Çarşamba, Eylül 05, 2018

Çok Bilen, Çok Yanılır: Uğur Güraçar Yanılmış


Meslekten büyüğümüz olan Uğur Bey, sabitlerden, en eskilerden ve bu işin en büyüklerinden. Ancak, bunca yıllık deneyimden sonra, şunları dememesi daha uygundu:
“Efemera toplayanlar risk alıyor yani!
Efemera toplayanlar sadece efemera topluyorlar, yatırım yapmıyorlar. Yatırım değeri yok bunların. Neye tekabül ediyor? Soru bu! Sadece efemera da değil Bir çizgi roman koleksiyonu, hiçbir zaman Dostoyevsky ya da Nazım Hikmet veya Orhan Veli, Yahya Kemal, Ahmed Hamdi Tanpınar kitapları kadar değer kazanmayacak. Hele hele bu çizgi roman literatürünün Türkiye için anlamı daha da zayıf. Anlatılan hikayelerin bizimle hiç alakası yok! Kültürel karşılığı yok. Sadece birileri için nostaljik anlamı var. Pecos Bill toplayanlarla Dostoyevsky veya Tanpınar baskıları toplayanlar arasında Pecos Bill ile Dostoyevsky veya Tanpınar arasındaki kadar entelektüel fark var ve bu fark çok şeye tekabül eder?”
(Nisan 2018 tarihli bir söyleşiden.)
“Bir çizgi roman koleksiyonu, hiçbir zaman Dostoyevsky ya da Nazım Hikmet veya Orhan Veli, Yahya Kemal, Ahmed Hamdi Tanpınar kitapları kadar değer kazanmayacak.”
Hata:
1930 tarihli Superman nüshaları, uluslarası müzayedelerde 1’er milyon dolara gitti. İşin tuhafı, o tarihlerde Robert College ve ülkede bolca ABD’li varken, Türkiye’den hala öylesi bir nüsha çıkmamışlığı tuhaf. Muhakkak ki çıkacak o nedenle, belki çıktı ve yurtdışında satıldı bile, ayrı konu.
Bazı Türkçe çizgiromanların 10 bin lira ( = çok değil, 2 ay önceki kurla 2 bin dolar gibi) ettiğini de, Uğur Bey bilmiyor herhalde. Toplam sayı olarak, 1928 sonrasında 15-20 bin nüshadan söz ediliyor ve bazılarını gören yok, rivayet var yalnızca. 1965 ve öncesi basımlı tüm Türkçe çizgiromanlar iyi para ediyor. (1965 ve öncesine ait olan) 5 bin çarpı 2 binin de, 10 milyon dolar ettiği kısa yoldan anımsansın. Kimse vermez değil, veremez ayrı konu.
Leonardo’nun 30 defterinden bilinen 15’inden 1’ine de, Gates zamanında 30 milyon dolar verdi ki bu kitap değil, efemera olmakta.
Dolayısıyla; efemera, obje, kitap koleksiyon üçlüsü içinde, ortalama fiyat olarak kitap, en son sırada yer alıyor.
Türkiye müzayedelerinde son 30 yılda, 10 bin doları galiba 1-5 kitap geçti ama Atatürk imzalı bir fotoğraf 30 bin dolar etti.
Efemeraların önemi ise şurada:
Onlarda gayrıresmi ve gizli tarih var. İşe yarar her efemeradan bir makale çıkar. Ki zaten kitaplar da, belge diye o eferemeralardan yararlanır.
Kitapların elyazısı veya daktilo edilmiş kopyaları ile basılmış nüshaları arasında, aşağı yukarı her zaman fark bulunuyor (bilgisayar öncesi azmanlardan söz ediliyor). Bu kopyalar da efemera demek, Batı’da önemli görülen kritik edisyon (burada: karşılaştırmalı basım) için gerekli olan malzeme demek.
Kitaplar ise, kitap işte. Kataloglu. Çok özel durumlar dışında, Dünya’daki tamama yakın matbu kitap kayıtlı durumda ama efemera öyle değil, dipsiz kuyu, bilinen ufuksuz derya. Onların da derleme-katalog- kitapları yapılmış ama, Türkiye’de de…
Artı, çıkış olarak:
Bugüne kadar basılmış tüm kitapların %o 999’u bilgisel açıdan hiçbir işe yaramaz ya da yineleme ve dendenlemedir.
Kitap, fetişsel / putperestçe koleksiyonluk bir malzeme değil, bilgi edinmek içindir.
Kitap; sahip olmak, kilitli dolaplarda saklamak için değil, okumak içindir. O kilitlenip saklanan kitapları, araştırmaları için arayan onlarca araştırmacı var Dünya’da.
Yani, kitabın koleksiyonu olmaz. Olmaması, daha ahlakidir.
O nedenle de, durdurulan Google kitap bedava yayın projesi kesinlikle gereklidir.
+
Dipnot:
Superman / çizgiroman eleştirisi, Dostoyevski eleştirisi kadar bilgisel değerli ve eleştirisel anlamlıdır. Çünkü, popüler kültür kuburdur ama kültür de, tarih de, gelecek de, kuburun gittiği yönde akar, Dostoyevski’nin gittiği yönde değil.
Şerh: Kafka’nın gittiği yönde de akar, ayrı konu. O nedenle de, 2’sinin birarada okumasını ve kritik eleştirisini yapmak gerekir.
(3 Eylül 2018)

Hiç yorum yok: