Bir: (Yeni) Macar / (eski) Borusan Kültür Merkezi’nin
vitrinindeki, içi boş halka biçiminde, 4 metre çapındaki pinpon masasının 2 dış
yanında pinpon oynayan güvenlik görevlileri. Saçma mesai saatını saçma bir boş
zaman aktivitesiyle doldurmak ve artı insanımız için ayıp bir şey sayılan seyredilmeyi
ve yaptıkları şey nedeniyle gammazlanmayı göze almak ya da bunun bilincine bile
varamamak.
İki: Düzgün çaldığında para toplayamayan ama Piazzolla’vari bir
absürdlükte sesler çıkardığında para toplayabilen, akerdeon çalgıcısı, Balkanlı
çocuk: İnsanların gürültüye daha çok dikkat etmesi ve saçmalığa daha çok
acıması. Artı, Beyoğlu’nda dozu kaçıran sokak müzisyeni sayısı ve insanların onlara
karşı artık duyarsızlaşması.
Üç: Greenpeace’çilerin bu sıralar kendi finansal destekçilerine
toslayıp, onları yeniden üye yapmak istemesi durumu: Sivil toplumcuların sayısının
çok az olması ve onların da İstiklal Caddesi’ne muhakkak gelmesi durumu. Yine
de taleple karşılaşanların, gönüllü veya paralı üye yapıcıların orayı üs
tuttuklarını bilecek kadar sık (yılda bir) oraya gelmemesi. Bir tür, körlerle
sağırlar birbirini ağırlar, durumu: Sivil toplumcular ve paracı gönüllüler
arası ilişki.
Toplam: İstiklal Caddesi manzarası olarak, hepi topu 15
dakika içinde izlenen bu fragmanlar, toplumsal absürdleşme dozunun zıvanadan
çıkmışlığını imliyor: Ne kantar var, ne topuz var artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder