Pazar, Şubat 19, 2017

Dünya, İtalya, Para, İktidar, Devlet

İtalya’da rüşvetin önelenmesi için 25 yıl önce ‘temiz eller’ operasyonu yapılmış. 25 yıl sonra durumu soruluyorlar. Alıntı, 2012’den:
“ ‘Temiz Eller’ savcılarından Antonio Di Pietro, 2012'de verdiği bir mülakatta 1992'den sonra yaşananları şöyle özetliyor:
"20 yıl sonra acı olan şu: Her şey değişti ama hiçbir şey değişmedi... Dün iktidar, paraya erişim için kullanılıyordu; bugün para, iktidara erişim için kullanılıyor. Roller tersyüz edildi." ”
Ayrım güzel ve açıkseçik:
Para mı iktidar getirir, iktidar mı para?
Bence, günümüz iktidarları paraya daha egemen. İktidarlara yakın olamayanlar, iktidarlara parasız yakın olabilenleri parayla satın alıyor ve iktidara yamanıyor, ayrı konu.
Burada asıl geçerli gerçek şu:
En kapitalist devlette bile devlet, en kapitalist şirketi bile, doğru vceya yanlış olarak sıfırlama veya ihya etme gücüne sahip. Mutlak olarak sahip. Bunu 2007’den sonra ABD’de ve bizde de Şekerbank olayında gördük. Olmadık şirketler kurtarıldı, olmadık şirketler batırıldı. Üstüne bir de, aradan 15 yıl geçince özeleştiri bile yapıldı ama neye yarar?
Tabii, yeni bir gerçek de var:
Daha önce dolar milyarderi Peron, ABD başkanı olamadı ama bu kez Trump yalnızca parasıyla başkan oldu. Ancak, ironik olarak ve yukarıdaki tezin tersine, parasıyladan çok, bir siyasetçiden beter politik söylemi nedeniyle, en çok yalan politikacı olarak, seçildi.
Putin ise, ne para, ne başka şey kullanıyor. Devlet ve KGB geleneği nedeniyle başkan ve parayla da pek işi yok.
Keza İran’da ise, seçim teranesini geçelim, teokrasi var.
İngilter’de krallık var.
Üstüne de, 20. Yüzyıl’da birçok büyük hegemon birden çok kez iflas etmiş. 2017 hesabıyla Dünya’daki 200’e yakın devletin yarısı, yanılmış ve işlevsiz devlet durumunda.
Bu durumda, paranın iktidarı ve iktidarın parayı getirmesi, yalnızca çöken bir tarih döneminin olgusunu imliyor, o kadar ki tarihte bu hep olagelmiş.
Diğer bir deyişle:
Tüm iktidar araçlarına ulaşma yolları çok fazla suiistimal edilirse, kullanılırsa, zorlanırsa, devreden çıkarlar ve işlevsizleşirler.
Keza, devletin varlığını ve işlevini çok zorlamak onu da devreden çıkarıyor. Bu, TC’de 1993 sonrasındaki 25 yılda aynen vaki oldu. Bugün TC’de devlet, % 50 bile yok.
Vurguluyorum:
Devlette para ve en azından görünen şaşaalı bir iktidar var ama devletsel işlevler, eksi gidiyor epeyidir. Altı boş bir kubbe yani bu.
Eh aslında, para ve iktidar da öyledir.
Eğitim, sağlık, yaşam kalitesi, o nedenle devleti daha çok devlet, asıl devlet yapar. Bunlar da tüm Dünya’da eksiye doğru limitleniyor epeyidir, emekçi hakları dahil, AB’de dahil.
Bir de göçmenler ve mülteciler % 5 olunca, devletlerin sabit nüfusluğu da ortada kalkıyor ve halksız devletler oluşuyor.
(19 Şubat 2017)

Hiç yorum yok: