Çarşamba, Aralık 17, 2014

İstanbul Usülü Absürd Banaliteler




Bir: (Yeni) Macar / (eski) Borusan Kültür Merkezi’nin vitrinindeki, içi boş halka biçiminde, 4 metre çapındaki pinpon masasının 2 dış yanında pinpon oynayan güvenlik görevlileri. Saçma mesai saatını saçma bir boş zaman aktivitesiyle doldurmak ve artı insanımız için ayıp bir şey sayılan seyredilmeyi ve yaptıkları şey nedeniyle gammazlanmayı göze almak ya da bunun bilincine bile varamamak.

İki: Düzgün çaldığında para toplayamayan ama Piazzolla’vari bir absürdlükte sesler çıkardığında para toplayabilen, akerdeon çalgıcısı, Balkanlı çocuk: İnsanların gürültüye daha çok dikkat etmesi ve saçmalığa daha çok acıması. Artı, Beyoğlu’nda dozu kaçıran sokak müzisyeni sayısı ve insanların onlara karşı artık duyarsızlaşması.

Üç: Greenpeace’çilerin bu sıralar kendi finansal destekçilerine toslayıp, onları yeniden üye yapmak istemesi durumu: Sivil toplumcuların sayısının çok az olması ve onların da İstiklal Caddesi’ne muhakkak gelmesi durumu. Yine de taleple karşılaşanların, gönüllü veya paralı üye yapıcıların orayı üs tuttuklarını bilecek kadar sık (yılda bir) oraya gelmemesi. Bir tür, körlerle sağırlar birbirini ağırlar, durumu: Sivil toplumcular ve paracı gönüllüler arası ilişki.


Toplam: İstiklal Caddesi manzarası olarak, hepi topu 15 dakika içinde izlenen bu fragmanlar, toplumsal absürdleşme dozunun zıvanadan çıkmışlığını imliyor: Ne kantar var, ne topuz var artık.

Hiç yorum yok: