Platon’a göre aslolan idealardır, Aristo’ya göre ise aslolan
formlardır.
Oysa, bir idea (reel / somut anlamıyla duyu-dil’sel) bir
formdur ve bir form da bir ideadır ve artı burada arakesit değil, semantik bir
artı-değer vardır.
Buraya kadar Batı diyalektiğiydi.
Doğu diyalektiğine göre ise, formsuzluk da bir formdur ve
idea-değil de bir ideadır.
Bunlar 2.500 yıldır geçerli geçersizlikler ve hatalar.
Şu anda ise, algılı-algısız idea ve zihin-beden ikilemleri
var.
Oysa ki bu yeranda varolan geçerli idea-formlarının tamamına
yakını çıkarımdır, doğrudan
algı-duyu-dil verisi değildir. Örneğin, bir gökada fotoğrafındaki
hiçbirşeyi çıplak gözle doğrudan göremeyiz. Bazıları radyo dalgaların görsel
dalga boyuna dönüştürülmüş durumudur, çoğu da yanlış / sahte-renklidir.
Bunlar, statik tanımlar değil, mantıksal transformasyonlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder