Salı, Nisan 23, 2013

Sarı Basının Yaprak Dökümü


Son zamanlardaki yeni medyanın durumu, ‘sarı medya’ olarak nitelenir oldu.

Sarı basın, sarı sendika’dan geliyor. Sarı sendika da, şirket tarafından kurulan ve sosyalizmin kızılına inat, simge olarak sarı renk alan bir geleneği imliyor.

Sarı basın, neo-liberalizmin ilk dalgasının geldiği 1980’lerde boyalı basın idi.

Şu anki yeni medya, boyalı da sayılmaz, sendikasal anlamda sarı da...

Dezenformasyon, 1950’lerde başlayan 2. Sanayileşme’nin alameti farikası sayılabilir. Çünkü o zamanlar gelmekte olan bilgi toplumu çağıdır ve yanlış bilgi kitle üzerinde iktidar demek sayılıyordu.

1750-1950 arasında, en azından 1. Dünya’nın tümüyle sanayileştiği gözönüne alınırsa, 1950-2010 arasıki 60 yılda bu denli az 2. Sanayileşme yaşanması şaşırtıcı bulunabilir.

Burada temel sorun, hızlı artan 3. Dünya nüfusu nedeniyle, 1 milyarlık 1. Dünya’nın geri kalan 6 milyarlık 3. Dünya’yı birincidünyalılaştıramaması ve tersine, kendisinin üçüncüdünyalılaşmasıdır.

3. Dünya 1950’de pratik olarak % 0 okuryazardı. Aradan geçen 60 yılda pratik olarak ilkokul mezunu veya okuryazar oldu sayılıyor ama etkin okuryazarlık ölçütlerini 1. Dünya mensupları bile karşılayamıyor.

Yani; 2. Sanayileşme’nin alameti farikalarından biri olan internet, dünyayı daha az okuryazar ve daha çok aptal-cahil kıldı.

İşte 2010’larda burnumuza dayatılan sarı basın kavramı, bu kültürel moment içinde tanımlı.

Yani sarı basın; seks haberi (arka sayfa güzeli) bile, şiddet haberi (3. sayfadakileri) bile üretemiyor. O nedenle sarı basın boyalı basın sayılamaz.

Sarı basın kendisine karşı da aptal ve cahil. Yani, iktidara yönelik çıkarlarını bile kollayamıyor. Çünkü, eli yüzü düzgün bir haber mizanpajı üretemiyor ve gaflar yapıyor. Çünkü internet kullanımı her tür basit imla kuralını tasfiye etmiş durumda. Editörler ve sayfa sekreterleri, anlamlı haber kompozisyonu ayarlayamıyor.

Bakıyorsunuz, bir haberin fotoğrafı başka, konusu başka. (Bunu kasıtlı yapamazlar.) Bir bakıyorsunuz, haberin başı başka, sonu başka. Bir bakıyorsunuz, haber hiçbirşey hakkında ya da konusu yok.

Gelelim, iktidarın bunu isteyip istemediğine:

Bu denli aptal ve cahil olan birileri, iktidardakilerin istedikleri malalır alıp tüketemez, gidip en acaip şeyler para verir, veriyor da zaten.

Sen 30 yıl boyunca, millete çanak çömlek hesabı arkopal daya, 50 yıllık ansiklopedi daya. Sonra kalk, en son model teknolojiyi savun. Tutmaz tabii ki.

Haa, hangisi daha kötü, o belli değil.

Belli olan şu: 10 yıllık 3. dönem liberalizm-AKP iktidarı, kitlenin beynini feci ütüledi. Kitle, herhangi bir doğruyu algılayamaz duruma geldi. Onun yerine, fal, burç, ufo, şu bu var. Din safsataları, cehennemlik cehennemlik ortalıkta uçuşmakta...

Ayrıca, bu kitle daha 1999’da Uzan’a % 7 oy vermişti, bunu anımsayalım ve unutmayalım.

Bunları sarı basın sağlamadı. Bunları ne ABD, ne AKP, ne de dolar milyarderleri istemedi ve bunun için uğraşmadı. Kaos matematiği modellemesine bağlı olarak kendiliğinden gelen yeni bir orta çağın kültürel devimselleri bunlar.

Peki, ne yapacağız?

Olaya tecavüz fıkrası gibi bakabiliriz: Kaçınılmazsa, zevk almayı deneyebiliriz. Değilse, devrim yapabiliriz.

Sarı basının beyin tecavüzünden alınacak en büyük zevk, bu ırza geçmenin entellektüellerden çok, iktidar seçkinlerinin canını yaktığıdır: Paralarını bile rahat rahat yiyemiyor gariplerim (baksanıza, şarkıcımız 50 milyon doları kumar masasında bırakmış)...

Hiç yorum yok: