İtalya’da
rüşvetin önelenmesi için 25 yıl önce ‘temiz eller’ operasyonu yapılmış. 25 yıl
sonra durumu soruluyorlar. Alıntı, 2012’den:
“ ‘Temiz
Eller’ savcılarından Antonio Di Pietro, 2012'de verdiği bir mülakatta 1992'den
sonra yaşananları şöyle özetliyor:
"20
yıl sonra acı olan şu: Her şey değişti ama hiçbir şey değişmedi... Dün iktidar,
paraya erişim için kullanılıyordu; bugün para, iktidara erişim için
kullanılıyor. Roller tersyüz edildi." ”
Ayrım
güzel ve açıkseçik:
Para mı
iktidar getirir, iktidar mı para?
Bence,
günümüz iktidarları paraya daha egemen. İktidarlara yakın olamayanlar,
iktidarlara parasız yakın olabilenleri parayla satın alıyor ve iktidara
yamanıyor, ayrı konu.
Burada
asıl geçerli gerçek şu:
En
kapitalist devlette bile devlet, en kapitalist şirketi bile, doğru vceya yanlış
olarak sıfırlama veya ihya etme gücüne sahip. Mutlak olarak sahip. Bunu
2007’den sonra ABD’de ve bizde de Şekerbank olayında gördük. Olmadık şirketler
kurtarıldı, olmadık şirketler batırıldı. Üstüne bir de, aradan 15 yıl geçince
özeleştiri bile yapıldı ama neye yarar?
Tabii,
yeni bir gerçek de var:
Daha
önce dolar milyarderi Peron, ABD başkanı olamadı ama bu kez Trump yalnızca
parasıyla başkan oldu. Ancak, ironik olarak ve yukarıdaki tezin tersine,
parasıyladan çok, bir siyasetçiden beter politik söylemi nedeniyle, en çok
yalan politikacı olarak, seçildi.
Putin
ise, ne para, ne başka şey kullanıyor. Devlet ve KGB geleneği nedeniyle başkan
ve parayla da pek işi yok.
Keza
İran’da ise, seçim teranesini geçelim, teokrasi var.
İngilter’de
krallık var.
Üstüne
de, 20. Yüzyıl’da birçok büyük hegemon birden çok kez iflas etmiş. 2017
hesabıyla Dünya’daki 200’e yakın devletin yarısı, yanılmış ve işlevsiz devlet
durumunda.
Bu
durumda, paranın iktidarı ve iktidarın parayı getirmesi, yalnızca çöken bir
tarih döneminin olgusunu imliyor, o kadar ki tarihte bu hep olagelmiş.
Diğer
bir deyişle:
Tüm
iktidar araçlarına ulaşma yolları çok fazla suiistimal edilirse, kullanılırsa,
zorlanırsa, devreden çıkarlar ve işlevsizleşirler.
Keza,
devletin varlığını ve işlevini çok zorlamak onu da devreden çıkarıyor. Bu, TC’de
1993 sonrasındaki 25 yılda aynen vaki oldu. Bugün TC’de devlet, % 50 bile yok.
Vurguluyorum:
Devlette
para ve en azından görünen şaşaalı bir iktidar var ama devletsel işlevler, eksi
gidiyor epeyidir. Altı boş bir kubbe yani bu.
Eh aslında,
para ve iktidar da öyledir.
Eğitim,
sağlık, yaşam kalitesi, o nedenle devleti daha çok devlet, asıl devlet yapar.
Bunlar da tüm Dünya’da eksiye doğru limitleniyor epeyidir, emekçi hakları
dahil, AB’de dahil.
Bir de
göçmenler ve mülteciler % 5 olunca, devletlerin sabit nüfusluğu da ortada
kalkıyor ve halksız devletler
oluşuyor.
(19 Şubat 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder