Cuma, Eylül 20, 2013

Tarih Dersleri: 1


Koyutlar:

Nesnel:

Bir tarihçi değilim, çünkü bir uzman değilim, bir disiplinlerarasıcıyım.

Bunun anlamı şu: Geçmişbilim olarak tarihin 5.000 yıllık Dünya Sistemi modeli ile gelecekbilim olarak fütürolojinin (şimdilik) 5.000 yıllık Dünya Sistemi (+1) modelini sentezlemişlik ve praksislemişlik momentindeyiz.

Öznel:

Geriye doğru 3 kuşaklık, en eskisi ve birinci kuşak Cemal Kutay tipi, ikinci kuşak İlber Ortaylı tipi, en yenisi ve üçüncü kuşak Hakan Erdem tipi olmak üzere, alaturka tarihsicilik çizgisini tümden değilliyoruz. Bu tarihsicilik tipi, kıraathane veya televizyon sohbeti  tipi tarihsicilik olmakta.

Kavramsal çerçeve:

Açıklama:

İnternette 1 veya 2 milenyumluk tarih atlası animasyonları var. Herhangi bir tez önesürdüğümüzde, onlara uymasını veya onlardaki kayıtları nesnel olarak değiştirmesini umarız.

İbrahim Okçuoğlu ve Ebubekir Ceylan nezdinde denenen, Türkler’in tarihini Dünya Sistemi’ne ekleme modelini olumluyoruz. Şu an bunun birçok eksiği olabilir ama  ilerlenen doğrultu uygun.

Tezlerimiz:

Tarihin teolojisi ve teleolojisi yoktur. Yani, insanın bir varlık nedeni ve/ya ebedi hedefi yoktur.

1945 atom bombaları ve 1957 yapay uydu çıkışları nedeniyle, tarihsel koyutlar onyıllardır değillendi ve yoksandı. Yani o olgular nasıl ki insan türünün yok olabileceğini ve başka bir türe kesinkes evrileceğini imledilerse, eğer gelecekbilim olmasa, şu anki geçmişbilim kayıtları toptan tarihin çöplüğüne gitmişti de ortaya kondu. Yine gidecek ama bundan uzağa doğru eksodus da mevcut.

Sözü geçen animasyonlara baktığımızda, tüm tarihin bir itiş-kakış olduğunu görürüz. Tarihin rasgeleliği (raslantısallığı değil, raslantısallık olasılıkla işler ve bir yönelimi vardır ama rasgeleliğin yoktur), onun askeri, siyasi veya iktisadi bir dominant ideoloji ile modellenmesini engelliyor. Ek bilgi: Biz, kültürel (bilimsel, sanatsal, felsefi) tarihi irdelemeyi yeğliyoruz.

Tarihteki birçok bilgi, asla ve kata bir daha bulunamayacak biçimde silindi ama bu Dünya Sistemi modelini geçersizleştirmiyor. Diğer bir deyişle, Dünya Sistemi modeli, epistemolojik belirsizlik alt çizgisini geçti.

Yine de, yeni bulunacak bazı bilgiler, tarih modelini epeyi değiştirebilir, özellikle de Kolomb öncesi Amerikalar’ınkini.

Henüz açıklanmamış ve belki de açıklanamayacak bazı tarihsel olgular var: Örneğin, Mayalar tekerleği bulamamışken, nasıl olup da sıfırı icat edebildiler? Ve asıl soru: Hangisinin icadı daha zor, tekerleğinki mi, sıfırınki mi? (Aynı soru, tarih öncesi için konuşma ve ateş yakma için / olarak geçerli hala.)

Devamı olarak: Kolomb öncesi Amerikalar’ın dikey ve Afro-Avrasya’nın yatay coğrafyasının tam tarihsel modeli ne?

Onun devamı olarak: 50 bin yıl önce Afrika’dan son ve tarihi kuran asıl eksodusumuzu yaptığımızda, (30 bin yıl önce Bering’den Amerikalar’a geçtiğimiz kabul edilinceki) 20 bin yıllık gecikme, nasıl oldu da, tekerleği durdurdu ama sıfırı durdurmadı?

Toparlarsak: Yani, bugün tarih için yanıtlanmış paradigmasallar, yanıtlanmamış paradigmasallarla başabaş durumda gibi. Galiba, bu metin için en önemli tezimiz bu.

Tarih öncesi ile tarih arasındaki yol çatallanmalarının ve yalpaların haritası epeyi eksik durumda. Dolayısıyla, meta-tarihe ve gelecekbilime geçişimizin de yol haritaları için model eksik durumda: En azından şu an için öyle.

Kesin çıkarsama ise şu: Nasıl ki tarım toplumundan avcı toplumuna kezlerce geri dönüş yapıldıysa, tarih sonrasından da tarihe epeyi geri dönüş yaşanıyor ve yaşanacak. Şu anki yeni orta çağ, bu çöküşlerden biri durumunda.

Artı: Nasıl ki tarım toplumu avcı toplumuna göre, başta insan ömrünü kısalttı ve işini daha zorlaştırdıysa, tarih sonrası toplum da tarih toplumu için öyle yapmakta. İnternetin insanları 50 yıllık bir global zorunlu eğitim ertesinde bile, hala daha aptal ve daha cahil yapması ve etkin okuryazarlık düzeyinin giderek gerilemesi, bu konuda örnekler oluşturuyor.

Yine de genel olarak tarih, gerçekten daha zeki ve daha bilgili insana bizi gerçekten götürüyor. Götürdü de...


Hiç yorum yok: