Son zamanlardaki yeni medyanın durumu, ‘sarı medya’ olarak nitelenir oldu.
Sarı basın, sarı sendika’dan geliyor. Sarı sendika da, şirket tarafından
kurulan ve sosyalizmin kızılına inat, simge olarak sarı renk alan bir geleneği
imliyor.
Sarı basın, neo-liberalizmin ilk dalgasının geldiği 1980’lerde boyalı basın
idi.
Şu anki yeni medya, boyalı da sayılmaz, sendikasal anlamda sarı da...
Dezenformasyon, 1950’lerde başlayan 2. Sanayileşme’nin alameti farikası
sayılabilir. Çünkü o zamanlar gelmekte olan bilgi toplumu çağıdır ve yanlış
bilgi kitle üzerinde iktidar demek sayılıyordu.
1750-1950 arasında, en azından 1. Dünya’nın tümüyle sanayileştiği gözönüne
alınırsa, 1950-2010 arasıki 60 yılda bu denli az 2. Sanayileşme yaşanması şaşırtıcı
bulunabilir.
Burada temel sorun, hızlı artan 3. Dünya nüfusu nedeniyle, 1 milyarlık 1.
Dünya’nın geri kalan 6 milyarlık 3. Dünya’yı birincidünyalılaştıramaması ve
tersine, kendisinin üçüncüdünyalılaşmasıdır.
3. Dünya 1950’de pratik olarak % 0 okuryazardı. Aradan geçen 60 yılda
pratik olarak ilkokul mezunu veya okuryazar oldu sayılıyor ama etkin okuryazarlık ölçütlerini 1. Dünya
mensupları bile karşılayamıyor.
Yani; 2. Sanayileşme’nin alameti farikalarından biri olan internet, dünyayı
daha az okuryazar ve daha çok aptal-cahil kıldı.
İşte 2010’larda burnumuza dayatılan sarı basın kavramı, bu kültürel moment
içinde tanımlı.
Yani sarı basın; seks haberi (arka sayfa güzeli) bile, şiddet haberi (3.
sayfadakileri) bile üretemiyor. O nedenle sarı
basın boyalı basın sayılamaz.
Sarı basın kendisine karşı da aptal ve cahil. Yani, iktidara yönelik
çıkarlarını bile kollayamıyor. Çünkü, eli
yüzü düzgün bir haber mizanpajı üretemiyor ve gaflar yapıyor. Çünkü
internet kullanımı her tür basit imla kuralını tasfiye etmiş durumda. Editörler
ve sayfa sekreterleri, anlamlı haber kompozisyonu ayarlayamıyor.
Bakıyorsunuz, bir haberin fotoğrafı başka, konusu başka. (Bunu kasıtlı
yapamazlar.) Bir bakıyorsunuz, haberin başı başka, sonu başka. Bir
bakıyorsunuz, haber hiçbirşey hakkında ya da konusu yok.
Gelelim, iktidarın bunu isteyip istemediğine:
Bu denli aptal ve cahil olan birileri, iktidardakilerin istedikleri malalır
alıp tüketemez, gidip en acaip şeyler para verir, veriyor da zaten.
Sen 30 yıl boyunca, millete çanak çömlek hesabı arkopal daya, 50 yıllık
ansiklopedi daya. Sonra kalk, en son model teknolojiyi savun. Tutmaz tabii ki.
Haa, hangisi daha kötü, o belli değil.
Belli olan şu: 10 yıllık 3. dönem liberalizm-AKP iktidarı, kitlenin beynini
feci ütüledi. Kitle, herhangi bir doğruyu algılayamaz duruma geldi. Onun
yerine, fal, burç, ufo, şu bu var. Din safsataları, cehennemlik cehennemlik
ortalıkta uçuşmakta...
Ayrıca, bu kitle daha 1999’da Uzan’a % 7 oy vermişti, bunu anımsayalım ve
unutmayalım.
Bunları sarı basın sağlamadı. Bunları ne ABD, ne AKP, ne de dolar
milyarderleri istemedi ve bunun için uğraşmadı. Kaos matematiği modellemesine
bağlı olarak kendiliğinden gelen yeni bir orta çağın kültürel devimselleri
bunlar.
Peki, ne yapacağız?
Olaya tecavüz fıkrası gibi bakabiliriz: Kaçınılmazsa, zevk almayı deneyebiliriz.
Değilse, devrim yapabiliriz.
Sarı basının beyin tecavüzünden alınacak en büyük zevk, bu ırza geçmenin
entellektüellerden çok, iktidar seçkinlerinin canını yaktığıdır: Paralarını
bile rahat rahat yiyemiyor gariplerim (baksanıza, şarkıcımız 50 milyon doları
kumar masasında bırakmış)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder