Salı, Aralık 16, 2014

Türk Karikatürünün Marjinal Olamama Tarihçesi



Girizgah
Bu metin karikatürist Serdar Sarı’nın ölümü nedeniyle tasarlandı.
Ondan önce de, izini hala süremediğim karikatürist bir Yaltı var, 1968’lilerden, o da erken ölmüş.
Her ikisi için bir ‘hommage’ olsun bu metin: Kaybedenler kaybettikleri için hatalı olsalar da, onlara ve tüm erken ölenlere selam olsun.
Geçelim konuya:
1972-2014 arasındaki Türk karikatürü, temelde Oğuz Aral’ın çizgisinde ilerledi. Ertuğrul Akbay Gırgır çizgisini çökerteli 25 yılı geçti (1989 Mayıs) ama Aral’ın karikatürsel oğulları ve torunları kuşağı, Huysuz Moruk’u hala unutamadılar ki bu bir feodallik geleneği olmakta.
Demek ki birinci fay hattı bu:
Sonraki kuşaklar, neden Aral’ın çizgisini kıramadı? (Bugün Uykusuz bile, hala Gırgır disipliniyle veya disiplinsizliğiyle yol alıyor gibi, bunu 15 yaşındaki Çiçeği Burnundakiler’den tüyo aldım.)
Sıfırıncı fay hattı ise şu:
Aral ve Gırgır, mirasçısı olduğu Ataç ve Akbaba çizgisini nerelerde geçti ve liderliği devraldı?
İkinci fay hattı şu:
Mikrop ve Deli gibi marjinal çizgidekiler neden süremediler?
Araya parça girmek kaydıyla, en son fay hattı (burada rahmetli Serdar Sarı, öldükten sonra bana sufle vermiş oldu):
İnternette bu iş nasıl oldu veya olamadı?
Birinci Fay
Soru: Aral ve Gırgır, mirasçısı olduğu Ataç ve Akbaba çizgisini nerelerde geçti ve liderliği devraldı?
Yanıt: Ataç ve Akbaba, taa Osmanlıca döneminden (1928 öncesinden) başlayarak, 4 süreksiz aşamada 50 yılı aşkın bir süre Türk karikatürünün önde gelen dergilerinden biri oldu.
Siyasal çizgisi aşırı kaypak ve oportünist idi. Menderes yaşarken DP’ci, o gidince onu arkasından vuran oldu.
En az 30 Türk çizerinin ise, başlangıç mekanı oldu, Oğuz Aral’ın da.
1950’ler ve 1960’lardaki Türk karikatür ve mizah dergileri, dolaylı ve imalı sekse dayalı, oldukça lümpen bir mizah çizgisi izledi, Akbaba da.
Ne zamanki 1960’ların siyasal birikimi 1970’lere kapı açtı, Gırgır’a taban oluştu. Bu durumda Akbaba, sağa kaydı ve Milliyetçi Cephe’yi destekledi. Bu da onun gençlerce okunması engelledi. Gırgır öğrencilerin dergisi oldu. (Şu anki dergiler de temelde öyle hala.)
Evlatlar ise, hemen her zaman olduğu üzere babaya ihanet edip kendi yollarına gittiler. Birçok yeni dergiler kurduyar, epeyisi de battı gitti. 10 yıl önceki dergileri bugün arasınız bulamazsınız.
İkinci Fay
Soru: Sonraki kuşaklar, neden Aral’ın çizgisini kıramadı? (Bugün Uykusuz bile, hala Gırgır disipliniyle veya disiplinsizliğiyle yol alıyor gibi, bunu 15 yaşındaki Çiçeği Burnundakiler’den tüyo aldım.)
Aral’ın veletleri, şu an torun tosun sahibi oldular çoktan. Yaratıcılıkları da bitti. Bu da tıkanmalar yarattı.
25 yılda, Gırgır’dan sonra, Limon, Pengune, Uykusuz özelinde olmak üzere, en az 3 kırılma daha oldu. Bu da, veletlerin palazlanıp kendi pasta paralarını kendileri yemek istediği süreye (18-26) denk geliyor.
Yani, Aral’ın paragözlülüğü, hala baki. 10 kişiyle çıkarılan, kağıt-baskı maliyeti 50 kuruş olmayan bir dergi 3 liraya satılıyor. 100’er bin tirajdan düşünün.
İkincisi kilit, Aral’ın lümpen politik çizgisi: Çok sığ, çok güdük, çok bilgisiz kalmak gibi bir takıntıları var bizim çizerlerin.
Sevilen çizerlerin tamamına yakını, 1 veya 2 yabancı çizeri taklit ediyor hala.
‘Bayan Yanı’nı her ay dolduracak kadar bayan çizer yok hala.
Üçüncü Fay Hattı: Önsöz ve Alıntı
İnternette bu iş nasıl oldu veya olamadı?
İşte, burada Serdar Sarı’nın suflesi ve metni giriyor devreye:
Serdar Sarı’nın Metni
Türk karikatürcülerin internet ortamındaki görünümleri tam bir kargaşa arz etmekte olup, biraz daha düzenleme gerektirmektedir. Genellikle zaten kendi bloglarını, sitelerini kurmuş veya yetinmekte olan "özgürlükçü karikatüristler"; rastgele kurulmuş grupsallık ilişkilerine bilinçle biraz daha dikkat etmezlerse, anlaşılamayacak ve tanınamayacak haldedirler.
Karikatürcüler Derneği çevresinde; internet facebook ortamında; "Portre Karikatür Karikatürcüleri"; "Tam Yazısız Karikatürler "; "Grafiker Tasarımcı Karikatüristleri"; "Animatör Karikatüristler"; "Band Karikatür Çizenler"; "Çizgi Romancılar"; "Uluslar arası Ödüllü Karikatürler"; "Yaşayan Emekli ve Yaşlı Karikatürcüler"; meşhur ve tanınmış karikatürcüler oldukları halde aslında "Karikatürü Hobi Olarak Çizenler"; "Gazete İlk Sayfa Karikatürcüleri"; mimar kökenli karikatürcüler için "Anti Arabesk Mimar Karikatürcüler"; "Türk Dostu Karikatürcüler"; belirgin özellik ve köken olarak "Sakat, Özürlü, Mahkum, Anormal Karikatürcüler"; "Spor Karikatürcüleri"; "Bilim, Teknik, Yenilik, Proje Karikatürcüleri"; "Uluslar arası Basında Yer Verilen Türk Karikatürleri" ; "Çok Kimlikli Karikatürcüler"; "Başka Bir Meslekte Meşhur Olup Karikatür Çizenler"; "Liseli Karikatürcüler"; "Feminist Karikatürcüler"; "Marjiinal (ateist, anti militarist, eşcinsel, feminist, vejeteryan vb.) Karikatürcüler"; "En Karma Karı-Şık Karikatüristler"; ""Güzel Sanatlar" Eğitimli Karikatürcüler"; "Mizah Yazarı da Olan Karikatürcüler"; "Band Karikatür, Çizgi Film, Çizgi Roman Kahramanları, Tiplemeleri"; "En Uzun Konuşma Balonları ile Çizen Karikatürcüler"; "Karikatür Okulları Değil Kursları" gibi klasik grupların da kurulması, doğru karakteristik özellikler ile tanınıp tanımlanabilip gruplanabilmeleri ve onların izlenebilirlik kapsamında kolaylıkla bulunabilmeleri için gerekmektedir.
Aksi takdirde ortam bazı karikatürist arkadaşların; çok "ayrıntılarda detay" başlıklar ile özetlenebilen, uygunsuzlukları bir araya getirerek adeta imkansız, saçma sapan ve çirkin gruplar, siteler kurabilip, ters katkılar ile herkesi çıkmazlara sürükleme zevkini gerçekleştirmesine müsaittir.
Bu beyan; önce bariz, tanınmış, kolay örneklerle oluşturulması gereken doğru tasniflerin realizasyonları için başta geçmiş ve şimdiki "Karikatürcüler Derneği Yönetim Kurulu" üyelerinin, siz karikatürcülerin ve karikatür sevenlerin bilgilerine sunulur.
Son Fay Hattı
Öncelikle, internet ‘kopyala-yapıştır’ üzerinden gidiyor.
İnternetin süzgeçsizliği, çiçeği burnundakilerin, 7 yaş çocuk düzeyindeki çizgilerinin barajı geçmesine, daha da önemlisi, matbu kitap bastırmasına kadar kapı açmış çoktan.
Tabii ki burada, Sarı’nın yaptığı gibi, Aral’vari bir baba otoriteli sansür önerilmiyor. Bu iş ancak oto-kontrol ile yürür.
Ünlü çizerlerin zaten kendi siteleri var.
Ancak, bilindiği kadarıyla, ulusal düzeyde bir karikatür sitesi yok henüz.
Karikatür komiklik olarak ele alınıyor.
Arama motorlarında görünmesi için, karikatürlerin konularının anahtar sözcüklerle haritalanması çok çok eksik.
Sanırım, İstanbul’da bir müze de kalmadı.
Marjinallik
Eşcinsellik veya uyuşturucu bağımlılığı gibi, normal faşizminin cezalandırdığı marjinal kültürler, kendilerine ana akım Türk karikatür dergilerinde pek yer bulamadılar.
Kadınlar bile öyle, ancak kontenjanla yürüyen bir konumdalar. Oysa, Selma Can gibi konuyu tek başına taşıyabilen çizerler de var.
Eskiden 3 kişiden 5 kişinin şair olduğu ülkemizde, her zaman 3 kişiden 4’ü karikatürist olmak istemiştir ve bunu denemiştir. Geriye ise binde bir bile kalamamıştır her zaman.
Şu anda tesis var, yağ var, un var, şeker var ama helva yok ortada.
Yepyeni bir toplumsal mücadele dönemindeyiz. Bunu karikatürle sürdürmek her daim mümkündü, şu an da mümkün. Bu mücadele, marjinaller üzerinden de yürüyecek.
Sorun, marjinallerin çizer olmaya çabalamaması ve çizerlerin marjinal kültürü anlayıp anlatamamasında. Ayrıca, hoşgörüsüzlük gırtlak boyu. Engin Ergönültaş, zamanında eşcinselliği çizdiğinde, pek hoş karşılanmamıştı.
Evet, ara ve çıkış saptamamız şu:
Türk karikatürü, dergisi ve çizeri, hiçbir zaman gerçek marjinal olamadı ve o altkültürü çizemedi. Önümüzdeki 3-5 yıl için de böyle sürecek gibi görünmekte.
Dipnot 1: Elimizde, Serdar Sarı’nın Değer İskender adıyla bastırdığı, ‘İdeolojik Duygu’ gibi bir albüm de var. Sarı, marjinal bir çizer ve bir kaybeden oldu, en yakın arkadaşları bile ona sanatsal desteği vermedi, veremedi. Onun çizgileri Gırgır’da yer bulmuşken, sonraki dergilerde bulamadı. Şimdi de durum farksız.

Dipnot 2: Avangard olmayan sanat sanat değildir ve avangard zaten marjinaldir.

Hiç yorum yok: