Vay be, nerelerden nerelere geldik:
Eskiden gazeteler okunmak için üste para verirdi, şimdi okunmak için üste
para istiyor:
“Okur Fonu'nun kullanımı için çeşitli projeler oluşturulur.
Her proje için yapılacak çağrıda; projenin detayları, projenin hayata
geçmesi için ihtiyaç duyulan kaynak, okurların hangi miktarlarda katkı
yapabilecekleri ve karşılığında sunulan olanaklar ile projenin süresi yer alır.
Fon toplama süresi boyunca kaç kişinin projeyi desteklediği, toplanan
kaynak miktarı ve kalan süre anlık olarak şeffaf biçimde sitede duyurulur.
Çağrı süresinin sonunda yeterli fon toplanırsa, projenin yapım aşamasına
geçilir. Tüm yapım süreci ve fonun kullanıldığı kalemler destekleyenlerle
şeffaf bir şekilde paylaşılır. Proje tamamlandığında hayata geçirilen yeni
uygulama okurlarla paylaşılır. Ayrıca bağımsız gazeteciliğe desteğin değerini
sembolize eden armağan ve imkânlar destekleyenlerle paylaşılır.”
Proje de bilader, ne projesi?
Haber mi, söyleşi mi, araştırma mı? Ne?
100 bin liraya video bülüm kuracaklarmış.
E bunun gazetecilikle ilgisi ne?
Meali: T24 tv kanalını bedavaya getirecekler okur parasıyla.
Önce stajyer muhabirleri bedavaya çalıştırdılar.
Sonra, bedavaya köşe yazısı yazdırdılar. Üstüne bir de onları kovdular.
Sonra, okur muhabirlerin foto-haberlerine bedavaya el koydular.
Yetmedi, üste para istiyorlar.
Vermedik. T24 battı diyelim. İnşallah batar.
Ne bu?
Müslüman işi desen uymaz. Komünist işi desen uymaz.
Yeşil desen uymaz. Kırmızı desen uymaz.
Karpuz desen uyar: Hani, ‘bir Türk bir koltuğa kaç karpuz sığdırır heykeli’ndeki
gibi...
Nedense, kendimi o heykeldeki gavur gibi hissediverdim.
Aklıma, her yeşil esnaf dükkanındaki kayıtsız kuyutsuz bağış kutuları
geldi.
Aklıma, seksen öncesi halk bağışı toplayanlar geldi.
Aklıma, kırmızı yeşil desenli cehennem geldi.
Aklıma, hem faşizm, hem engizisyon geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder