Marx’ın bir zamanlar lümpenlik saydığı şeyi, bu sıralar daha
çok ekonomik ileri marjinallik sayıyoruz.
Ayrıca Marx, ima yoluyla da olsa, lümpen saydıklarının,
örneğin hayat kadınlarının. aslında ekonomik aktivitede bulunmadığını varsayar,
yani üretim yok ya ondan dolayı...
Braudel, zaman ve mekan içinde küçük esnafların proleterliğe
geri dönüşlerini ileri marjinallik sayarak, çok önceden bu konuda imlemede
bulundu.
Şu anda, İstanbul 2015’te bu marjda olanlara bir bakalım:
Yok olmuş, olan veya olacak mesleklerin mensupları:
Döşemeci, (vhs) videocu, terzilerin önemli bölümü... (Maksimum 4 milyon kişiye
çıkan esnaf ve zanaatkarlardan jdmhsuskmdl % x hesabıyla bir çıkarım
yapılabilir.)
Üniversite mezunu ama mesleksel beceri / pratik ve genel
bilgisel açıdan vasıfsız-altı yüz binlerce kişi (ki bunlar ((5-3)+2=?) sorusunu
çözemez durumdadır (800.000 kişi falandı bir yıl).
65 yaş üstü maaşsızlar ve/ya 350 TL gibi komik bir yaşlılık
aylığı alanlar = on binlerce kişi.
Engellilerin tamamına yakını = milyonlarca kişi.
Topraksız ve işsiz köylü ve mevsimlik tarım işçileri =
birkaç milyon kişi.
Asgari ücretin yarısına çalıştırılan 18 yaş altı Türkler ve
göçmenler = 1 milyon veya daha çok kişi.
Sağlık sigortasız 12 milyon kişi.
Evsahibi olamamış emeklilerin en az dörtte biri (8 milyon
emekli, dul ve yetim aylığı alan var).
Türkiye’de 20 milyon kişinin yoksulluk sınırı altında yaşadığı,
resmen kabul edilen bir gerçek. Gerisini siz düşünün artık.
Buna haftada 80 saata dayatılan mesaiyi, 70+ emeklilik
yaşını da koyun.
Alın size sınıf atlama hayalleri, alın size neo-liberalizm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder