Çarşamba, Eylül 18, 2013

Hukuk Üzerine Notlar 1

Önbilgi: Bu metin parçacıkları, disiplinlerarasıcı birinin, yaşamın içinden hukuğa bakış açısıyla yazıya geçirildi.

Bu metnin belli bir kavramsal çerçevesi var ama böylesi belki 10 metin sonrasında, haritası tam görülebilir olacak.

0. Hukuğun Temel İlkeleri:

0.1: Hukuk mesleği mensuplarını rahatsız edecek bir saptama olabilir ama kanımızca hukuğun temel ilkeleri uygulamada gerçek olamıyor. Örneğin, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’ndeki yaşama hakkı, onyıllar boyunca birilerinin asker kaçaklığından idamını ve hapse konmasını engellemedi. Bugün demokrasi merkezi sayılan ABD’de hala ‘vatana ihanet’ten idam cezası mümkün. Bizde ise, kimi astıkları ve kimi asmayıp besledikleri malum.

1. Hukuğun Neliği:

1.0: Hukuk; ahlak, siyaset ve din ile birlikte insanların birbirleriyle ilişkilerini kurallayan bir disiplindir.

1.1: Dolayısıyla hukuğun, toplumsal olguların ve kuralların neredeyse tamamına yakını gibi, toplumun bırakın tamamını, oldukça düşük bir yüzdesini kapsaması ve/ya memnun etmesi bile mümkün olamayabilir; çünkü malumunuz olduğu üzere hukuk, o yerdeki ve andaki koşulların genelde onyıllar gerisinden ilerler. Bunun temel nedeni, yasaları yapanların ve uygulayanların kendilerini güncelleyemeyecek denli gerontokrat ve muhafazakar oluşudur. Yani bunun nedeni ideolojik olmaktan çok, demografiktir.

2. Hukuğun Uygulanabilirliği:

2.0: Diğer ülkelerde nasıldır bilmiyoruz ama Türkiye’deki yasaların çok önemli bir bölümü uygulanmaz. Örneğin, trafik cezalarının tamamına yakını uygulansaydı, ehliyetli insan kalmazdı ve Türkiye halkı para cezalarını ödemekten iflas ederdi. Artı bilgi-yorum: İnsanlar, yine de trafik kurallarına uymazdı, ayrı konu: Yakını biri kazada ölen biri, hala ölümcül trafik hataları yapabiliyor.

2.1: Neden bilmiyorum, yine ülkemizde hakim inisiyatifi çok yüksek tutuluyor. (Bir de olumsuz olarak bilirkişilerinki.) Sonuçta, bir hakim, neredeyse yasanın dediğinin tersine bile inisiyatif kullanabiliyor. Bu da, mahkemelerde eğer doğru hakime düşersen, paçayı kurtarma eğilimi doğuruyor.

3. Hukuk ile Ahlak, Din ve Siyaset ilintisi:

3.1: Bir önceki maddede sözü edilen hakim inisiyatifi; ahlaki, dini ve siyasi yönde etkilenebiliyor. Sonuçta mümin bir hakimin İslam’a hakaret maddesini nasıl yorumlayabileceği bellidir.

3.2: Görenekler, ülkemizde yasaların yorumlanmasında ağırlık taşıyor. İnkılap yasalarının 70. yılında bile imam nikahlı epeyi milletvekilimiz olabiliyor örneğin. Kimse de, onları gündelik yaşamda ayıplamıyor.

4. Hukukta Pratik-Teorik Çelişkisi:

4.1: Bu ülkede asker kaçaklığının cezası yıllarca 3,5 yıl hapis oldu. Aynı asker kaçakları (ki 100 binden fazla idi sayıları), bedelli askerlik çıkınca, hiçbir ceza almadılar. Sonuçta yaratılan durum, suçsuz ceza ve cezasız suç ikilemi oldu.

4.2: Üçüncü maddede ele aldığımız imam nikahlılar varken ve bu suçken ortada ceza (ve hatta yargılama) olmaması durumu, genelde bir alaturka ‘abi idare et’ durumu yarattı. Hukuk bu yıvaşıklığı hiç kaldırmayacak alanlardan biri. Şeriatın kestiği elin acımaması için, şeriatın muallak ve çift değer yargılı ve uygulamalı olmaması gerekir. Buradaki durum şu: Beykoz’da imam nikahlılara devlet nikahı kıyılırken, belki de o törene katılanlardan biri olan imam nikahlı bir milletvekili hala hiçbirşey yapmıyor, yani durumunu değiştirmeyi düşünmüyor.

5. Hukuğun İnandırıcılığı:

Hukuk hiç inandırıcı bir kurum değil. Yukarıda sayılanlar nedeniyle değil. Ondan önce, toplumsallığın ve devletin çözüldüğü ve inandırıcı olmadığı bir dönemde yaşadığımız için ki bu durum, hukuk tarihi için çok ilginç bir vaka nüvis şerhi olmakta.

Çıkış:

Bu metin, biyografi pratiğimizde yaşadığımız hukuksal paradokslar gözönüne alarak yazıldı.

Devamı metinlerin de olmasını tasarlıyoruz.


Hiç yorum yok: