‘Yanılmış
devlet’ kavramı, politik bir terim. Yeryüzü’ndeki 200’e yakın devleti, 12
kriter üzerinden 10’ar puandan toplamda 120 puanla değerlendiriyorlar ve bunu
kurumsal bir jüri her yıl yapıyor.
Sorun şu
ki ülkelerin rahatça yarısı, 60 ve aşağısı not almış. Zaten bu bile tek başına,
2000-2200 arasında global bir çöküş dönemine girdiğimizi kanıtlayan bir
gösterge olgu durumunda. Tarihte de hep böyle omuş zaten. Devletlerin sayısı,
kaos dönemlerinde artıyor, bizim Anadolu Beylikleri döneminin Moğol istilası dönemiyle
yakın dönemli gelmesi gibi.
Dünya
Sistemi’nin iktisadi, siyasi ve askeri triyalektik bakış açısından da,
kriterler kabaca belli. Şu anda Dünya’nın epeyi bölgesi, 0-1 potansiyel-aktuel
savaş derecelendirmesiyle, devleti yok ve/ya yaşanmaz durumda. Dünya’nın % 5
nüfusu da, (politik, askeri) mülteci ve/ya (ekonomik) göçmen olmuş durumda.
Tüm
bunların aşırı düzen isteyen hegemonlar tarafından yaratılmış olup, o
hegemonların (temelde ve halihazırda ABD ve AB, gelecekte Çin ve Rusya) da,
yine kendi sonlarını aynı yoldan getirdiğini ve böylelikle total bir çöküş
yaratıldığını söyleyelim.
Asgardia,
bu koşullar içinde 2016’da Putin-Rusya taraftarı, bir silah üreticisi
tarafından kuruldu. Bunlar bile tek başlarına negatif kanıt. Ancak;
Tsiolkovsky, Gagarin, Ashurbeyli gibi pozitif kanıtlanmış bir gelenek de var
Rusya çizgisinde. Yani asıl sorun, bu açmazda değil.
Kabaca 6
ayda, 500 küsur bin kişi, Dünya’dan Asgardia vatandaşı olarak kabul edildi ama
bunun resmi hiçbir karşılığı yok. Fiilen ise, 150 bin Çin’den, 50 bin
Türkiye’den ve ilk 2 sırada vatandaş olunca, olayın ciddiyeti baştan çöküyor. Ortalıkta
Rusya vatandaşı yok örneğin ve Putin, resmi hiçbir açıklama yapmadı bu konuda.
Ek
düzeltme:
15 Ocak
2017 – 15 Şubat 2017 arasında bir zaman, hastalık nedeniyle kontrol etmediğim
bir zamanda, toplam vatandaş sayısı 167 bin kusüra düşürülmüş. Sıralama da; Çin
26 küsur bin, Türkiye 20 küsur bin, ABD 19 küsur bin olmuş.
Tüm
bunlar, yalnızca fon oluyor bizce. Asıl Asgardia açmazı şunlar oldu:
Aslen 1.
Dünyalı olan Asgardialılar, Zamyatin’in ‘Biz’inden Orwell’in ‘1984’üne uzanan,
distopya kavramını, inanılmaz bir biçimde fiilen kanıtladılar ve asgardia’yı
öyle kıldılar. Bildiğimiz, yalan-söylemli-devlet oldu çıktı Asgardia aslen
kurulmadan. Bu da, Yeryüzü’nde ilk kez olan bir yanılmış devlet oldu. İnanılmaz
bir bürokrasi tapınması kültü var ortada. Olmayan bir devletin olan bir
bürokrasisis neo-Kafkaesk bir ironi.
Bu
koşullarda Asgardia, neo-faşist bir yapı kazanabilir ancak. Hitler’in oy
almasından yaklaşık 100 yıl sonra, bunun aynen olabilmesi, en çok yalan
söyleyene en çok inanılması ve bunu ev-gezegen Dünya’yı terketmek isteyen
eksodusçuların bile yapması yinelendi. Bu da akla, o gidince, acilen altın put
yapan Musa’nın halkını akla getiriyor kurmaca-hikaye olarak.
Devamında,
bilgi ve zeka olarak Asgardialılar işin en başında, uzaycılık konusunda eksi
bilgiye sahiplerdi ve 6 ay sonra tek bir sözcük öğrenmeden hala öyleler. Bilgi
inkarı kültü, globalce geçerliymiş, onu gördük. Böylelikle, nasıl olup da
kölelik varken, insanların demokrasinin varlığına inanabildiğini de görmüş
olduk.
En güzeli
de, Asgardia’nın uzaycılık tarihi açısından, ne ilk ne de son örnek olması ve
bunun da Asgardialılar tarafından inkarı. Dünya’da, Asgardia dışında pratik
olarak da uygulanması peşinde olunan ve potansiyelce mümkün çok proje var. Ay’a,
Mars’a yerleşecek özel ve devletsel projeler var. 25 yıllık programlar
kesinleşti çoktan. Onların hepsi de, daha çok komün düşüncesi peşinde, devlet
kurma değil ki hiçbirinin 1871 Paris – 1920 Ukrayna çizgi-tarihiyle hiçbir
ilgisi ve bilgisi yok aslında.
Ancak
bunlar, diyalektik ve poliyalektik yarattı şimdiden ve o da ayrıca yazılası bir
konu.
Bu bu
makalede temel olarak, Asgardia’nın yanılmış devlet olma durumunun ilkelerini
çizmeye çabaladık.
Nokta.
Es.
(17 Şubat 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder