Kendisi sualtına meraklı olduğu için bu konuyu seçen Cameron’un denizaltı filmi.

Elimizde Oshii’nin ‘Ghost in the Shell 1-2’ ve ‘Avalon’ örnekleri var. Bugün birinci örnek avangard sayılırken, ikinci örnek ıska sonuç gibi görünüyor ama yarın / gelecekte tam tersi bir durum da ortaya çıkabilir. Yani, avangardın kültürel göreliği de sözkonusu.

Çıkış:

Hala:

Avangard olmayan sanat / sinema, sanat / sinema değildir.

Avangard yaşıyor ve yaşayacak, onu yaratan tek bir kişi bir yüzyıl daha çıkmasa bile (500 yıl geçti ve hala 1 Bosch ve/ya 1 Bruegel çıkmadı ama onların avangardlığını yolu hala açık).

Tabii bir de:

Avangardın tanımı hep değişti, hep de değişecek.

Hiç yorum yok: