Girizgah
Bu metin karikatürist Serdar Sarı’nın ölümü nedeniyle
tasarlandı.
Ondan önce de, izini hala süremediğim karikatürist bir Yaltı
var, 1968’lilerden, o da erken ölmüş.
Her ikisi için bir ‘hommage’ olsun bu metin: Kaybedenler
kaybettikleri için hatalı olsalar da, onlara ve tüm erken ölenlere selam olsun.
Geçelim konuya:
1972-2014 arasındaki Türk karikatürü, temelde Oğuz Aral’ın
çizgisinde ilerledi. Ertuğrul Akbay Gırgır çizgisini çökerteli 25 yılı geçti
(1989 Mayıs) ama Aral’ın karikatürsel oğulları ve torunları kuşağı, Huysuz
Moruk’u hala unutamadılar ki bu bir feodallik geleneği olmakta.
Demek ki birinci fay hattı bu:
Sonraki kuşaklar, neden Aral’ın çizgisini kıramadı? (Bugün
Uykusuz bile, hala Gırgır disipliniyle veya disiplinsizliğiyle yol alıyor gibi,
bunu 15 yaşındaki Çiçeği Burnundakiler’den tüyo aldım.)
Sıfırıncı fay hattı ise şu:
Aral ve Gırgır, mirasçısı olduğu Ataç ve Akbaba çizgisini
nerelerde geçti ve liderliği devraldı?
İkinci fay hattı şu:
Mikrop ve Deli gibi marjinal çizgidekiler neden süremediler?
Araya parça girmek kaydıyla, en son fay hattı (burada
rahmetli Serdar Sarı, öldükten sonra bana sufle vermiş oldu):
İnternette bu iş nasıl oldu veya olamadı?
Birinci Fay
Soru: Aral ve Gırgır, mirasçısı olduğu Ataç ve Akbaba
çizgisini nerelerde geçti ve liderliği devraldı?
Yanıt: Ataç ve Akbaba, taa Osmanlıca döneminden (1928
öncesinden) başlayarak, 4 süreksiz aşamada 50 yılı aşkın bir süre Türk
karikatürünün önde gelen dergilerinden biri oldu.
Siyasal çizgisi aşırı kaypak ve oportünist idi. Menderes
yaşarken DP’ci, o gidince onu arkasından vuran oldu.
En az 30 Türk çizerinin ise, başlangıç mekanı oldu, Oğuz
Aral’ın da.
1950’ler ve 1960’lardaki Türk karikatür ve mizah dergileri,
dolaylı ve imalı sekse dayalı, oldukça lümpen bir mizah çizgisi izledi, Akbaba
da.
Ne zamanki 1960’ların siyasal birikimi 1970’lere kapı açtı,
Gırgır’a taban oluştu. Bu durumda Akbaba, sağa kaydı ve Milliyetçi Cephe’yi
destekledi. Bu da onun gençlerce okunması engelledi. Gırgır öğrencilerin
dergisi oldu. (Şu anki dergiler de temelde öyle hala.)
Evlatlar ise, hemen her zaman olduğu üzere babaya ihanet
edip kendi yollarına gittiler. Birçok yeni dergiler kurduyar, epeyisi de battı
gitti. 10 yıl önceki dergileri bugün arasınız bulamazsınız.
İkinci Fay
Soru: Sonraki kuşaklar, neden Aral’ın çizgisini kıramadı?
(Bugün Uykusuz bile, hala Gırgır disipliniyle veya disiplinsizliğiyle yol
alıyor gibi, bunu 15 yaşındaki Çiçeği Burnundakiler’den tüyo aldım.)
Aral’ın veletleri, şu an torun tosun sahibi oldular çoktan.
Yaratıcılıkları da bitti. Bu da tıkanmalar yarattı.
25 yılda, Gırgır’dan sonra, Limon, Pengune, Uykusuz özelinde
olmak üzere, en az 3 kırılma daha oldu. Bu da, veletlerin palazlanıp kendi
pasta paralarını kendileri yemek istediği süreye (18-26) denk geliyor.
Yani, Aral’ın paragözlülüğü, hala baki. 10 kişiyle
çıkarılan, kağıt-baskı maliyeti 50 kuruş olmayan bir dergi 3 liraya satılıyor.
100’er bin tirajdan düşünün.
İkincisi kilit, Aral’ın lümpen politik çizgisi: Çok sığ, çok
güdük, çok bilgisiz kalmak gibi bir takıntıları var bizim çizerlerin.
Sevilen çizerlerin tamamına yakını, 1 veya 2 yabancı çizeri
taklit ediyor hala.
‘Bayan Yanı’nı her ay dolduracak kadar bayan çizer yok hala.
Üçüncü Fay Hattı:
Önsöz ve Alıntı
İnternette bu iş nasıl oldu veya olamadı?
İşte, burada Serdar Sarı’nın suflesi ve metni giriyor
devreye:
Serdar Sarı’nın Metni
Türk karikatürcülerin internet ortamındaki görünümleri tam
bir kargaşa arz etmekte olup, biraz daha düzenleme gerektirmektedir. Genellikle
zaten kendi bloglarını, sitelerini kurmuş veya yetinmekte olan "özgürlükçü
karikatüristler"; rastgele kurulmuş grupsallık ilişkilerine bilinçle biraz
daha dikkat etmezlerse, anlaşılamayacak ve tanınamayacak haldedirler.
Karikatürcüler Derneği çevresinde; internet facebook
ortamında; "Portre Karikatür Karikatürcüleri"; "Tam Yazısız
Karikatürler "; "Grafiker Tasarımcı Karikatüristleri";
"Animatör Karikatüristler"; "Band Karikatür Çizenler"; "Çizgi
Romancılar"; "Uluslar arası Ödüllü Karikatürler"; "Yaşayan
Emekli ve Yaşlı Karikatürcüler"; meşhur ve tanınmış karikatürcüler
oldukları halde aslında "Karikatürü Hobi Olarak Çizenler";
"Gazete İlk Sayfa Karikatürcüleri"; mimar kökenli karikatürcüler için
"Anti Arabesk Mimar Karikatürcüler"; "Türk Dostu
Karikatürcüler"; belirgin özellik ve köken olarak "Sakat, Özürlü,
Mahkum, Anormal Karikatürcüler"; "Spor Karikatürcüleri";
"Bilim, Teknik, Yenilik, Proje Karikatürcüleri"; "Uluslar arası
Basında Yer Verilen Türk Karikatürleri" ; "Çok Kimlikli
Karikatürcüler"; "Başka Bir Meslekte Meşhur Olup Karikatür
Çizenler"; "Liseli Karikatürcüler"; "Feminist
Karikatürcüler"; "Marjiinal (ateist, anti militarist, eşcinsel,
feminist, vejeteryan vb.) Karikatürcüler"; "En Karma Karı-Şık
Karikatüristler"; ""Güzel Sanatlar" Eğitimli
Karikatürcüler"; "Mizah Yazarı da Olan Karikatürcüler";
"Band Karikatür, Çizgi Film, Çizgi Roman Kahramanları, Tiplemeleri";
"En Uzun Konuşma Balonları ile Çizen Karikatürcüler"; "Karikatür
Okulları Değil Kursları" gibi klasik grupların da kurulması, doğru
karakteristik özellikler ile tanınıp tanımlanabilip gruplanabilmeleri ve
onların izlenebilirlik kapsamında kolaylıkla bulunabilmeleri için
gerekmektedir.
Aksi takdirde ortam bazı karikatürist arkadaşların; çok
"ayrıntılarda detay" başlıklar ile özetlenebilen, uygunsuzlukları bir
araya getirerek adeta imkansız, saçma sapan ve çirkin gruplar, siteler
kurabilip, ters katkılar ile herkesi çıkmazlara sürükleme zevkini
gerçekleştirmesine müsaittir.
Bu beyan; önce bariz, tanınmış, kolay örneklerle
oluşturulması gereken doğru tasniflerin realizasyonları için başta geçmiş ve
şimdiki "Karikatürcüler Derneği Yönetim Kurulu" üyelerinin, siz
karikatürcülerin ve karikatür sevenlerin bilgilerine sunulur.
Son Fay Hattı
Öncelikle, internet ‘kopyala-yapıştır’
üzerinden gidiyor.
İnternetin süzgeçsizliği, çiçeği
burnundakilerin, 7 yaş çocuk düzeyindeki çizgilerinin barajı geçmesine, daha da
önemlisi, matbu kitap bastırmasına kadar kapı açmış çoktan.
Tabii ki burada, Sarı’nın yaptığı gibi,
Aral’vari bir baba otoriteli sansür önerilmiyor. Bu iş ancak oto-kontrol ile
yürür.
Ünlü çizerlerin zaten kendi siteleri var.
Ancak, bilindiği kadarıyla, ulusal
düzeyde bir karikatür sitesi yok henüz.
Karikatür komiklik olarak ele alınıyor.
Arama motorlarında görünmesi için,
karikatürlerin konularının anahtar sözcüklerle haritalanması çok çok eksik.
Sanırım, İstanbul’da bir müze de kalmadı.
Marjinallik
Eşcinsellik veya uyuşturucu bağımlılığı gibi, normal
faşizminin cezalandırdığı marjinal kültürler, kendilerine ana akım Türk
karikatür dergilerinde pek yer bulamadılar.
Kadınlar bile öyle, ancak kontenjanla yürüyen bir
konumdalar. Oysa, Selma Can gibi konuyu tek başına taşıyabilen çizerler de var.
Eskiden 3 kişiden 5 kişinin şair olduğu ülkemizde, her zaman
3 kişiden 4’ü karikatürist olmak istemiştir ve bunu denemiştir. Geriye ise
binde bir bile kalamamıştır her zaman.
Şu anda tesis var, yağ var, un var, şeker var ama helva yok
ortada.
Yepyeni bir toplumsal mücadele dönemindeyiz. Bunu
karikatürle sürdürmek her daim mümkündü, şu an da mümkün. Bu mücadele,
marjinaller üzerinden de yürüyecek.
Sorun, marjinallerin çizer olmaya çabalamaması ve çizerlerin
marjinal kültürü anlayıp anlatamamasında. Ayrıca, hoşgörüsüzlük gırtlak boyu.
Engin Ergönültaş, zamanında eşcinselliği çizdiğinde, pek hoş karşılanmamıştı.
Evet, ara ve çıkış saptamamız şu:
Türk karikatürü, dergisi ve çizeri, hiçbir zaman gerçek
marjinal olamadı ve o altkültürü çizemedi. Önümüzdeki 3-5 yıl için de böyle
sürecek gibi görünmekte.
Dipnot 1: Elimizde, Serdar Sarı’nın Değer İskender adıyla
bastırdığı, ‘İdeolojik Duygu’ gibi bir albüm de var. Sarı, marjinal bir çizer
ve bir kaybeden oldu, en yakın arkadaşları bile ona sanatsal desteği vermedi,
veremedi. Onun çizgileri Gırgır’da yer bulmuşken, sonraki dergilerde bulamadı. Şimdi
de durum farksız.
Dipnot 2: Avangard olmayan sanat sanat değildir ve avangard
zaten marjinaldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder