Perşembe, Şubat 23, 2017

Nihat Genç

Genç, önce Ahmet Tulgar tipi öyküler yazarak, yazarlık er meydanına girdi. Sonra, Can Yücel tipi gümrah çiçek küfür üzerinden işledi. Sonunda da, kendince ağır abi modunda, düşünce metinleri yazmaya başladı.
Ama kendine ve okura karşı asla ve kata dürüst olmadı.
Genç Laz’dır. Ama bugüne kadar, Lazlar’ın Vikingler, Pontus Rumları, Gürcüler gibi, Dünya’nın en kel alaka halklarının bir melezi olduğunu, bu melezliğin de, onları kafadan deli halk statüsüne taşıdığını yazmadı. Oysa, bir Laz’ın bir Laz’a sorduğu ilk soru şudur: “Sente te, deliluk var midur?’
Onun böyle olmasının nedeni, bizim yazarların kronik derdi olan, okumaz-yazar oluşudur.
TC tarihinden dem vurmak istiyorsan:
Faşizm tarihini bileceksin, engizisyon tarihini bileceksin, AB ülkelerinin 1.-n. Cumhuriyet akışının tarihini bileceksin, 1. Cumhuriyet’in 9 dönem = 3 adam + 3 darbe + 3 liberalizm şematiğini bileceksin, Dünya Sistemi’ni bileceksin, gelecekbilim bileceksin. Sonra, oturup düşüneceksin. Düşüneceksin. Sallamayacaksın. Tartacaksın. Olmadı, sileceksin.
Bunların herhangi birinden Genç bin sayfalık okuma yapsa, asfalyeleri yanar. Kafası, teoriyi kaldırmaz. O, genelgeçer şablonları ve klişeleri esip savurabilir ancak. Hep de öyle yaptı zaten.
Olsun, kişi kendini bilebilir geç olsa da. Genç 40’ı geçti, kemale erdi. Hidayet ona ermese de olur.
Bir gün kendisinden bunlar nedeniyle özeleştiri bekliyoruz.
(24 Şubat 2017)

Hiç yorum yok: