Bugün AB’de 200 küsur yıllık sol-sağ parti ayrımı, birkaç onyıldır bir
dengeye ve açmaza dayanmış durumda.
Bunun sonucunda da seçmende arayışlar başladı.
Almanya 2013 genel – federal seçimlerinde küçük partilerin oy dağılımları
şöyle:
Seçime katılık: %
71,7
Toplam geçerli oy: 44.289.652
Alternatif Parti: 2.052.372
Korsan Parti: 958.507
Sol Parti: 3.752.577
Bu durum, Avrupa haber sitelerinde şöyle yorumlandı:
“Almanya'da sonucu merakla beklenen genel seçimler geride kaldı.
Muhafazakârların oy patlaması yaşadığı seçimler sonrası gerek hükümet kurma
görüşmeleri gerek bazı partilerin aldıkları oylardan kaynaklı revizyona gitmesi
ile seçimlerin etkileri devam ediyor. Hür Demokrat Parti (FDP) nin & 5'lik
seçim barajını aşamaması ve başta Yeşiller olmak üzere sol partilerin düşen
oylarında Alman siyasi hayatına yeni dâhil olan ve programlarındaki uç noktalar
nedeniyle kimi çevrelerce ‘marjinal’ olarak nitelendirilen küçük partilerin
payı olduğunu savunanlar hiç de az değil.”
Tarih bilincinden ve perspektifinden yoksun bir yorum.
ABD gibi siyaseten fiks mönü bir
yere bile baktığımızda, meclislerdeki partilerin habire değiştiğini görürüz.
Son 30 yıl açısından günümüze izdüşen ama o da silinen en güçlü örnek,
muhafazakar-liberal karşıtlığı idi. 1980’ten itibaren Kohl-Thatcher-Reagan
kadrosu, bunu birleştirdiğini önesürdü.
Doğu Bloğu’nun yıkıldığı öne sürüldü ama bugün AB ülkelerinde eski komünist
partilerin ardılları % 20’ye kadar oy alabiliyor ve aynı zamanda faşist
partiler de % 20’ye kadar oy alabiliyor. Bu ana akım / blok çizginin doğrultusu.
İkinci çizgi, yukarıda örneklediğimiz kaotik / fraktal / kırılgan / çatallanan
çizgi. AB ülkelerindeki % 4-5’lik barajı, son 10 yılda epeyi yeni parti geçebilir duruma geldi.
Yeni parti, küçük parti, marjinal parti ve farklı parti: Bunlar Duverger türü ana akım çizgisindeki
siyasal partiler tarihi açısından bambaşka şeyler ama tıpkı muhafazakar-liberal
ayrımında olduğu gibi, bugünkü yeni partiler bunların hepsini birden olabildiğini
önesürebiliyor.
Bir bakalım:
Yeni partiler, birkaç on yılda bir çıkıyor.
Küçük partiler seçim sistemine bağlı. Belçika ve İsrail’de 50 parti falan
var ve kimse de yakınmıyor. Başka ülkeler 3-5 partiye tav.
Genelde, marjina parti farklı parti de olabiliyor ama tam tersi geçerli
olmayabilir, yani farklı parti, marjinal olmayabilir.
Tüm bunları irdelerken, en önemli olgu şu: Ateist parti AB’de yok parti. Hristiyan parti Almanya’da
birden çok ama nüfusunun üçte biri ateist iken ateist parti orada yok. Eşit ve
diğer üçte bir olan protestan-katolik ayrımını ise, Almanya ilk ve en ağır
yaşayan ülke durumunda hala. Bu da, gelecekte etkili olacak.
Bu perpektifte siyasal parti geleceğinin değişeceğini tahmin edebilir
miyiz?
Geleceği bambaşka kılmak açısından, bu partilerden yalnızca Alternatif
Parti bir anlam taşıyor, çünkü Almanya’nın AB ilişkilerine karşı. AB’nin
gelecekteki 50 yıl içinde parçalanacağı veya bir AB iç savaşı çıkaracağı
bilindiğine göre, bu anlamlı bir yaklaşım durumunda.
Korsanlar, Yeşil abileri gibi, apartman çocuğu ve idrar zoruyla parti durumunda.
Sol Parti ise, bir 50 yıl daha komünizm / reel sosyalizmi iktidar yapamaz. Devrim olabilir ama reel sosyalist bir
partisiz olur.
Böylelikle:
Evet, bir perspektif açıldı.
Evet, ortada feci bir absürdizm var.
Evet, Fransa’nın bu sağ-sol kilitlenmesininin üzerine gelen ilk çıkış da bu
gibi.
Evet, ilk denemeler başarısız olacak gibi.
Bundan sonraki çeşitlemeler okura kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder