Bu metin şu metne karşı bir aşırı-yorum olarak yazıldı:
“Kadınlar, erkekleri seçerken ya da aşık olurken, bir anlamda
da onları değiştirip değiştiremeyeceklerine dair gizli bir bahis içindedirler.
Belki de erkekler için de bu geçerlidir, bilemiyorum.”
Geçerli değil bu
saptama. Başka türden bir kurgu var ortada:
Bir: Erkekler; kefaret,
şövalyelik, vd olarak, kahramanlık yapmayı pek severler. Burada proje olarak
kadınlara yer yoktur, Kadınlara madonna veya oropspu olarak bir tasarımda yer
vardır ki bu teknik bir hatadır ve / ama yine de bir iktidar tasarımıdır.
İki: Bir erkek olarak bakınca,
kılıbık bir erkek olarak bakınca, ‘Büyük Umutlar’ı okumuş ve oradaki kurmaca
nedeniyle güçlü olup kadınlara boyun eğmiş bir şövalye erkek olarak
belirtirsem, kadın-erkek arasında gereksiz bir iktidar savaşı var. (Hiç işlevi
oldu mu, emin değilim.) erkeklerin hödük kaybetmişliği, kadınları madonna
yerine koyunca, onlara karşı ktidar kurabileceklerini sanmalarında. Kadınların
hödüklüğü, dolaylı psikolojik şiddet / iktidar uygulamanın hep yenecek bir
kıtır olduğunu sanmalarında.
“ ... erkeği,
"tamamlanmamış ancak kendi tarafından tamamlanacak bir proje" olarak
görmekten bahsediyorum.”
Burada hata, kadınların
ebedi anne rolünü üstlenmelerinde. Bir: Çocuk, annenin iktidarı altında değil,
örneğin artık çocukerkillik var, TC’de bile var. İki: Annelikle, tüm erkekler
yönetilemiyor. Üç: Yönetilenler de, er
veya geç sıkılıp, orospulara kaçışor, yani anne = madonna ggibi oluyor erkekler
için.
“İşte aşk denilen şey,
sevginin bir alanı olduğu gibi projelerin de çatıştığı bir alan. Ama aşkın
kendi cazibesi, projelerin çatışmasını aşkın bir parçası olarak sayılması
sonucunu getiriyor.
Ve bu aşk alanını
orasından burasından çekiştiren diğer parapetreler de var. Katlanabilirlik
katsayısı, kişilerin birbirinden istediklerine karşı esneme kapasiteleri,
direnç kapasitesi, aşkın çekim gücü ve bu ilişkiye duyulan ihtiyacın gücü,
değişmesi istenen özelliğin karşı taraf için ne derece önemli olduğu gibi...
İşte tüm bu
parametreleri taşıyan alana biz ilişki diyoruz. “
Hayır aşk bu değil.
Gerçekte bir oksitosin projesi. Kültürel tasarımı ise, iktidar üzerinden işlediği için, aşk hiçbir
zaman aşk olamadı, olamıyor, olamıyacak. İktidarsız aşka da, ‘beyindaşlık’
deniyor, ‘aşk’ değil, örneğin Curie’lerdeki gibi.
“Belki de birbirimizin projesi olmasa idik, birbirbirimize
zarar da vermemiş olacaktık. Ve en baştan görünür olan şeye doğru da bir zorlamaya
girişmemiş olacaktık.”
Meali: Toplumsallığın bu denli kölesi olmasaydık, aşk
teranesi altında, bu kadar herzeyi yemezdik. Yemeyenler var zaten.
Evet, aşk sayılan bu herzeyi yemeyin artık gençler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder