Su sesi,
para sesi, kadın sesi.
Akyol’unki
özgün kadın sesi.
Benim
bildiğim, dinlediğimi sandığım ama bir türlü bulamadığım bir kadın sesi tınısı
var:
Yitik
mi, hiç mi var olmadı, yalnızca bir halisünasyon mu? Bilemiyorum. Beynime 2010
gibi düştü, Akyol’dan önce yani. Alaturka söyleyen bir kadın sesi.
Akyol,
ona yakın düşüyor.
Akyol’un
ilk yeni-farklı’sı bu.
İkincisi,
Devekuşu değil, Deve Kabare olmuş.
Develerle
Yaşıyorum.
Şarkının
sözleri bir acaip:
“Çöl
ateşi gibi eziyor içimi
Kör
edici kumlar şahit
Aşkını
acısını bacısı darağacına
Asmak mı
gerek
Kurşunu
sana değil senin o katı kalbine
Sıkmak
mı gerek
+
Doymaz,
özü kabahatini bilmez
Lütfuna
da erişilmez
Develerle
yaşıyorum
+
Ah ya o
uzaya gidilecek
Ya o
uzaya gidilecek”
Söz
yazarı GSA, sıkı çekmişe benzer.
Not:
GSA’nın Gaye Su Akyol demek olduğunu metni yazdıktan sonra aydım.
Söz bir
yana gitmiş, ses Akyol’un sesi, oldu yerde duruyor, klip başka yere gitmiş. 3
benzemez olmuş ama hoş olmuş. Meta-absürd olmuş.
‘Martı
Jonathan’ ve Yasemin Mori gibi olmuş. Sonuçta avangard, alaturka avangard ama
avangard.
Akyol,
çok farklı türlerde dolanıyor.
En-en
büyük avantajı, 40 yıllık Sezen-Sıla alaturka kadın sesi çizgisinde en eksik
olanı, alaturka ve hatta neo-alaturka söylemeyi gerçekten becermişliği.
Rüyalarda
Buluşuruz.
Ancak,
sesinde epeyi falso var. Bir de, olur olmaz yerde, 3.333 gibi dudak
büzmeleriyle şarkıyı bozuyor. Arkasında iyi bir aranjör var mı bilmiyorum ama
performansı epeyi inişli çıkışlı yol alıyor gibi.
Sonuçta,
eğer sadece burada kalırsa da, bir yol imlemiş olacak.
Dipnot 1:
Bu
kadının sesine vibrato ve alto eklemek gerek ama nasıl? O zaman tadından ve
dinlemesinden yenmez olur.
Dipnot
2:
Onun
Selda Bağcan söyleşisi, bana çok şey öğretti ve kafamdaki 1 soruyu da
yanıtlamış oldu.
Dipnot
3:
Gaye Su
Hanım’ın, Björk’ün de temsilcisi olduğu, müstehcen dudak büzmesi
mimiğini acilen terketmesi gerekli. Bu, ikisine de epeyi benzeyen bir oyuncunun dudak büzmesi aslında: Çıkık elmacık kemikleri, geniş ağız
gibi destek etkenler de var. Bir de, o küstah yüz ifadesi.
Dipnot
4:
Gaye Su
Hanım’ın kibri geçip küstahlık sayılabilecek bir yüz ifadesi var. Biraz
megalomanik, epeyi narsisist. O kadarı, Sıla’da bile yok. Önce Dünya’yı fethet,
sonra gerin. İkindi vakti ortalıkta dolanan, gölgesini görüp gerinen padişah
cücesi olma.
Dipnot
5:
Sıla’nın
2017 menzil zirvesinin apaçık ortadalığı gibi, Gaye Su Hanım da, 2017 gibi
zirveyi bulmuş. Bu da, süper lig-altı bir konum / statü / pozisyon. Pek
gerinecek bir şey değil yani.
Dipnot
6:
Gaye Su
Hanım’ın BantMag’da, aralarında Kaan Sezyum’un da bulunduğu, yurttan sesler
erkekler korosu bir kadroya verdiği söyleşi, onun zihinsel obruklarını ve
limitlerini, onun dürüstçe ifadeleriyle çizmiş. Ancak bu ‘sevelim sevilelim’
çizgisi, bildiğimiz sentimental faşizme giden yoldur. Simgeselce Lili
Marlene’dir, Maria Braun’dur. Bu yol, çok geçilmiştir, hep aynı sonla
bitmiştir: Tam da Tc 2017 faşizm-engizisyon iken, bunu imlemek istedik, çünkü
Aslı Erdoğan’ın nereye vardığını görmek, çok-çok Acı vericiydi.
(28 Şubat 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder