Pazartesi, Eylül 24, 2018

Roma-Germen, Faşizm, Nazizm, Ekspresyonizm, Fütürizm: Serbest Uçuş


Romalılar zamanında Germenler, hiçbir zaman tümüyle Roma’ya yenilmedi veya Romalılar tarafından tam işgal edilemedi.
(Kendilerinin yıkmadığı) Roma yıkıldıktan 500 küsur yıl sonra da Germenler, tuhaf bir biçimde Roma-Germen Kutsal (Holy / Göksel) Roma, Kutsal Germen gibi adlar verilen bir imparatorluk kurdular. Bu, Birinci Devlet / 1. Reich idi. 2. Reich cumhuriyet, 3. Reich Hitler oldu.
Aranot: Oysa bizce doğrusu, aradaki cumhuriyet dönemini atlayarak, 3. Reich’in Merkel eliyle şu sıralar kurulmakta olduğu. Çünkü, bu üçünün de varlık / hükümranlık alanları / sınırları aynı. Germenler, çokça Nordik, azca Doğu Avrupa’yı epeyi kez işgal eden Asyalılar melezi bir ırk: Hitler’in siyah saçlılığı oradan gelmiş.
İtalyalılar, ne gen, ne de kültür olarak bağlarının olmadığı Roma’nın geleneğini üzerlerine aldılar. Faşizm adı, Roma’daki polislerin taşıdığı ‘fascus’ adlı baltadan gelirmiş rivayete göre.
Nazizm, hiçbir zaman kendine faşist demedi, nasyonel sosyalist dedi. Bunu üzerine alınan ve gayetle Slav nasyonal sosyalisti ve reel sosyalist olan Stalin, ona faşizm denmesini buyurdu ve öyle de oldu.
2. Dünya Savaşı’nın öncesindeki koşullarda, İtalya’da fütürizm / gelecekçilik, Almanya’da ekspresyonizm / dışavurumculuk sanat akımları moda oldu ve ikisi de kendi faşizmlerine meyletti.
Sanatsal ve estetiko-politik açıdan tuhaf olan şey, dışavurumculuğun resimsel karşıtının / antitezinin, gelecekçilik değil, Fransa’daki izlenimcilik (doğrusu etkilenimcilik) olması.
Zaten ikisinin faşizmleri de ayrı: İtalyan faşizmi tarımsal korporatist, Alman faşizmi sanayisel öldüresiye-sömürücü (çalışmak özgürleştirir).
Almanlar, 2. Reich’ten beridir, kendilerini İtalyanlar’a karşı üstün göregelmişler, çünkü daha o zaman bile Almanya, İtalya’yı işgal etmiş. Hitler de, Mussolini’yi hep küçük görmüş.
Bu ana eksen üzerinden akışlı, kırınımsal karşıtlıklar ve koşutluklar, tuhaf bir gergef-harita çizmiş. Ancak bu tanımlamalar, yalnızca o yerzaman için geçerli. 1945-2020 arasının çok altdönemli sanat, tarih, kültür akımları ve akışları içinde böyle tanımlamalar yok, gözlenmiyor yani.
Çıkış babında: 2010 sonnrasının 10. sanat dalı çapraz medya, bu türden diyalektikler değil, tuhaf bir içkin poliyalektik taşıyor: Mc Carthy’ciliği bile yok ve kendi aşkın kategorik vektörlerini bir şeyleri soğurarak / somurarak kendi üretiyor. En önemlisi bu vektörlerin çoğu, nasyonel değil, enternasyonel de değil, globalist de değil, meta-hümanist ki bu nasyonalizmin N ötesi bir tanım alanı: Yani, N. dereceden aşkınlık vektörleri çoktan üretilmiş durumda yalnızca 10 yıl içinde ki başlangıcındaki sinema da öyle olmuştu zamanında, ondan önce başlangıcındaki fotoğraf da…
Şerh: Sanıldığının tersine, bunu yaratan teknoloji parametresi değil, kültürel melezleme, harmanlama, sentezleme, praksisleme parametreleri. Vurgulamak gerekirse, tarihte bunu yapabilen ilk sanat dalı, çapraz medya olmakta.
Çıkış:
Tabii ki çapraz medyanın da ötesi var ki zaten teknolojik holografik sinema, Asimov’sal vizi-sonor, Lem’sel real çoktan beridir tanımlı.
Bizim tanım kümemizde bu, 5 duyu-dilin melezlemesi, harmanlaması, sentezlemesi, prarksislemesi ki tiyatro zaten, 2 bin 500 yıllık bir motor-sözel duyu-dil sentezi durumunda tanımlı.
Ayrıca bizce, fotoğraf-sinema-çapraz medya üçlü dizisi, yukarıdaki sayılan gerçek ve kurmaca sanat üçlüsünü engelledi bile çoktan. Ayrıca, holografik sinema filmi çoktandır yapılabilecekken, diğer ürünlerin satış ömrünü tamamlamaması ve kar güdüsü nedeniyle yapılmıyor, yoksa ilk holografik oyun sinemasal fragmanı (kovboylu olanı) yapılmışlığı, taa 1980’lere ait.
(23 Eylül 2018)

Hiç yorum yok: